Artık bu oyunun sonlanması gerekiyordu. Etrafımı buğulu görmeye başlamıştım. Ağlıyor muydum yoksa? Justin bana doğru bir adım atınca geri kaçtım. Bunları ben yapmıyordum sanki. Bedenimi kontrol edemiyordum. "Ariana lütfen..." dedi. Gözümü kapattığımda birkaç damla yaşın yanağımdan akıp gittiğini hissettim. Lütfen Tanrı'm, bu bir kâbus olsun, lütfen...
Bana doğru gelen ayak seslerini işitince hemen gözlerimi açtım. "Ariana, düşündüğün gibi değil..." dedi. Ne düşündüğüm gibi değildi? Şimdi ne yalanlar uyduracaktı kim bilir! "Ariana, her şeyi açıklayacağım ama... Ama önce şuradan çıkalım." diyerek kolumdan tuttuğunda kolumu hışımla çektim. Canım yanmıştı ama ses etmemiştim onun yerine "Git burada Justin," dedim, "Biraz zamana ihtiyacım var." Sesim gayet sakindi aslında. Neden böyle tepkiler vermiştim ki. Daha doğru bedenim neden böyle tepkiler vermişti...
Bir süre sessizce durduk. Ben tabanı incelerken birden "Bilmiyor muydun zaten!" diye bağırdı. Olduğum yerde sıçrayarak kendimi geri ittim. Kabinin direğine tutunmasam düşecektim. "Bana o kadar acı çektirdin ki, Ariana," dedi, "O gün telefonla konuşurken beni dinlediğine bahse bile girerim." Gözlerinin içine bakıyordum. Kızgındı.. Hemde çok. Ama ben ne yapmıştım ki? Asıl o bana acı çektirmişti! "Ariana!" diye bağırdı yine, "Konuş benimle!" Yutkunurken o kadar zorlanmıştım ki. Koca bir düğüm vardı boğazımda.
Hıçkırığım ile birlikte tuttuğum gözyaşlarımı bırakmam gerektiğini anladım. "Hayır!" dedi, "Ağlama! Hayır, özür dilerim!" Sesini kontrol edemiyormuş gibi düşünerek sakin olmaya çalıştım. Sinirle saçlarını karıştırdı. Delirmiş gibi görünüyordu. "Beni korkutuyorsun..." dedim zorlanarak. Gözlerini bana diktiğinde ne kadar üzgün olduğunu gördüm. "Bak... Açıklayabilir miyim bilmiyorum..." dedi, "Sadece, sadece... Bilmiyorum işte! LANET OLSUN!"
Burnumu çekerek tuttuğum direği bıraktım ve geri dönüşü olmayacak bir adım attım. Topuklum tabanda sert ve tok sesler çıkarırken Justin'e o kadar yaklaşmıştım ki... Başını eğerek kurumuş olan dudağını yaladı ve boğazını temizledi. Sinirden soğuk olan ellerimi yanağına değdirerek bana bakmasını sağladım. Yanağı o kadar sıcaktı ki... Çok zıttık biz...
"Ama zıt kutuplar birbirlerini çekerler değil mi?" Son sözüm bu olmuştu... Bundan sonrası karanlık...
***
OMG! Yeni. Bölümü. Sonunda. Düzleyip. Yayımladım!
PURPOSE dinleyin... PURPOSE dinleyin... FOCUS dinleyin... FOCUS dinleyin... *-*
Sizi beklettiğim için özür dilerim. Son sınıfım ve girilmesi gereken önemli bir sınavım vardı. Biraz moralim bozuk bilmiyorum sanırım (çaktırmayın;) pms'deyim. :3 :3 :3 ŞŞTT ;D
(multiyi yine *feels* lik koydum!! ne olur bu bir gün gerçek olsun!)
Sizi seviyorum, moonlighters, ♥ (tv'de "Focus" çıktı dans ederek YAYIMLA butonuna basıyorum!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love ya | Texting // Jariana
Fanfiction❝Sen, beni gerçekten sevdiğine inanıyor musun?❞ dedim. ❝Bir neden söyle...❞ dedi. Ne demek istediğini anlayamamıştım. ❝Neyim eksikti ve sen onu seçtin?❞ ~ ❝Işığım olmaya hazır mısın?❞ ❝Peki ya sen benim ışığıma hazır mısın?❞ hikaye textinglikten çık...