►Sixteen◄ •New Season•

859 68 12
                                    

Her insan bir şansı hak eder mi? Peki ya mutlu olmayı? Beni bu kadar seven biri neden bana bunları çektirir ki?

Sabah erken uyanıp onun yazdığı bütün mesajları okudum. Artık gerçekten birilerini araştırmam gerekiyordu. Tehlikede olduğumu düşünmüyordum fakat o kişiyi ne olursa olsun bulmalıydım.

Odadan çıktığımda birinin mutfakta fısıltıyla konuştuğunu duydum. Sessizce oraya ilerlediğimde bu kişinin Justin olduğunu gördüm.

"Hayır! Bu sebebi kabul etmiyorum!" diyordu. Bağırmak istiyormuş gibi duruyordu. Fazla sinirliydi. "Size ileri gitmeyin demiştim!"

Sessizce dinlemeye devam ettim. Özel bir şey olduğu belliydi ama artık araştırma yapmam gerekiyordu.

"Aman..." dedi ve bardağına su koydu. "Tanrım!" Sinirle elleriyle saçlarını karıştırdı. "Eğer bu dediklerinizi yapsaydınız sizi yaşatmazdım!" dedi biraz daha yüksek sesle ve rahatlamak istercesine suyu içti.

"Hayır. Planladığım gibi olmadı." Sesi yumuşamıştı. "Bir an korkudan bayılacağını düşündüm, ve kendimden nefret ettim." dedi. Biraz karşı tarafı dinledi. "İtiraf edersem benden nefret edecek ve ben kendi kendimi öldürme isteğiyle yaşamayı tercih ederim..."

Bir süre sonra telefonu kapattı ve pencereden bakmaya devam etti. Kendi kendine konuşmaya başladığında mutfağa girdim.

"Tanrı'm, niye? Niye lanet olası kalbim bir imkansıza kapısını açmak ister ki?" dedi. Sesi... Sesi acı çekiyormuş gibi çıkıyordu. Belkide çekiyordu... "Daha anca yavaş yavaş tamir olmaya başlayan lanet kalbim, acı çekeceğini bile bile niye açar ki kapısı yine?" Biraz daha yaklaştım ona. "Neden ona? Ne gerek vardı ki sanki? Aşk olmadan yaşasam neyim eksik olurdu ki?"

Tam arkasında durdum. Çıplak sırtı ile yüz yüzeydim. "Hala eski yaşadıklarımı unutamadan, neden başka kızları yara bandı gibi kullandım ki?" dedi. "Ama inanıyorum bu öyle bir şey değil."

Derin bir nefes aldı ve devam etti "Yemin ederim Tanrı'm, artık ben eski Justin değilim!" Nefesini verdi. "Artık çocuk değilim. Her şeyin farkındayım..." Nefesimin sırtına çarptığını biliyordum. "Ve Ariana, arkamda ne yapıyorsun?" dedi.

Bana döndüğünde "Güzel popona bakıyordum Justin." dedim gülerek. Bunu beni öldürecek olsalar dahi söylemezdim ama arkadaşımın şu an gerçekten gülmeye ihtiyacı vardı. Uyumamış gibiydi. Gözleri kızarıktı. O da şaşkın olmasına rağmen güldü. "Sorgulamayacağım..." dedi ve tekrar arkasına döndü.

Ben de ona arkadan sımsıkı sarıldım. Elimi tuttuğunda gülümsediğini hissedebiliyordum. Bilmiyorum ama hissediyordum işte. Usulca ellerimi bedeninden ayırdı ve beni önüne çekti.

Bu sefer kafamı göğüsüne yasladığımda o da beni belimden tuttu ve kafasını kafama yasladı. Kalp atışları hızlanıyordu. Gülümseyerek dinlemeye devam ettim. "Kalbinin ritmi... Çok güzel." dedim. "Çok güzelsin." dedi. Bunu beklemiyordum aslında. "Kelebeğin ömrünü uzatabilecek bir güzelliğin var..." Başımdan öpünce bende ona sımsıkı sarıldım. "Belkide sadece kelebeğin ömrünü uzatmıyorsundur." dedi. Ne demek istediğini, ne ima ettiğini tam olarak anlamasamda, ortamı bozmak istemedim ve sustum.

Bir süre sessizlik olduğunda ben konuştum. "Aşık olduğun kız çok şanslı." dedim. Kalbi dahada hızlanırken devam ettim. "Bence her ne yaptıysan söylemelisin ona... Gerçekten dediğin gibi seviyorsan seni affedecektir."

****

İçimden gelenleri yazdım. Ağlayıvericem şimdi... :')

Veee yine multi benim yapımım umarım beğeniyorsunuzdur. :3

(eklenti); Bu bölüm yeni bir sezonun başlangıcıdır ;)


Love ya  | Texting // JarianaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin