Zeynep evde babası ve kardeşiyle oturuyordu. Annesi yedikleri akşam yemeğini kaldırıyordu o gün. Zeynep annesine kıyamıyordu. Yine kıyamadı ve annesine yardım için mutfağa geçti.
''Anne yardımcın geldi.'' diyerek gülümsedi. Annesi de Zeynep'e kıyamıyordu. Bu bahtsız olay başlarına geldiğinden beri Zeynep'in üzerine daha çok düşer olmuştu. Kızı bir yılda beş yaş büyümüş gibi gelmişti. Bu olay gelmeden önce çok hareketli bir çocuktu. Hayatı 15 yaşında karamıştı kızının. Çok zor zamanlar atlatmışlardı. Bugünlere gelmek hiç kolay olmamıştı. Hatta kızı bir ara isyanın eşiğine gelmişti kızı. O zamanlar maddi bir destek sağlayamamıştı belki ama manevi olarak tüm desteğini göstermişti. 15 yaşında bir kızın bu sadece kıza değil erkeğe de geçerli idi. Hayatını kavraması için gözlerine ihtiyacı vardı. Çevresini izleyerek anlamdırmalıydı. İlerde bir kimliğe sahip olması gerekiyordu ve bu ancak yaşayarak, görerek olurdu. Zeynep yaşamıştı ama görememişti. Annesi her gün şükrediyordu ki kızı hayat dolu bir birey olmuştu. Böylece görmeden de bir şeylerin başarılabileceğini Zdynep, annesine kanıtlamıştı.
Zeynep annesine yardım ettiği zamanı seviyordu aslında. Böylece işe yarar buluyordu kendini. Bulaşıkları o yıkıyor annesi de duruluyordu. En çok bardak yıkamayı seviyordu. Herhangi bir yerinde leke kalması gibi bir durum olmuyordu çünkü. Ama tencere yıkamak canını sıkıyordu. Göremediği için hep bir yerinde leke kalıyordu. Annesi ona söylemiyordu ama Zeynep biliyordu ki kendisi gidince tekrar yıkıyordu annesi. Zeynep bu durumu tekrar yaşamamak için eliyle yokluyor ve herhangi bir pürüz hissedince orayı daha ince bir işle temizliyordu. Kızının bu halini gören annesi duygulanıyordu. Bu kadar çabalaması yıllar önce onun kızı için yaptıklarını hatırlatıyordu. Onun için sosyal çevreyi bırakmasını gözlerinin önüne getiriyordu. Onun kaybolan gözü olmak için yaptıklarını hatırlatıyordu.
Bulaşıklar bitince ayarlamış gibi Fatma gelmişti. Ablasına yarım kalan işlerine devam etmek için çağırıyordu. Zeynep'in aklında hiç bir şey yoktu. Geçen gün gibi bir şeyler yazdırmak istemiyordu. Ama kardeşini kırmadı ve onunla gitti.
Fatma masanın başına geçmişti. Zeynep de pencerenin önündeki yatağa oturmuştu. Evde sopayla gezmesine gerek yoktu. Neyin nerede olduğunu biliyordu. Annesi eşyaların yerini değiştirmiyordu. Zeynep'in unuttuğu bir soru gelmişti aklına. Aklına gelen şeyi Fatma'ya sordu.
''Fatma önceki kitap bitti. Site de yeni bir kitap var mı biliyor musun?'' Zeynep kitap okuyamadığı için kardeşi ona alternatif bir yol bulmuştu zamanında. Bir site de bazı kişiler gönüllü olarak bazı kitapları seslendiriyorlardı. Böylece ablası gibi birçok kişi bundan yararlanıyordu. Ablası bu haberi duyunca çok sevinmişti. Böylece kardeşi kitap indirmeye başlamıştı. Hayatla bağını kesmemişti ve kendini geliştirme fırsatı bulmuştu Zeynep. Bir bakıma kitaplarda yaşamıştı yaşayamadıklarını.
''Daha bakmadım ama en kısa süre de bakacağım abla.'' Fatma bunu tamamen unutmuştu aslında. Sınavlarına denk geldiği için siteye bir süredir girmeye fırsat bulamamıştı. ''Başlayalım mı?'' Zeynep kardeşinin kendisinden hevesli olmasına sevinmişti. Ancak aklında bir şey yoktu.
''Fatma, canım ben bugün kendimi iyi hissetmiyorum. Başka zaman yapsak olur mu?'' Zeynep'in aklına başka bahane gelmemişti.
''Ne oldu abla? Bugün düşmüşsün diye duydum. Bir şey mi oldu?'' Zeynep kardeşinin bunu nasıl duyduğunu bilmiyordu. Ama çevrelerindeki çoğu kişiyi tanıyorlardı. Fatma içini okumuş gibi ''Beyza abla görmüş.'' dedi.
''Yok canım ondan değil. Bir halsizlik var üstümde ondan.'' Fatma konuyu burada kapatmak istemiyordu .Beyza ablasından daha fazla şeyler duymuştu. Çarpanın fiziksel özellikleri hakkında ..
''Duydum ki bir adama çarpmışsın. Gayet iyi biriymiş.'' manalı manalı konuşması Zeynep'in anlamasını sağlamıştı.
''Evet bir adamdı. En azından sesinden öyle geliyordu. Senin dediğin manasını görmedim.'' Fatma ablasına şaka yapmak istemişti ama olay hiç beklediği gibi gitmemişti. ''Çok kibar biriydi. Kaç kere iyi olup olmadığımı sordu. Bu kadar Fatma. '' Fatma ağzını açacaktı ki ablası kalkmış ve odadan çıkmıştı. Fatma bu konu da ablasına şaka yapabileceğini düşünmüştü. Onun anladığı gibi bir şey ima etmek istememişti. Pişmanlık duyarken ablası geri gelmişti.'' Sana böyle sözleri hiç yakıştıramadım Fatma.'' demişti. Tekrar gitmişti. Aslında gitmemişti ama kapıyı kapatması ile Fatma onun gittiğini düşünmüştü. Daha fazla dayanamadı ve tekrar girdi odaya Zeynep. Bu sefer gülüyordu. Kapıyı ardından kapatmadı. Zaten ev de kapılar genelde kapatılmazdı.
Fatma afallamıştı. ''Ablacım bak..'' diyerek eski yerine oturmuştu. Fatma masadan kalkmış ve ablasının yanına yatağın üstüne oturmuştu. Yüzü asılmıştı. Ablasının bunu görmesini ilk defa içten istedi Fatma. ''Sen büyüdün artık. Yaptığının şaka olduğunu biliyorum. Ama senin, Beyza ablanın düşündüğü gibi düşünmeni istemiyorum. Düşünceler insanın aynasıdır. Ağzından çıkanı kulağı duymalı insanın. Her şakada bir gerçeklik payı vardır. Sen de insanlara o gözle bakma diye söylüyorum. İnsanları tipleriyle değil karakteriyle ölç ve biç. Daha çok genç ve güzel bir kızsın.'' Fatma ablasının görmeden böyle bir söz söylemesine çok üzülmüştü. Çünkü aynı görüyor gibi söylemişti. Aslında bu durumuyla barışık olan ablasına mutlu olması gerekiyordu ama..'' Sen ne demek istediğimi anladın mı bakayım?'' Fatma ciddi bir şekilde ''Anlaşıldı komutanım.'' demişti. Amacı ablasının eğlenmesini sağlamak ve bu konuyu daha fazla uzatmasını istememesiydi. O konuştukça daha çok pişmanlık duyuyordu.
''Abla..''
''Hmm.''
''Ben senin durumunda olsaydım senin gibi olamazdım.'' Fatma ablasının güçlü duruşunu yine kıskanmıştı. Kendisinin öyle biri olamayacağını düşünmüştü.
''Allah kimseye taşıyamayacağı yük vermezmiş ablacım. ''
''Haklısın ama ne bileyim işte seni görünce böyle düşünmeden edemiyorum. Gözümde o kadar güçlüsün ki..'' Zeynep tebessüm etmişti.
''Fatma'm büyümüş de benimle güzel güzel konuşurmuş. Sen düşünme böyle şeyler. Hayat sana yeri gelince düşündürecek zaten.''Fatma kafa sallıyordu. Ablasının bunu görmese de bildiğini, biliyordu.
Yine kısa bir bölüm arkadaşlar.. Olay biraz yavaş gidiyor çünkü istediğim tepkiyi alamıyorum maalesef.. Yorumlarınız,oylarınız doğrultusunda daha güzel yazabileceğimi ve asıl kısımlara gelebileceğimi düşünüyorum. Kendinize çok çok iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun Gözler (Tamamlandı)
Roman pour AdolescentsÖyle bir söz yazılır ki bütün bir hayat anlatılır, öyle bir hayat yaşanılır ki bütün sözler anlamsız kalır. Hayat bir şekilde akıp gidiyor zaten onemli olan her anı doya doya değil, dolu dolu ve anlamlı yaşayabilmek. Görme engelli Zeynep ile Musab'ı...