BEDİRHN'DAN
İleride ki kalemi almak için eğildiğimde Eylül'le ufak bir tensel temas yaşadık. Kendimi zar zor zapdetmeye çalıştım. Kokusu burnuma ilişince gözlerimi kapattım. Her akşam birlikte çalışıyorduk ve sıcaklığını hissetmek bile beni deli ediyordu. Boğazımı temizleyip bana bakmasını sağladım.
"Yarın ki doktor kontrolüne seninle gelmemi ister misin?." Kafasını iki yana sallayıp işine kaldığı yerden devam etti.
"Gerek yok ben kendim gidebilirim."
"Pekala o zaman doktor çıkışı seni ben alırım. Zaten yarın çok işim yok." Onaylarcasına kafasını salladı ve kalemle projedeki bir yeri işaret etti.
"Şuraya bir baksana emin olamasım buradan." Biraz yaklaşıp bakmaya başladım.
"Burada bir problem yok ama sşrada ufak bir değişiklik yapmamız gerekiyor." Kalemle bölgeleri gösterip konuştum.
"Tamam ben bir sütümü alıp geleyim sonra düzeltiriz. Sen mutfaktan bir şey istiyor musun?."
"Hayır sen kendine al." Kafasını sallayıp odadan çıktı. Ben de kafamı masaya koydum. İçimdeki hisleri nasıl durduracağıma dair hiçbir fikrim yoktu ama eğer biraz daha saklayamazsam her şeyi anlayıp benden kaçacaktı. Sıkıntılı nefesler aldım.
Onu Görkem itinden önce ben tanımalıydım ve bana aşık olmalıydı. O it herif ona hiç hak etmediği şeyleri yaşatıp gününü gün ederken Eylül burada her ne kadar saklamaya çalışsa da acı çekiyordu. Dolaylı yoldan bebeği ve ben de acı çekiyorduk. Kapının önünden ayak seslerinin gelmesiyle kendime gelip başımı masadan kaldırdım ve normal gözükmeye çalıştım. Elinde üç dilim çikolatalı kek ve süt vardı. Bu haline güldüm. Masum gözükmeye çalışarak dudaklarını sarkıttı.
"Ne yapayım ya canım çekti. Hem bir dilim de sana getirdim."
"Ben yemeyeceğim sana afiyet olsun." Omuzunu silkip kekten bir dilim aldı.
"Sen bilirsin biz hepsini yeriz." Keki afiyetle yemesini dudağımdaki tebesüsmle izledim. Eşi benzeri yokmuş gibi iştahla yiyordu. Dudaklarına bulaşan sosla gözlerimi çevirip düşüncelerimi yok saymaya çalıştım. Ben kendimi tutmaya çalıştıkça hep bir şeyler ortaya çıkıyordu.
Sütünden son bir yudum daha alıp arkasına yaslandı. Esnemeye başlamıştı. Bu haline gülümsedim. Saat henüz 21.48'di.
"İstersen sen git uyu ben biraz daha devam eder yatarım zaten."
"Tamam olur benim uykum gelmişti zaten. Sana iyi çalışmalar ve iyi geceler." Tabağınu ve bardağını alarak odadan çıktı ben de ardından iç çekmekle yetindim.
|*|*|*|*|*|*|*|*|*|
Odama doğru ilerlerken kapının kulpuu tuttuğumda gelen sesle kaşlarımı çatıp durdum ses Eylül'ün odasından geliyordu. Adımlarımı Eylül'ün odasına yönlendirip kapıyu açtığımda Eylül uykuda ağlıyor ve bir şeyler sayıklıyordu. Hızla birkaç adımda yatağın adına geldim ve Eylül'ü hafif hafif sarsmaya başladım.
"Ne olur bırakma beni. Gitmeee." Sarsılarak gözlerini açtı ve kollarını hızla bana sararak ağlamaya devam etti. Elimi rahatlaması için sırtında yavaş hareketlerde gezdirdim.
"Tamam güzelim geçti korkma." Ağlaması hala dinmezken ne yapabileceğimi düşünmeye başladım.
"Bebeğiö büyüdüğünde beni bırakmayacak değil mi Bedirhan?." İç çeke çeke söyledikleriyle kaşlarım çatıldı.
"Bırakmayacak tabi senin gibi iyi bir anne bulmuş bırakır mı hiç?." Ağlaması biraz da olsa dindi.
"Gel bir eli yüzünü yıkayalım." Elinden tutarak ayağa kaldırdım ve odadaki banyoya sokup çıkmasını bekledim. Yaklaşık iki dakika sonra daha iyi bir şekilde çıktı odadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•
General Fiction"Rotamı kaybettim anlıyor musun beni?. Ruhum oradan oraya sürükleniyor. Belirsizlikler içerisinde yeni bir dünya kurmaya çalışıyorum kendime. En ufak darbede un ufak olacağım anlıyor musun?." Acılar içinde kıvranıyordum. Hayır hayır bu fiziksel bir...