►Fourty Three◄

364 24 14
                                    

"Merhaba, Bieber." dedi gülümseyerek. "Sana da Baldwin," diyerek içeri geçtim. Kapıyı kapatırken, "Sorun ne?" dedi ve arkamdan geldi. Güldüm, "Bir sorun olması mı gerekiyor?" Koltuğu kıracak gibi atladım, Hailey de yanıma oturdu. "Tabii ki hayır, ama... Ne biliyim?"

Gülümseyerek içime girdi girecek olan Hailey'e baktım, "Birinden hoşlanıyorum." Gözlerini bilmem kaç kere kırptıktan sonra dudağını yaladı, "Kimmiş o şanslı kişi?" dedi gülerek. Tikim varmış gibi ben de dudağımı yaladım. "Hemen söylersem heyecanı kalır mı sence?"

Onaylamadığını belli eden bir ses çıkardı, "Kalmaz.." Kısa bir sessizlikten sonra; "Tanrı'm, gerçekten ne olduğunu anlatacak mısın artık?" dedi, "Yoksa, kelimeleri  ağzından cımbızla çekmemi mi istiyorsun?" Güldüm, "Seni zorlamayı seviyorum." dedim. Gözünü devirdi ve kendini -sonunda- geriye attı. "Tam bir pisliksin." dedi.

Önüme döndüm ve gözlerimi bir yere sabitleyerek "Biliyorum..." dedim. Bana dik dik baktığını hissediyordum. "Bozulmadığını söyle!" dedi, "Hadi ama, Justin! Bunu her zaman derim, biliyorsun." Yanağımdan tutarak, yüzümü ona çevirdi, "Bir sorun var.. Anlayabiliyorum."

Oflayarak "Evet..." dedim, "Ama sana anlatacak değilim." Elini çekti. Tanrı'm! Bozulduğu çok belliydi..

"Hailey, öyle demek istemedim..." dedim, "Yani, şu an sana anlatamam, ben bile kavrayamamışken."

"Anlıyorum, Bieber. Önemli değil.." dedi, "Ben içecek bir şeyler getireyim." Onaylamadığımı belli eden bir ses çıkardım ve "Hayır, gerek yok." dedim. "Neden geldiğini sormaya hakkım olduğunu düşünüyorum." dedi. "Bir şeyle mi uğraşıyordun? Rahatsız ettim, galiba?" dedim.

"Saçmalıyorsun şu an!" Belki de... "Tamam, üzgünüm." dedim. Kafayı yediğimi düşünmeye başlamıştım.

Telefonum cebimde titremeye başladığında ayağa kalktım ve arka cepten telefonu aldım. Arayan Kendall'dı. "Ah, Tanrı'm!" diye ofladım. "Kim?" dedi. Omuz silktim ve bahçe kapısını açarak dışarı çıktım.

Telefonu, "Efendim?" diyerek açtım. Arkadan müzik sesleri geliyordu. "Alo, Justin." dedi. Devam et anlamına gelen bir ses çıkardım. "Bunu asla söylemek istemezdim ama..."

"Kendall, söyle artık ne diyeceksen!" dedim. Sabırsız bir insandım, biliyorum.. "Sabırsız ve kendini kontrol-" Devamını getiremeden lafımı kesti ve;

"Biraz önce Ariana ve Ricky öpüştüler, bence artık bu işin peşini bırakmalıyız..."

♥♥♥

TAM BİR PİSLİĞİM, evet ♥

Ama sonunda yeni bölüm geldi! Gerçekten yazcak zaman bulamadım. Sanırım bunu yarım saatte yazdım. Çoook kısa oldu, üzgünüm ♥

ve asla şöyle sanmayın ki; Ricky'i sevmiyorum, öyle bir şey yok. :) İkisi de mutlu ise, buna kimse karışamaz. Aynı zamanda; İkizler ve Ricky benim favori dansçılarımdı, Ariana Rick'i sahnede öpünce yüz ifadem aynı multiydi! :D

xoxo, moonlighter.

Love ya  | Texting // JarianaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin