Talip var

5K 265 16
                                    


Musab, Zeynep ile konuştuktan sonra bakış açısı değişmişti. Hayata bakmak için farklı bir çerçeve keşfetmişti. Zeynep'i sessiz bir kız olarak nitelendirmişti. Ama onun bile farklı çerçeveden bakıldığında farklı insan olduğunu fark etti.

Zeynep'in son sözü onu çok etkilemişti. Vicdanlı kişilerle takılması gerektiğini söylemişti. Musab'ın çevresindeki kişiler ne kadar vicdanlıydı? Beren geçen gün onu şaşırtmıştı. Görme engelli kişiye yaptığı davranışla... Peki, bu davranış Beren'in vicdanıyla davranmış olduğunu kanıtlar mıydı?

Zeynep'in başına gelen kendi başına gelen kendi başına gelse o kadar rahat konuşabilir miydi? Musab hayır diye cevaplamıştı. İtiraf ettiği gibi Zeynep çok güçlüydü. Hem de bu Musab ile çok zıt bir şekildeydi. Musab güçlü görünüyordu ama çok güçsüzdü. Zeynep ise ürkek bir kuş görünümlü kartaldı.

Musab düşünüyordu. Çalıkuşu'nun kalan kısmını da bitirmişti. Baya uzun olmuştu. Saatlerini almıştı kitap ama bitirmişti. Musab elinde tutmuş olduğu kalın kitabı uzun bir süre elinden düşüremedi. Arkasını tekrar okuyordu. Bu kitap kütüphanesini süslemek için durmamalıydı. Bu, Zeynep'in ondan rica ettiği kitaptı. Bu kitabın yeri ayrı olmalıydı.

Musab bir kalem buldu. Kitabın ilk sayfasını açtı ve günün tarihini yazdı. Altına da 'ZEYNEP' yazmıştı sağa yatık çirkin yazısıyla.

Musab, Zeynep'in kendisi için ne ifade ettiğini düşündü. Onu hiçbir kategoriye koyamıyordu. Akıl hocası olmasını çok isterdi Musab.

Zilin çalması ile Musab rahat pozisyonunu bozdu. Farkında değildi ama saat epey ilerlemişti. Neredeyse üç olmak üzereydi. Ve Musab altında şort, üstünde sarı bir tişört ile gayet ev modundaydı. Aşağı inip kapıyı açtığında karşısında Furkan, İbo ve Beren'i gördü. Furkan uzun bir 'ooo' çekmişti. İbo onu yokmuş gibi sayıp eve girmişti. Musab hepsinin girmesi ile kapıyı kapattı. Musab yalnızlığın ardından bu kadar kişiyle kendini kalabalık ortama girmiş gibi hissediyordu.

''Sen ortamlardan kaçarsan ortam evine gelir.'' İbo, Musab'ın karşısına oturmuş ve gülerek söylemişti. Beren ile Furkan da onaylar şekilde kafalarını sallamışlardı. '' Sen iyice ev kuşu olup çıktın. Görende kitap okuyorsun sanır yani Musab.''

Musab sırtını yaslamıştı ve ayaklarını rahat olacağı şekilde oturmuştu. ''Kitap okuyorum.'' hepsi aynı zamanda gülmeye başlamıştı. Musab da gülüyordu. Kahkaha sesleri durunca Musab tekrar aynı şeyi söyledi. Bu sefer tebessüm ediyorlardı.

''Abi sana tanımasam inanırım o derece iyi rol oynuyorsun yani.'' Furkan söylemişti. Musab ayıp sayılacak şeyleri ayıp görmeyen bu arkadaşlarının bunu neden böyle karşıladıklarını anlamıyordu.

''İster inanın ister inanmayın. Paşa gönlünüz bilir ama ben kitap okuyordum ve siz geldiniz. Eğer bitirmemiş olsaydım sizi geldiğiniz gibi geri gönderirdim. Ama dua edin bitti. '' Musab'ın gerginliğini almak üzere Beren girdi araya.

''Tamam tamam...Neyse ben size bir şeyler getireyim. Nelerin var Musab?'' Beren ayağa kalkmış gayet heyecanlı konuşuyordu. Bir insan bu kadar yakın olduğu birine bu kadar uzak olabilir miydi?

''Var işte bir şeyler... '' Beren geç gelmiş cevabı beklemeden gitmişti zaten. Şimdi 3 yakın arkadaş karşılıklı oturuyorlardı.

''Abi bir sorun varsa bize söyle..'' Furkan yine ilgili bir şekilde söylemişti. Halinden anlaşıldığı üzere gerçekten merak ettiği anlaşılıyordu.

''Yok bir şey kardeşim. Okul ne âlemde? İmza attınız değil mi bana?'' Musab okulu baya asmıştı. Devamsızlığı çoktu zaten eğer imza atmadılar ise hocalara görüşmesi gerekirdi. Hocanın insaflı zamanına gelirse yoklamadan bırakmazdı.Ama gelmeme ihtimali de vardı.

Suskun Gözler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin