Final'e az kala

3.6K 209 10
                                    


''Seni kör eden kaza sahibi benim annemdi. Sana çarpan benim annemdi. Benim annem yüzümden sen kör oldun Zeynep.'' ağlama sırası bana geçmişti. Zeynep'ten ses gelmiyordu. Ona bakamıyordum. Ama ona bakınca bana baktığını görmek beni tuhaf hissettirdi. Bir değişikti. Beni suçlaması gerekmiyor muydu? Zeynep bir an da tekrar ağlamaya başladı.

''Aptal. Aptal. Sen tam bir aptalsın. Senin kadar aptalını görmedim ben. Sen nasıl bir aptalsın?'' Zeynep ardı ardına konuşuyordu. Gözlerim büyümüştü. Zeynep, bana nasıl kızıyordu böyle? '' Aptal... Bir insan bu nedenden böyle yüz üstü bırakılır mı? Şapşal. Ben bu yüzden mi senden ayrı kaldım? Beni bu yüzden mi terk ettin? Bu yüzden mi 4 yıl boyunca zehirden beter geçti günlerim. Bu yüzden mi acı çektim ben. Kendimi boş yere yiyip bitirmişim ben. İnanamıyorum ya. Gerçekten buna inanamıyorum. Sen gerçekten aptalsın.'' Zeynep bana kızıyor muydu? Kızmıyor muydu? Anlamamıştım. Şaşırmıştım.

''Nasıl yani? Sen.. Sen bana kızmadın mı? Ya da bu nasıl kızma böyle?'' Zeynep hem gülüyor. Hem ağlıyordu. Kalmıştım öylece. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemiyordum. Zeynep'ten nasıl bir tepki bekliyordum şu an onu bile karıştırmıştım.

''Kızdım tabiî ki. Ama sana kızdım. Ne olmuş yani annen bana çarptıysa? Terk mi etmen lazım? Benim yaşadığım acıdan daha çok acı yaşadın sen aptal. Ben gözümü kaybettim. Ama sen anneni kaybettin. Benimki yerine geldi ama seninki yerine gelmedi. Gelmez. Senin acın dinmez. Benimki geçti. Bana bunu söylemek hiç mi aklına gelmedi? Beraber bir şeyler yapabilirdik. Ben seni bu nedenden terk mi ederdim? Ben senin gözünde nasıl biriyim? Ben bu kadar nankör bir insan mıyım? Böyle bir nedenden dolayı sana kızmamı gerçekten düşündün mü? Bunu bize nasıl yaptın Musab? Hayatımızdan 4 yılı nasıl çaldın? Her türlü nedene razıydım. Ama bu bir neden değil. Bu bir bahane. Ve bunun bir bahane olması beni senin hakkında daha farklı şeyler düşünmeye itiyor. Bunu bize yapmamalıydın. Böyle bir neden olamaz. Bu çok saçma. '' şok olmuştum. Zeynep ne diyordu öyle? Yani ben Zeynep'e her şeyi söylesem şu an onunla evli olan ben mi olacaktım? Ben ne yapmıştım böyle? Ben nasıl bir aptaldım? Babamın aklına nasıl uymuştum? Bu bir bahane miydi? Ama o zamanlar neden çok mantıklı gelmişti? Ama ben babama demiştim. Zeynep öyle biri değil demiştim. Yanılmamıştım. Zeynep öyle biri değildi. Ama kendi düşünceme bile inanmamıştım. Gitmiştim babamın fikrine uymuştum. Bunu nasıl yapabilmiştim?

''Çok pişmanım Zeynep. Ben .. Ben böyle bir hata nasıl yaptım? Böyle bir hata yapıp 4 yılımızı nasıl zehir ettim? Seni kendi ellerimle kaybettim. Sensiz bir geleceğe adım atmak artık daha zor olacak. Sensiz nefes almak artık daha zor olacak. Keşke başkasının helali olmasaydın. Keşke aklımı kullansaydım. Her şeye rağmen sana söyleseydim. Çok pişmanım. Keşke bu pişmanlığım bir çare olsa. Her şeyi unutsak ve kaldığımız yerden devam etsek. Ama olmaz artık. Sen çoktan başkasının helali olmuşsun bile. Ah! Çok pişmanım. Gerçekten çok pişmanım. Akılsız kafam. Ah, bu akılsız kafam!'' Kafamı ellerimin arasına almış sıkıştırıyordum. Çok büyük bir hata yapmıştım. Ve Zeynep'i kaybetmiştim. Kendi ellerimle onu kaybetmek çok acı vericiydi. Ben Zeynep'i ne sanmıştım hakikaten? Ya da babama nasıl uymuştum?

''Başkasının helali?'' Zeynep'e baktım. Kim olduğunu mu soruyordu cidden? Elimle yüzüğüne baktım. Ve onu işaret ettim.

''Yüzüğünün sahibi?'' Gözlerimden akan yaşları silmeyi bıraktım. Acı gerçekle yüzleşmek çok yormuştu beni. Hatamın sonucu çok kötüydü. Kendi kendimi kör kuyulara atmıştım. Kendimin en büyük düşmanıydım ben.

''Nasıl yani tanıyamadın mı? Bizim nişan yüzüğümüzü de mi tanıyamadın?'' Ne? Bir dakika... Nasıl ya? Onun Zeynep'in elinde o parmağında ne işi var? Dikkatli bakınca cidden o olduğunu fark ettim. Gerçekten onu tanıyamadım. Ben neden böyle aptalca davranıyorum?

Suskun Gözler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin