♥💫53.Bölüm💫♥

13.9K 510 64
                                    

BlaBla067' ye medya için teşekkür ederim.

ARAS'TAN

   Gözlerimi sımsıkı kapatıp her şeyin kötü bir kabustan ibaret olduğunu düşünmeye çalıştım. Her Allah'ın günü aynı şeyi tekrar tekrar yapsam da her şey olduğu gibi tamamen gerçeklerden ibaretti. Gözyaşlarımı silmem hiçbir işe yaramadı ve ardı ardı kesilmeden devamı geldi. Omzuma konan kolla irkilip arkamı döndüm. Babam anlayışlı ve üzgün gözlerle bana bakıyordu.

"Biliyorum evlat çok zor lakin sen böyle kendini bırakmışken ne oğullarına ne de karına bir yardımın olacak. Bir an önce kendini topla ve eski haline dönüp aileni bir araya getir." Kafamı iki yana sallayıp gözümden bir damla daha yaş akmasına izin verdim.

"O-onsuz ol-olmuyor baba. İpek yok-yokken hiçbir şey tam değil. Ben kendimde değilim. Yapamıyorım. Ne oğullarıma bakabiliyorum ne de İpek'i bulabiliyorum. Ben beceriksiz bir adamın tekiyim."

"Şiştt sakın duymayım bir daha. Asıl sen olmazsan onlar olmaz. Şimdi sil şu gözlerini git güzel bir duş al sonrada oğullarının yanına biraz uğrayıp daha dingin bir kafayla ara karını." Hıçkırıklarımın önü arkası kesilmezken hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağlıyordum.

"Ya bu-bulamazsam onu. Oğ-oğullarımıza ne derim. Anneniz öl-öldü mü?." Baba oğul bir süre birbirlerine sarıldılar. Bu sarılış bir yakarış gibiydi. Sevdiklerinin ellerinden kayıp gitmemesi için bir yakarıştı. Babasının omuzunda içli içli ağlarken babasının gözlerinden firar eden birkaç gözyaşının farkında bile değildi. Babasının omuzunu güç verir ve kendine getirircesine sıkmasıyla babasından ayrıldı.

"Sana güveniyorum aslanım. Ailemiz eskisinden bile daha iyi olacak." Kafasını salladı. Artık ağlamak güçsüz olmak yoktu. Karısını bulmadan tek bir damla gözyaşı dökmek ya da güçsüz olmak yoktu.

"Bulacağım baba bulacağım. Önce karımı bulacağım sonra da bize bunları yaşantanlara teker teker kendi ellerimle her şeyin hesabını soracağım." Ardından babasının odadan çıkmasıyla kendini soğuk suyun altına attı. Kim bilir karısı günlerdir ne haldeydi. Bunu düşünmesiyle öfkesi daha da arttı. Bunu yapanlarla en ufak bağlantısı olanı bilr un ufak edecekti. Soğuk suyun altından çıkıp günlerdir kesmediği sakallarını kesti. Saçlarını iyice kuruladıktan sonra pantolonunu uzun ve biçimli bacaklarından geçirip geniş omuzlarından da normalde dar olan ama kilo verdiği için normal olan tişörtü geçirdi.

Önce oğullarının odasına uğradı. Onlarla biraz zaman geçirip oğullarını annelerinden mahrum bırakanlara olan hırsı biraz daha arttı. Hiçbir şey içindeki acıyı söndürmeye yetmiyordu. Oğulları bile. Düşüncelerinin arasından koparan oüluUzay'ın ağlaması oldu.

"Şiştt tamam babacığım ağlama geçti. Ben yanındayım sakın korkma." Birkaç iç çekişin ardından sakinleşip ağlamanın da etkisiyle mayışan oğlunu beşiğine koyup beşiği sallamaya başladı. Sonunda uyuyan oğullarının alınlara öpücük kondurup geri çekildi.

"En kısa zamanda annenizi bulacağım size. Söz veriyorum en kısa zamanda bu odayı anneniz, sizin ve benim gülümsemelerim dolduracak." Biraz önce oğullarına bakarken gevşemiş olan bedeni şimdi alev alev yanıyordu. Hızlo hızlo aşşağı kata inip annesinin yanına gitti.

"Anne ben çıkıyorum. Çocuklar sana emanet ben belki bugün hatta yarın da gelemeyebilirim beni merak etmeyin."

"Oğlum sakin ol sakın bir delilik edeyim deme." Annesinin saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. O Aras Karahanlıydı kimse ona zarar veremezdi.

MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin