Gözlerimi araladığımda yüzüme vuran güneş ışıklarına sabah sabah küfür etmeye başladım. Aras'ın rahatsızca yerinde kıpırdanmaya başlamasıyla uyanmaması için kalkıp perdeleri kapattım.
Yürürken ayağıma takılan iç çamaşırını görünce yüzümde hayin bir sırıtış belirdi. Dün gecenin aklıma kazınan anları gözlerimin önünden geçerken dudaklarımda ki gülümseme genişledi. Yere düşen kıyafetleri kaldırıp kirli sepetine attım. Ilık suyun çıplak bedenimi esir almasına izin verdim. Her bir su damlası tenimden kayıp giderken düşüncelerimin arasına dalış yaptım.
Duşakabinin kapısının aniden
açılmasıyla olduğum yerde zıpladım. Kafamı kaldırdığımda Aras yüzünde çarpık bir gülümsemeyle şaheserine - ısırık ve morarık izlerini- keyifle inceliyordu.Ne olduğunu anlamadan kendimi duvar ve Aras arasında buldum. Kaslı ve çıplak kollarını kıskaç gibi kafamın iki yanına sabitledi.
" Bensiz banyo yapabileceğini düşünmemişsindir inşallah karıcım." Tam itiraz edecekken dudaklarıma sevgi dolu minik bir öpücük kondurduktan sonra beni oturtup şampuanlı parmaklarını şefkatle saçlarımın arasından geçirdi.Gözlerim anın yoğunluğundan ve muhteşemliğinden dolayı kendiliğinden kapanırken bende saçlarımın arasında gezen sıcacık parmaklarının keyfini çıkarttım.
Saçlarımı iki kez yıkadıktan sonra pembe lifi eline alıp duş jelini sıktı. Vücudumu köpüklemeye başladığında iyice mayışmışdım. Ta ki parmakları tikimin olduğu yere deyene kadar. Kıkırdamaya başladığımda parmaklarını tekrar aynı yere sürttü. Aynı hareketi bir kaç kez daha tekrarlayınca kıkırtılarım kahkahaya dönüştü.
Parmakları daha hızlı hareket etmeye ve benimle gülmeye başladı. Gözlerim gülümsemesinde takılı kaldı. Gülümsemem yüzümde asılı kalmıştı. Bir insan böyle güzel gülmemeliydi. Diğer insanlara haksızlıktı bu kadar muhteşem olması.
Kaşlarımı çattım ve ellerimi dudaklarının üzerine koydum.
" Sakın başkalarının yanında kalbimi yangın yerine çeviren gülümsemeni onlara sunma. Yoksa vallahi seviyorum falan demem parçalara ayırırım o ağzını." Söylediklerimi ilk başta anlamasa da sonra anlayınca kahkaha atmaya başladı.
Zaten çatılı olan kaşlarım daha da çatıldı. Susmadığını görünce kolları şaplak ve cimciklerime maruz kaldı.
" Bak hala gülüyor!. Gülme yoksa döveceğim şimdi seni."
Gözlerime alaylı bir bakış attıktan sonra ellerimi tutup dudaklarıma öpücük kondurdu." Sen beni kıskanmış olabilir misin acaba?." Daha çok soru sormak yerine alay ediyordu benimle.
" Ne münasebet canım ben insanların göz zevki bozulmasın diye söyledim. Yoksa ne kıskanacağım seni. Ben gayet modern düşünceli bir insanım." Her ne kadar söylediklerime ben de inanmasamda yapacak bir şey yoktu. Laf ağzından çıkmıştı bir kere şimdide pirincin taşını ayıklamak kalmıştı bana.
" Sakın başlarının yanında kalbimi yangın yerine çeviren gülüşünü onlara sunma." Sesini inceleterek benim taklidimi yapmaya çalışmasıyla gülmemek için kendimi zor tuttum.
" Sen bunu dediklerine Inanadin mı karıcığım?." Alaylı bir şekilde yüzüme baktığında yenilgiyi kabul ederek teslim oldum.
" Tamam ya kıskanıyorum seni ışte. Hem seni kıskanmayacağımda kimi kıskanacağım. Kocam değil misin ister kıskanırım ister kıskanmam kime ne." Totoma bir şaplak atıp beni daha fazla utandırmamak için arkasını döndü ve az önce benim oturduğum yere oturup şampuanı elime verdi.________________
Aras'ı kapıya kadar takip ettim. Dudaklarıma sanki uzun bir süre bir daha öpemeyecek gibi uzun bir öpücük kondurdu. Arabasına binip gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Içeriye girip kahvaltıma kaldığım yerden devam ettim. Karnımın şiştiğini hissettiğimde kahvaltılıkları buzdolabına yerleştirip tabakları, çattakları da bulaşık makinesine dizdim . Suyumu yanıma alıp odama çıktığımda saatin henüz dokuz olduğunu görüne dün gecenin yorgunluğuyla sıcacık yatağıma girdim ve uykunin huzurlu kolları arasında kayboldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•
Fiction générale"Rotamı kaybettim anlıyor musun beni?. Ruhum oradan oraya sürükleniyor. Belirsizlikler içerisinde yeni bir dünya kurmaya çalışıyorum kendime. En ufak darbede un ufak olacağım anlıyor musun?." Acılar içinde kıvranıyordum. Hayır hayır bu fiziksel bir...