💫♥️:79.BÖLÜM:♥️💫

8.5K 393 29
                                    

Oturduğum koltukta bacağımı sallarken bir yandan da Aras'ın zorla yedirttigi poğaçayı çiğnemeye çalışıyordum. Abim Gamze'nin bayıldığını ve hastaneye geldiklerini söylediğinde icimdeki endişe bulutu kocaman olmuştu. Eylül ve Görkem eve çocukların yanına gitmişti. Nazmiye hanım da öğleden sonra gelmişti ama Eylül burada rahatsız olmasın diye gelmesine izin vermemiştik. Aras'a kalsa beni de hastaneye getirmeyecekti ama abim aradığında Gamze'nin bana ihtiyacı olabileceğini düşünmüştüm. Aras hala ağzıma poğaça koymaya çalışırken Gizem de telefonuyla oynuyordu. Biz hastaneye geldikten sonra abim bir telefon geldiğini ve iş yeriyle ilgili bir sıkıntı olduğunu söyleyip gitmişti. Yüz ifadesinden bit şeyler olduğu belliydi fakat o an endişeyle ben hariç kimse bunu farkedememişti. Meyve suyundan bir yudum daha alıp yanımdaki çöp kutusuna attım. Doktor Gamze'nin kaldığı odadan çıkınca ayağa kalktım. Benimle birlikte Aras'ta ayağa kalktı.

"Kardeşim nasıl doktor?."

"Kardeşiniz gayet iyi Aras bey sadece biraz stres yapmış ve üzülmüş. Belli ki bu sıralar hayatı onu biraz yormuş yapmanız gereken üzülmemesini sağlamak. Gamze hanım birazdan uyanır ama hep birlikte girip kalabalık etmeyin. Eğer ne olduğunu bilen varsa içinizden o girsin belki içini dökmek onu rahatlatır."

"Tamam doktor bey saolun iyi günler."

"Size de."

"Aras ben gireyim Gamze'nin yanına siz de Gizem'le birlikte hepimize çay alın olur mu?." Aras tereddütte kalsa da saçlarımın arasına ufak bir öpücük kondurdu.

"Siz bir şey karıştırıyorsunuz ama hadi hayırlısı." Arkalarından birkaç saniye baktıktan sonra odaya girip kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde Gamze dolu dolu olmuş gözleriyle bana bakıyordu. Hızla yanına oturup kollarımın arasına aldım.

"Kuzum iyi misin?. Ne oldu anlat hadi bana." Ağzından birkaç hıçkırık kaçtı. Belli ki gerçekten kötü şeyler olmuştu.

"B-ben Be-bedirhan'a onu sevdiğimi söyledim." Ağlaması daha çok artarken kollarını daha sıkı bir şekilde bana sardı.

"Üzülme kuzum bunda üzülecek hiçbir şey yok hem bence mutlu bile olabilirsin. Abime onu sevdiğimi söyledin ve çoktan abimin kafasının içinde seninle ilgili bir sürü düşünce dönmeye başladı. Hatta belki de sana olan duyguları su üstüne çıkmak için çırpınıyor bile olabilir."

"O zaman nerede Bedirhan burada mı?." Dudağını ısırdım bir yandan teselli vermeye çalışırken diğer yandan da abimin gidişinin onu üzeceğini biliyordum.

"Abimi acil şirketten aradılar gitmek zorunda kaldı ama o da senin için çok endişeliydi." Gözlerini kapatıp kafasını omzuma koydu.

"Hayır ben doğru cevabı vereyim. Abin beni sevmediği için benden uzaklaşmak istedi ve birkaç bahane buldu. Eğer senin söylediğin gibi olsaydı şu an senin omzunda ağlamak yerine onun kolları arasında gülerdim." Kapı bir anda açılınca Gamze hemen yüzünü silip ufak bir tebessümü yüzüne yerleştirdi.

"Abim nasılsın nasıl oldu bu iş anlat bir bakayım." Gamze'nin yanından kalkıp Aras ve Gizem'in oturabilmesi için köşedeki sandalyeye oturdum.

"Aslında bir şey olduğu yok abi galiba yolculuk beni biraz yordu sabah da bir şey yiyemedim tansiyonum düştü herhalde ondan bayılmışım."

"Doktor daha farklı şeyler söyledi. Abicim bak seni üzen bir şey varsa bize anlatabilirsin. Elimizden geldiğince yardım ederiz." Gamze'nin yüzünde gölgeli bir gülümseme belirdi ama hemen kendini toparladı.

"Dedim ya abi bir seyim yok sadece biraz yorgunum bir şey olsa zaten anlatırdım size."

"İyi sen öyle diyorsan öyle olsun abim. Al şu çayı iç biraz kendine gelirsin." Gizem'in uzattığı çayı gülümseyerek aldıktan sonra dudaklarımı karton bardağa yaslayıp sıcak cayın boğazımdan akmasına izin verdim.

"Ne zaman çıkabileceğim? Sıkıldım ben buradan eve gidelim."

"Serumun bitmek üzere doktor gelir herhalde birazdan." Çayımı bitirip sehpaya koyduktan sonra sandalyede geriye yaslandım. Kasıklarıma giren sancıyla sırtım gerildi. Elimi karnımın üzerine koyduktan sonra gözlerimi kapatıp sancının geçmesini bekledim. Birkaç saniye sonra daha şiddetli bir şancı girince ağzımdan kaçan inlemeye engel olamadım ve gözlerim aralandı.

"A-Aras." Zar zor çıkan sesimi sonunda Aras'a duyurabildigimde telaşla yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Aras, bebek."

"İpek, İpek iyi misin güzelim neyin var." Bir elini bacağımın altından geçirdi diğer elini de sırtıma koyduğu gibi beni kucakladı. Zar zor nefes almaya çalışırken bir elim karnımda diğer elimde Aras'ın üzerindeki tişörtü sıkıyordum. Kasıklarıma tarifi olmaya sancılar giriyor her seferinde daha acı verici oluyordu. Derin derin nefesler alırken Allah'a bebeğimize bir şey olmaması için dua ettim.

"İpek güzelim uyanık kal hiçbir şey olmayacak size. Izin vermem bu sefer omaz. DOKTORRRRR."

|♡|♡|♡|♡|♡|♡|♡|♡|♡|♡|♡|

EYLÜL'DEN

Arkamdaki koltuğa yaşlanmış iki elimi de karnıma koymuş bebeğimin tekmelerini hissetmeye çalışıyordum. Attığı tekmeyle gülümsedim. Karnımda bir mucize taşıyordum, Görkem ve benim mucizemiz. Dudaklarım mutlulukla kıvrılırken bebeğim bir tekme daha attı. Anlaşılan az önce yediğim tatlılar kızımı uyandırmıştı. Elimin üstünde bir el daha hissettiğimde irkilerek gözlerimi araladım. Görkem bir elini elimin üzerine koymuş diğer elini de karnımın üstünde gezdiriyordu.

"Uyanık mı?."

"Evet sen gelmeden önce tekmeliyordu. Sanırım o da benim gibi tatlıcı olacak tatlı yiyince hemen canlandı tekme atmaya başladı." Görkem gülümsedikten sonra karnımın üzerine öpücük bıraktı.

"Desene siz bu gidişle beni iflas ettireceksiniz." Içimden huysuzluk etmek gelmiyordu. Sanırım bugün milyonda bir yaşanan bir olay yaşanmış ve ben düz tarafimdan kalkmıştım.

"E sen batınca ben de daha yakışıklı ve zengin bir koca bulup kızımı da alır giderim."

"İşte orası biraz sıkar. Batsak da çıksak da hep beraber olacağız." Elimin üzerindeki elini dudaklarıma götürüp öpücükler kondurdum.

"Senin yüreğine ölürüm ben. Sen olmadan ne bebeğimiz ne de ben bir nefes alabiliriz. Biz ayrı kalamayız biliyorum ki iki cihan bir araya da gelse sen yine de bizi bulur ve oradan çıkartıp sevgi dolu sıcacık kollarının arasına alırsın." Ellerinden tutarak koltuğa oturttum ve boynuna karnımın el verdiğince sıkıca sarıldım. Kızımız tekme atınca Görkem'in elini alıp karnıma koydum. Kızımız bir tekme daha atınca gülüşlerimiz birbirne karıştı.

"Baksana babası kızımız şimdiden seni benden bile kıskanıyor."

"E tabi kızımız da haklı şimdi bu devirde öyle kolay değil benim gibj yakışıklı bir baba bulmak." Koluna hafifçe vurduktan sonra başımı göğsüne yasladım.

"Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum da Görkem beni ne kadar çok seviyorsun."

"Yıldızlar gökyüzüne düşene kadar çok seviyorum seni."

"Saol." Kıkırdayarak videonun hatırladığım kısımlarını yapmaya çalıştım.

"Eylül sen yine o adamla o kadının videosunh mu izledin. Gerçi niye soruyorum ki gülmene bakılırsa izlemişsin. Izleme diyorum sana her izledikten sonra böyle psikolojik bozukluklar gösteriyorsun."

"Görkem."

"Efendim."

"Ben aslında en başından beri böyleydim de sadece köprüyü geçene kadar törpüledim kendimi hani anlarsın ya o imza atılana kadar. Sen daha çoook şaşıracaksın kocacığım kendini hazırlasan iyi hissedersin." Kahkahamı atıp koltukta geriye yaslandım aynı saniyeler içinde çocukların ağlama sesi gelince dudaklarımı büzdüm. Ben çocukları tamamen unutmuştum.

MÜLHEM •Uzaklardan Yakınlara•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin