►Fourteen◄

730 65 47
                                    

Şuan hayatı sorgulamakla uğraşıyordum. Ne yani? Justin ve Kendall... Mükemmel.(!) Gerçekten çok yakışıyorlar zaten.(!)

Kendall kıkırdarken ağzının ortasına vurmamak için kendimi zor tuttum. Bu beni ilgilendirmezdi ki? Benim neyime? Ariana, bebeğim. Gün geçtikçe kafayı yiyorsun!

Boğazımı temizledim ve "Peki o zaman..." dedim ve şişeyi tekrardan çevirdim. İçimde bir şeyler zıplayıp duruyordu. Gerçekten iyi anlamda değildi.

Kendall ile bana geldiğinde "Bu sefer sen söyle bakalım. Sean hakkında çoğu kişinin bilmediği bir şey söyle." dedi ve gülümsedi. Temizlenmiş olmasına rağmen tekrar boğazımı temizledim. Amacım biraz zaman geçirmekti.

Justin ile göz göze geldiğimizde dikkatle bana bakıyordu. Kendall'ın meraklı bakışlarıyla da göz göze geldiğimde zorlukla konuşmaya başladım.

"Ne kadar... Ne kadar artık kalbinde olmadığımı söylesede..." dedim Justin'in gözünün içine bakarak. "Hala kalbinin bir köşesinde olduğumu biliyorum. Bu yetmez mi?"

Justin gözlerini benden ayırdığında Kendall "Aman Tanrı'm. Özür dilerim Ariana." dedi. Başımı sağ sola sallayıp "Özür dilemene gerek yok... Bitti." dedim ve ayağa kalktım. "Ben gitsem iyi olur."

Geçip gidecekken Justin bileğimden tutarak ayağa kalktı ve "Hiç bir yere gitmiyorsun Ariana." dedi. Kaşlarımı çatarak "Siz eğlenmenize bakın." dedim ve bileğimi çektim. "Ya da sevişmenize..." dedim kendi kendime. Fakat kendi kendime olmadığını Justin'in "Ne?" demesinden anladım.

"Ne demek istiyorsun?" dedi. "Ne demek istediğim açık değil mi?" dedim sinirle. "Bu ortamda kalmak istemiyorum ve sizi de yalnız bırakıyorum. Daha ne istiyorsunuz!" Justin kaşlarını çatarken Kendall da yanımıza geliyordu.

"Ariana, ne saçmalıyorsun?" dedi. Derin bir nefes alışverişinden sonra hızlı adımlarla merdivenlere doğru yürüdüm. Justin bu sefer kolumdan tutarak beni koltuğa sürükledi ve oturttu. "Ne yapm-" Ağzımı kapatıp "Artık konuşma sırası bende. Daha fazla saçmalama!" dedi. "Şimdi mutfaktan bir şeyler almaya gidiyorum, döndüğümde ikinizde burada olun!"

Mutfağa doğru ilerlerken ben yerimde kalakalmıştım. Kendall yanıma otururken telefonum titredi.

coochielover: Ariana?

Me: Ne var!

coochielover: Sakin ol.

Me: Olmayacağım!

coochielover: Ol yoksa Justin'i gebertirim.

Me: Komik değil!

coochielover: Ciddiyim!

Etrafıma bakındım bu manyak ciddi miydi yoksa benimle taşak mı geçiyordu!

Me: Siktir git!

coochielover: Beni katil yapma Ariana!

"Ne oluyor Ariana?" dedi Kendall. Bilmiyorum anlamında omuz silktim. "Justin!" diye bağırdığımda tekrar telefonum titredi.

coochielover: Bir insan bayılmak üzereyken konuşamaz o yüzden ses tellerini zedeleme.

Me: Manyak mısın sen!

Hışımla ayağa kalktım ve mutfağa koştum. Aynı zamanda da Justin'e sesleniyordum. Mutfağın kapısı ben açamadan açılınca çığlık attım. Refleks yani ne yapalım.

"Ariana?!" dedi Justin. Elimi kalbime götürerek "Tanrı'ya şükürler olsun yaşıyorsun!" dedim. "Yine ne saçmalıyorsun?" dedi. "O seni öldüreceğini sö-" derken sözüm Justin'in arkasında gördüğüm kişi yüzünden kesildi. Justin gülerek "Saçmalama Ariana, iyice kafayı yedin sen." dedi. Gözlerim fal taşı gibi açılırken "Justin!" dedim. Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Arkasında gördüğüm kişi biraz daha bize yaklaşıyordu. Telefonum titrediğinde ekrana baktım.

coochielover: Oyun başlasın.

****

Wow wow wow. Düşündüğünüz gibi mi oldu yoksa hiç tahmin etmemiş miydiniz? asjdjas xD

ayrıca kendalla karşı bir antiliğim yok :3



Love ya  | Texting // JarianaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin