ACI

3K 192 17
                                    

Musab'ın bir an da ortadan kaybolmasını Zeynep, Betül ablasından öğrendi. Aslında o da merak etmişti. Musab günde en az iki kere mesaj atardı. Ama Betül'ün doğumundan sonra mesaj atmamıştı. Zeynep de İlknur bebeği sevmeye gidiyordur falan diye düşünmüştü. Bir gün Zeynep, Betül ablasına gidince her şey ortaya çıkmıştı. Betül, Musab'ın telefonuna ulaşamadığından yakınmıştı. Zeynep'te aynı şekilde tepki verince bunun üstüne düşmüşlerdi. Betül, Musab arada ortadan kaybolmayı huy edindiği için pek üzerinde durmamıştı. Ama Zeynep'i de aramamışsa bir şey olduğundan şüphelenmişti. Zeynep telaşlanmasının diye yine de sakin olmaya çalıştı. Musab'ın bunu sık sık yaptığını falan söyledi. Ama sesindeki endişeli ifade kendini belli ediyordu.

Betül ertesi gün babasının olan ama Musab'ın da yaşadığı eve gitmişti. Şansına o gün, haftada bir gün evi temizlemeye gelen kadın vardı. Kadına Musab'ı sorduğunda kadın şaşırmıştı. Daha sonra toparlanmıştı

''Babasına sorsanız daha iyi olur. Arada konuşmalarında bir yolculuktan bahsediyor gibiydiler.'' Demişti kadın. Betül iyice işkillenmişti durumdan. Bu sıradan bir gidiş değildi belli olmuştu. Devreye babası girmişti Betül'ün. Acaba yine ne işler karıştırıyorlardı. Betül vakit kaybetmeden babasının şirketine gitme kararı aldı. Hiç gitmek istemiyordu aslında. Ama kardeşi için gitmesi gerekiyordu.

İster istemez aklına nişan gelmişti Betül'ün. Musab ile Zeynep'in nişanı. Babası çok tuhaftı o gün. Bakışları bir değişikti. İyi yönde mi kötü yönde mi bilemiyordu Betül. Bunu bilmesi için babasına objektif şekilde bakması gerekiyordu. Ama duyguları onun objektif olmasına engel olmuştu. O gün kesin Musab'a bir şey demişti babası. Yoksa Musab Zeynep'ten sonra çok değişmişti. Betül'e haber vermeden gitmezdi. En azından böyle düşünüyordu Betül.

Babasının şirketine gelince anılar da peşinden gelmişti Betül'ün. Buraya ilk gelişini hatırlıyordu. Annesi getirmişti. Betül çok merak ediyordu babasının nerede çalıştığını. Annesi de kırmamış onu getirmişti. Ne kadar mutluydu Betül. Kahramanı olan babasını çalışırken görecekti. Şimdi o mutlu aile tablosundan geriye dağılmış bir aile kalmıştı. Her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu o zaman anlamıştı. Bir gün sonra her şeyi kaybedebilirdik.

''Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?'' sekreter kız Betül'ü tanımıyordu. Betül de sekreter kızı ilk defa görüyordu. Babası değiştirmişti anlaşılan.

''Ben kızıyım. Müsait mi acaba?'' Betül, babasının adını söylememekte diretmişti. Bir an kendini sekreter kızın yerine koymuştu. Acaba patronun kızıyım diyen birine inanır mıydı? Bu kızı ilk defa görüyorsa kesin inanmazdı ve almazdı.

''Buyrun sizi bekliyor.'' Betül şaşırmıştı. Babası onu mu bekliyordu yani? Ama neden? Buraya geleceğini nereden bilmişti? Yoksa o da bir ihtimal Musab'ın kaybolmasını fark mı etmişti? Betül sekreter kıza teşekkür ettikten sonra içeri girmişti. Babası onu görünce gözlerinin içi güler gibi olmuştu. Betül yanlış gördüğünü sanmak için çaba sarf ediyordu.

''Beni bekliyormuşsun.'' Betül sessizliği bozma ihtiyacı duymuştu. Daha fazla babasıyla ilk defa görüşüyormuş gibi bakışmak istemiyordu. Hem de mümkün olduğunca çabuk gitmek istiyordu. Hem biricik kızı İlknur'u özlemişti. Hem de burada olmak onu sıkıyordu. Betül babasından bir cevap bekliyordu. Ama babası ona oturması için yer gösteriyordu. Betül çaresiz oturmak zorunda kalmıştı. Öbür türlü kendini alacaklı gibi hissetmişti.

''Musab'ı sormak için gelmedin mi?'' Betül şok üstüne şok yaşıyordu. Babası eski babası gibiydi sanki. Annesi ölmeden önceki hali gibi. Betül yine de dik durmaya özen gösterdi. Babasına kafa sallayarak cevap verdi. ''Musab gitti.'' Betül gözlerini kocaman açmış şaşkınlığını gizleme ihtiyacı duymamıştı. Babasının kendisine özlemle bakması onu kendine getirmişti. Bu bakış...

Suskun Gözler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin