IPEK'TEN
Bakışlarım hala şaşkınken yüzüm ufak bir tebessüme ev sahipliği yaptı. Bu sırada Aras yanımıza gelmiş ve elini belime sarmıştı. Gözlerini Meriç'e dikip dik dik baktı. Sanırım bu günü kazasız belasız atlatamayacaktık.
"Aa Ipek'ciğim merhaba adını çok duydum ama daha tanışmaya fırsatımız olmamıştı." Kollarını bana sardığında aynı şekilde ben de ona kollarımı sardım. Sıcak kanlı iyi birine benziyordu.
"Memnun oldum tanıştığımıza."
"Ben de çok memnun oldum Ipek'ciğim bu Eylül beni unuttu ama bugünden sonra mutlaka görüşelim. Sesini duyduğumda bile kanım kaynadı sana." Ufak bir tebessüm edip bakışlarımı Meriç'e çevirdim.
"Sen de hoş geldin Meriç."
"Saol Ipek hoş buldum tekrardan hayırlı olsun vu arada."Alev'in bakışları bir süre ben ve Meriç arasında gidip geldi. Soracağı soruyu anlayıp ona fırsat vermeden ben konuştum.
"Biz Meriç ile birkaç yıl önce tanıştık. O zaman eşimle aram biraz kötüydü, Meriç de avukat olunca biraz karışık olaylar yaşanmıştı. Ben de bir süredir Meriç'den neden ses çıkmıyor diyordum meğersem sebebi senmişsin." Bu sırada Aras yanımıza ulaşmış elini belime sarmış bakışlarını da Meriç'in üstüne dikmişti.
"Alev'ciğim bu da sevgili kocam Aras. Hayatım bu da Eylül'ün bir arkadaşı ve aynı zamanda Meriç'in kız arkadaşı."
"Memnun oldum."
"Ben de memnun oldum Aras bey."
"Size iyi eğlenceler tekrar konuşuruz zaten." Aras'ın başında beri Meriç'i sevmediğini biliyordum ve eğer daha fazla yanlarında kalsaydık olay çıkarmaya fazlasıyla meyilliydi.
"Aras senin Meriç ile ne sorunun var? Her gördüğünde boğazlayacak gibi bakıyorsun. Ama unuttuğun bir şey var ki o da benim en zor anlarımda beni toparlayan kişi olduğu."
"Benim sinirlerimi bozan da bu senin yanında benim olmam gerekirken o herif vardı." Yaptığı gereksiz kıskançlıklar gün geçtikçe artıyordu ve bu kıskançlıklarla nasıl baş edeceğimi bilmez olmuştum.
"Hayatım bak anlıyorum hayatım da senden başka hiçbir erkek olmasın istiyorsun ama bunu ancak bir yere kadar engelleyebilirsin sonrasında yine aynı şey olacak. Zaten sen istemiyorsun diye hiçbiri ile görüşmüyorum. Zaten çoğuyla kendim görüşmek istemiyorum ama bu kadarına da anlayış göstermen gerekiyor. Misal ben senin iş yerinde tek bir kadın çalışan olmasını istemiyorum ama bunun mümkün olmadığı ve senin işin olduğunu bildiğim için bir şey demiyorum ve saygı duyuyorum. Kaldı ki bunun tam tersi zaten normal bir şey olmazdı." Kolunun birini sıkıca belime dolatıktan sonra annemlerin olduğu masaya doğru yürümeye başladık.
"Senin için daha dikkatli olacağım ama sen hamile bir kadın olduğun için bu kadar çok konuşup enerjini harcamak ve ayakta uzun süre durmak senin için zararlı." Gülerek yanağına öpücük kondurdum.
"Sen öyle diyorsan öyle olsun kocacığım." Masaya ulaştığımızda Gamze hala gelmemiş babam ve abim de koyu bir sohbete dalmıştı. Biz de masadaki boş sandalyelere oturduk. Oturalı birkaç dakika geçmesine rağmen Gamze hala gelmemişti. Içimdeki endişe artarken ayağa kalktım.
"Ben bir Gamze'ye bakıp geleyim biriyle karşılaştı lafa dalıp bizi unuttu galiba." Aras kafasını sallayınca gelinliğimin eteklerinden tutarak arkadaki küçük otelin içine girdim. Sağdaki los ışıklarla donatılmış bayan tuvaletine girdim. Içerisi dışarının aksine gayet aydınlıktı. Kabinlerden birinden gelen hıçkırık sesleriyle olduğum yerde kala aldım. Gelen hıçkırık seslerinin sahibi anladığım kadarıyla Gamze'ydi. Hızla seslerinin geldiği kabinin kapısına vurdum.
"Gamze aç kapıyı güzelim Ipek ben hadi çık konuşalım. Neyin var anlat bana söz veriyorum sen istemezsen kimseye tek bir kelime dahi etmeyeceğim." Birkaç saniye sonra kabinin kapısı açıldı ve dağılmış bir halde Gamze çıktı. Hızla kollarımı sım sıkı Gamze'ye dolayıp kafasını göğsüme yasladım.
"Seni hangi insan dışı varlık bu hale getirdi ve kuzum. Değer miydi bu kadar perişan olmaya." Ben kendi kendime konuşurken Gamze hala içini çeke çeke ağlıyordu.
"Çok sevdim ama Ipek. Her gece sessiz sessiz kimsenin haberi olmadan canımdan can kaybedecek kadar çok sevdim. Ne onun ne de bir başkasının haberi oldu." Titrek bir nefes alıp ağlamamak için kendimi zor tuttum.
"Ki-kim peki?." Gözlerimi sım sıkı kapattım alacağım cevaptan korkuyordum.
"Bedirhan..."
EYLÜL'DEN
Görkem'in kolları arasında kendimi ritimine kaptırmış bir sağa bir sola salınıyordum. Bir yandan kıyıya vuran dalgaların sesi ile solistin buğulu sesi kulağımda ufak ufak melodiler halinde yayılıyor diğer yandan da Görkem'in eşsiz kokusu ve varlığı gevşememi sağlıyor. Uzun zamandır bu kadar iyi hissedemeyen bedenim Görkem'in sıcaklığında saniyeler geçtikçe daha da mayışıyor.
"Oturalım mı artık?. Yorulmanızı istemem." Anın büyüsünü bozan Görkem'e huysuz huysuz baktım.
"Iyiydik böyle." Güzel kıkırtısı kulaklarıma ilişince benim de yüzümde büyük bir tebessüm yer etti.
"Ohoo daha gece başlamadı Eylül hanım. Sen şimdiden böyleysen ilerleyen saatlerde nasıl olursun düşünemiyorum." Koluna sert bir biçimde vurup gelin masasına doğru ilerlemeye başladım.
"Dedim ya anca rüyanda görürsün sen onu." Arkamda huysuzca birkaç saniye tökezlediğini hissedebiliyordum. Birkaç adımda yanıma gelip kolunu belime sardı.
"Komiksin karıcığım ama akşam baş başa kalınca o zaman sonucu göreceğiz." Gözlerimi devirip belimdeki eline vurdum.
"Sen hayal kur tabi kocacığım hayal kurmak herkesin hakkı ama unuttuğun bir ayrıntı var ben hamileyim ve riskli bir hamilelik geçiriyorum haliyle çok çabuk yorulup uykum gelebiliyor e malum eve varamadan uyuya kalırım. O zaman üzülen sen olursun diye söylüyorum pek heveslenme hatta hiç heveslenmesen senin için çok daha iyi olur."
Görkem bir şey söyleyeceği sırada karşımızda üç kişilik bir erkek grubu belirdi. Görkem de dahil hepsinin yüzünde kocaman bir gülücük vardı. Olaya fransız kaldığım için kaşlarımı çattım. Bir anda hepsi kucaklaşıp kahkaha atmaya başlayınca çatılı olan kaşlarım daha da çatıldı. Şu an ben de bebeğim de bu ortamda dışlanıyorduk yahu!. Sonunda birbirlerinden ayrılıklarında Görkem beni fark etti.
"Hayatım tanıştırmayı unuttum bunlar benim liseden çok samimi arkadaşlarım. Üniversiteye gidince aramıza mesafeler girse de yine de görüşüyorduk. Sahi siz beni nereden buldunuz da buraya geldiniz?."
"Vay Görkem beye bak sen hem evleniyor haber vermiyor hem de beni nereden buldunuz diyor. Görkem bey sen iyice hanım köylü olmaya başladın. Arkadaş ortamlarını da bıraktığına göre helal olsun sana yenge." Görkem konuşan arkadaşının karnına kolunu geçirdi.
"Sussana olum karımın yanında ortam falan."
"Ne ortamıymış onlar?." Tek kaşımı kaldırıp sorduğum sorudan sonra Görkem'in yüzü şekilden şekile girdi. Az çok bu arkadaş ortamlarının nasıl olduğunu tahmin edebiliyordum."Yani yenge anlarsın ya işte bizim bu Görkem biraz yaramazdı o zamanlar." Lafa hemen bir diğer arkadaşı da müdahil oldu.
"Yenge biz ona biraz değil baya diyelim." Görkem'in sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Daha fazla arkadaşlarının arasında tartışmamak için Görkem'in kulağına eğildim.
"Bu gece de artık yaramazlık yaptığın kızların yanında yatarsın ben şimdi gidiyorum ama bunun hesabını sorarım sana." Arkamı dönüp Alev ve kızların olduğu masaya giderken Görkem'in küfür etme sesini ve arkadaşlarının kahkahasını duyuyordum. Ben bunun hesabını sorarım sana Görkem bey!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•
General Fiction"Rotamı kaybettim anlıyor musun beni?. Ruhum oradan oraya sürükleniyor. Belirsizlikler içerisinde yeni bir dünya kurmaya çalışıyorum kendime. En ufak darbede un ufak olacağım anlıyor musun?." Acılar içinde kıvranıyordum. Hayır hayır bu fiziksel bir...