15 Temmuz pazartesi günü itibariyle düzenlenmiş haliyle yayımadır.
15.07.2019-
00.39Bir elimde telefonum diğer elimde kahvemle birlikte okulun kantininde oturmuş Aras ile mesajlaşıyordum. Karşımda oturan Eylül ve Görkem bende bir aydır var olan değişikliğin farkına varmış olacaklar ki kendi ilişkilerini unutup bana odaklanmaya çalışıyorlardı. Tam bir hafta önce dönme dolabın üzerinde Aras'ın teklifini kabul etmemle başladı her şey. Şu bir haftadır hiç mutlu olmadığım kadar mutluydum. Sürekli olarak mesajlaşıyor, geceleri görüntülü konuşuyorduk. Tabiri caizse her şey rüya gibi ilerliyordu.
"Şişt İpek böceği kime diyorum ben duysana bir bizi." Mesajımı tamamladıktan sonra telefonumu ters çevirip masanın üzerine bıraktım.
"Evet sizi dinliyorum çifte kumrular."
"Kim bu gizemli çocuk sürekli konuşup gülüyorsun. Hayırdır kızım ne bu haller varsa bir şey bize de söyle biz de bilelim."
"Evet böcek İpek kim bu şanssız çocuk. Kesin aklını yitirmiş biridir yoksa seninle nasıl konuşsun." Eylül hanım aklı sıra onlara yaptığımın intikamını almaya çalışıyordu ama ne yaparsa yapsın keyfimi kaçıramazdı.
"Hiç kimse değil canım bir kız arkadaşımla konuşuyorum kedili video atmış da ona gülüyordum. Hem siz beni bırakın da önce kendi ilişkinizi bana ne zaman söyleyeceksiniz?." Böylelikle kısa süreli de olsa onları bu olaylardan uzaklaştırmış oldum.
"Ne ilişkisi be saçmalama arkadaşız dedik ya sana. Senin alıcılar yanmış İpek ben derse gidiyorum daha fazla nefesimi tüketemeyeceğim."
"Benim zeki arkadaşım acaba neden hep sıkışınca kaçıyorsun. Bir kere itiraf et üçümüzü de kurtar bu ilişkiden." Cümlem daha bitmeden Eylül çantasını aldığı gibi al al olmuş yanaklarıyla masadan uzaklaştı.
"Görkem senin de dersin yok mu gitsene Eylül'ün peşinden. Benim dersime daha bir saat var."
"İpek böceğim gideyim gitmesine de bu işi acaba Eylül'ün yanında çok dillendirmesek mi. Çünkü tam bana açılacağını hissettiğim anda utanıp vazgeçiyor. Biliyorum sana en basından beri anlatmamız gerekirdi ama Eylül çok utanıyor daha kendine bile itiraf ettiğini sanmıyorum. Onu bu konuda biraz zorlamış olduğum için kaçıyor şimdi de." Görkem'in bu üzgün hali mutluluk seviyemi düşürmüştü.
"Sıkma sen canını bak ben sana diyeyim Eylül bu sağı solu belli olmaz beklemediğin bir an gelir itiraf eder her şeyi. Ben hafta sonu konuşurum onunla." İkimiz de ayaklanıp sarıldıktan sonra ayrı koridorlara ilerledik. Eylül ve Görkem iç mimarken ben dış mimardım. Bazen birkaç ortak dersimiz olsa da çoğunlukla derslerimiz farklıydı. Bahçeye çıktıktan sonra boş bir banka oturdum.
GÖNDERİLEN: ARAS
-Müsait misin?.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından telefonuma görüntülü arama bildirimi geldi. Arayan beklediğim gibi Aras'tı. Saçlarımı yüzümden çektikten sonra gülümseyerek telefonumu açtım.
Üzerinde siyah renk bir takım elbise, elinde büyük bir kahve bardağıyla oldukça yorgun görünüyordu. Sesini bile başkalarının duymasını istemiyordum bu yüzden de cebimdeki kulaklığımı çıkartıp kulağıma taktım. Oldukça delice ve saçma geliyor olabilirdi ama bu duygulara fazla yeniydim.
"Yorgun görünüyorsun, neden bu kadar fazla çalışıyorsun?." Onun bu yorgun hali içimde kötü bir hisse sebep olmuştu.
"Merak etme sen beni. Şimdi çalışıyorum ki seni yanıma aldığımda seninle vakit geçirebileyim." Ve yine dönüp dolaşıp evlilik konusuna gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•
General Fiction"Rotamı kaybettim anlıyor musun beni?. Ruhum oradan oraya sürükleniyor. Belirsizlikler içerisinde yeni bir dünya kurmaya çalışıyorum kendime. En ufak darbede un ufak olacağım anlıyor musun?." Acılar içinde kıvranıyordum. Hayır hayır bu fiziksel bir...