►Fourty One◄

459 25 7
                                    

"Yayına başlamak için son 10 saniye!" Yeni röportajım için radyo programına çağırılmıştım, bu sefer bunu yakın bir arkadaşımın sunduğu programda yapacaktım. Mikrafonu rahat olacak bir şekilde yerleştirdim, kulaklığı kulağıma taktım ve beklemeye başladım.

"3, 2.. Merhabalar ben Ash ve bugün yanımda çok değerli arkadaşım Ariana Grande ile tekrardan sizlerle beraberim." dedi. Gülerek "Merhaba, ben Ariana Grande!" dedim. "Ben de öyle demiştim zaten." dedi o da gülerek. Tekrar güldüm ve peki anlamında kafamı salladım.

"Hiç beklemeden röportajımıza başlamak istiyorum." dedi, tekrar kafamı salladım. "Yepyeni çıkan albümün Dangerous Woman hakkında bilgi edinmek istiyorum, yani demek istediğim albümü hazırlarken neler yaptınız, zorlandınız mı?"

Konuşmaya başlamadan önce boğazımı temizledim. "Aslına bakılırsa, pek zorlandığım söylenemez. Yours Truly'ye benzeyen bir albüm olacağından bahsetmiştim. Bu albümü yaparken ne kadar eğlendiğimi size anlatamam, uğraştırdı ama değdi." dedim tek nefeste. "Emeğinin karşılığını aldığını ve daha alacağından eminim." dedi. "Evet, bunu alıyorum, ilk haftadan #1. olmam çılgınca bir şey, mutluluktan bir süre ağladığımı itiraf edebilirim..." dedim, "Hayranlarıma ne kadar teşekkür etsem az, sizleri çok seviyorum, teşekkür ederim!"

"Onlar benim için çok değerli, beni bu noktaya taşıyan onlar... Sizler benim, bunları yapma nedenimsiniz, bir tarafta da müziğe aşık olmam var."

Başıyla onayladı, "Şimdiii," dedi yerini düzelterek. "Biraz ilişkilerine girmek istiyorum." dediğinde gözümü devirdim. O sırada o da güldü, "Yani üzülmeni istemiyorum ama biliyorsun, bu benim işim." dedi. Başımla onaylarak, "Biliyorum, tabii ki." dedim. "Biggy Sean'dan sonra, JB ile çıkan dedikoduların var." dedi, "Maalesef," dedim, "İnsanlar hiçbir şey bilmeden konuşmaya bayılıyorlar. Sadece menajerlerimiz aynı, normal olarak beraber oluyoruz."

"Aynı zamanda yakın arkadaşlarsınız, öyle değil mi?" diye sordu. Hiçbir şeyi açık etmemem gekiyordu. Kurumuş olan dudağımı ıslattım ve "Sayılır, öyleyiz tabii." dedim, "Sanırım bütün dedikoduların başlangıcı, .... otelinin balkonundaki sarılışınız." dedi, "Konu çok farklı..." dedim. Ne diyecektim ki ben? Sapığım vardı, elektrikleri kesti Justin de bana, iyi hissetmem için sarıldı. Her zaman yanımda olduğunu hissetmemi istedi. Ama bütün olanları o yapmıştı, benimle oynamıştı!.. mı demeliyim?

"Karanlıktan korkuyorum, bilirsiniz.. Elektrikler söndüğünde ben de korkudan ona sarılmıştım. Elektrikler tekrar geldiğinde biraz fenalık geçirmiştim, bu yüzden odaya kadar bana eşlik etmişti." dedim.

Bir süre yüzüme baktı ve gülümsedi. Sanırım yırtmıştım. "Daha önce niye söylemedin?" diye sordu. "Bilmiyorum, gerçekten." dedim. "O zamanlar birbirinize dargındınız sanırım, evinden ağlayarak çıkman falan?" dedi.

Harika bir şey düşünmeliydim. Biraz önce söylediklerim tam olarak yalan değildi, sadece mesajlardan söz etmemiştim. Aynı şeyi bu cümlemde de kullanabilirdim.

"O konu da çok farklı aslında.. Biliyorsunuz, yakın zamanda büyük babamı kaybettim. O gün LA'a yeni gelmiştik, Justin'in evinde bir tür kutlama olacaktı ve o sıra büyük babamın çok sevdiği şarkılarımdan biri çaldı." dedim, bu işe büyük babamı kattığıma inanamıyordum! "Çok kötü oldum ve onlardan izin alarak evden çıktım." Tanrı ve büyük babam beni affetsin.

"Justin'in arkandan seslenmesi de var?" dedi. Ya beni zor durumda bırakıyorsun, be Ash! Sakin olmaya çalışarak "O, o sıra mutfakta bir şeyler hazırlıyordu. Sanırım ben koşarak evden çıkarken beni gördü ve arkamdan geldi. Ben de sonra konuşuruz işareti yaptım." dedim. Gerçek sebep aklıma geldikçe acı çekiyordum. Benimle resmen oynamıştı! Sinirlenmeye başlamıştım, hemde çok! "Londra'da, yani LA'a gelmeden önce çekildiğiniz fotoğrafla, ilgiyi bayağı üzerinize çekmiştiniz ve o gün Los'a geldiğinizden sonra yaşanan olaydan sonra o fotoğrafın silinmesi de sizi bayağı gündemde tuttu." dedi, "Yani bu, herkesin siz çıktıktan sonra ayrıldığınızı düşünmesine sebep oldu." Siktir!

Başımla onayladım. "Onu daha fazla ilgi çekilmemesi için sildi. Yorumlara bakarsanız bir çok Jariana, yani onların taktıkları isim bu; Justin & Ariana simgeli isimli hayranlar doluştu. Korkmadık değil." diye güldüm. Şu anda da hayranlarımı kullanıyordum, lanet olsun. " 'Annem ve babam beraberler, aman Tanrı'm!', diyenler mi olmadı, 'Jariana? Jariana! Tanrı'm gerçek mi oluyor!' diyenler mi olmadı!" Lütfen yesinler, lütfen! Oldukça güler yüzlü olmaya çalışıyordum. "Aranızda, hiçbir şey yok yani?" diye sordu ve göz kırptı. Tekrar güldüm ve "Tabii ki hayır!" dedim, "Onlar çok üzülecekler." dedi. Tekrar ve tekrar güldüm ama o kadar üzgündüm ki, "Asla üzülmesinler, hayallerinde nasılsak, öyle devam etsinler... Ama onlardan, sizlerden tek isteğim; bizi her yakın gördüğünüzde 'beraber misiniz?' sorusuyla karşılaşmamak." dedim, "Bundan nefret ediyorum."

Kendime hakim olamayarak, "Asla kendini beğenmiş kişilerle hayatımı harcayamam." dedim. Birkaç saniye sonra dediğimi kavradığımda ağzımı kapattım ve "Aman Tanrı'm, aman Tanrı'm! Özür dilerim!" dedim ve koltuğu geriye iterek ayağa kalktım. "Özür dilerim!" diyerek odadan çıktım. Kapıdaki görevliye döndüm ve "İsteyerek dememiştim!" dedim. Ne yaptığımın farkında değildim, bunu neden görevliye söyleme gereği duymuştum ki?

Artık kendimi anlamakta zorluk çekiyordum, kendimi tanıyamamaya başlamıştım! Bana ne yaptığını görüyor musun? Umurunda bile değil, değil mi? "Senden nefret ediyorum..." diye fısıldadım.

Görevli beni sakinleştirmeye çalışarak içeri geri yolladı. Gülmeye çalıştım, çok salaktım! "Aman Tanrı'm!" dedim, gülerek. Ash de gülerek "Ona çok kızmışsın." dedi. Başımla onayladım, kıvırmam lazımdı. Gülerek "Kendini beğenmişlik yaptı, yine.." dedim, "Ne gibi?" dedi. "Bildiğiniz Justin işte. Küçük bir şeydi aslında." dedim.

O an Ash'in benim düştüğüm durumu kurtarmaya çalıştığının çok iyi farkındaydım. "Onu önemsediğin için kırıldın?" dedi. Tekrar başımla onayladım "Aynen öyle. Her şeye ulaşabileceğini düşünmesi... bazen sinirimi bozuyor." dedim, "Tekrar üzgünüm, Belieberlar, kötü niyette olmadığımı biliyorsunuz."

"Tabii ki, onlar seni bilirler." dedi gülerek ve göz kırptı.

Tam bir aptaldım ve yalanlar söylüyordum. Kendimden yavaş yavaş nefret etmeye başlamıştım!

"Çok merak ettiğim bir konu daha, Toulouse..." dedi. O gün aklıma geldi, buruk bir gülümseme yerleşti yüzüme. Gülmek istiyordum ama olmuyordu. İçten içe yaram daha bir yandı.

"Evet," dedim, "O gün uyuya kalmıştım ve Toulouse'un ihtiyaçları gelmişti, Justin de bana iyilik yapmak istemişti. Daha doğrusu Toulouse'a."

"Köpek elinden kaçtı, biliyorsundur. Hayranlar üstüne çullanınca." dedi gülerek. Ben de güldüm, "Evet, ona çok kızmıştım. Zaten sonrasında aramaya çıkmıştık." dedim.

"O anı görmen lazımdı, belki videoları görmüşsindür." dedi, "Hayır? Hayır, görmedim." dedim. Ne videosu?

"Toulouse'un elinden kaçması ve... İnan ki, bir an için, içine Bolt'un kaçtığını düşünmeden edemedim." dedi, "Üzgünüm, Justin..." Kahkaya tutulmuştu. Ben de ona gülümsüyordum, ama aklımda canlanmaya başlamıştı, komik olabilirdi. "Oh..." dedi, nefes almaya çalışarak. Boğulacağını düşünmüştüm. "Ve..ve, sonra terler içinde geriye döndüğünde ilk dediği şey 'Lanet olsun, Ariana bu sefer beni fena yapacak' tı." Durdu, derin bir nefes aldı ve "Gerçekten çok komikti, Tanrı'm! Telefonumda bile kayıtlı bunu sana mutlaka izletmeliyim!" dedi, başımla onaylarak "Kesinlikle görmeliyim onu!" dedim, aynı zamanda gülerek.

Onu o kadar çok özlüyordum ki, ama o bunu göremiyordu. Bana muhtaç olduğunu söylemişti, hepsi yalandı...

♡♡♡
Yıllar, yıllar sonra.,, Zeynep sonunda yeni bölümü yayımlamıştı♥
10K az kaldı, bayılabilirim o_o!

Ve.. biraz geç olsa da; Doğum günün kutlu olsun, ayışığı♡

26 haziranda, 23 yaşına basan kraliçemiz, iyiki var♥

Twitterdan destek çıkamadım ama umarım Türkiye'ye gelir.. ve bir Türk çizimcinin, Dangerous Woman eserini paylaştı♥(multide var)

Son olarak ve çok üzülerek; Atatürk Havalimanı♡:'(

Love ya  | Texting // JarianaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin