6. Bölüm

9.3K 760 362
                                    

** Şarkı ile dinleyin lütfen. Sözlerini bu bölüme adıyorum. Tekrar dinleyebilesiniz diye de 1 saatlik versiyonunu ekledim u.u **

"Rahat bırakın beni!" ses fazlasıyla tanıdıktı. Hatta tanıdıktan da öte bu sesin kime ait olduğunu adım gibi biliyordum.

"Luhan?"

"İşinize bakın sersemler!" Söylediği ikinci cümle ile onun olduğundan tamamen emin olmuştum.

Motorumdan inip kaskımı çıkardıktan sonra koşar adımlarla ara sokağa girdim. Sokağın başında durup etrafa baktıktan sonra aradığım bedeni görmüştüm. Loş sokağın sonunda gördüğüm küçük bedenin Luhan olmasını istemesem de, maalesef ki oydu. Arkasında sarhoş oldukları yürüyüşlerinden belli olan iki kişi gidiyordu ve muhtemelen rahatsız ediyorlardı.

Diğerine göre daha kısa boylu olan Luhan'ın kolunu çekip durdurduğunda konuşmaya başlamıştı.

"Kız kılıklı şey, ne var bir geceyi bizimle geçirsen?" duyduğum şey ile gözlerim irice açılmıştı.

"Laftan anlamayan beyinlere sahip olduğunuzu anlayabiliyorum ama eğer kolumu bırakıp işine bakmazsan olan gücümle bağırırım." Olaya müdahale etmek istemesem de ona zarar vermeye kalkışmalarına izin vermezdim. Sadece Luhan'ın neler yapabileceğini görmek istiyordum. Her türlü o iki herifi benzetecektim nasılsa.

"Güzelce soruyorken bizimle gel yoksa bu saatte bu sokakta kimse olmayacağı için atacağın çığlığın amacı çok farklı olur." Adam Luhan'ın iki kolunu birden tutup kendine çektiği anda hem Luhan'a hem de onlara verdiğim süre, sonuna gelmişti.

"Bırak kolumu dedim sana! Bırak beni!" Luhan tüm gücüyle bağırırken ben ona doğru koşuyordum ve bir an eğer geri dönmeseydim olacakları düşünmüştüm. Korkunçtu.

Luhan adamın kollarından kurtulmaya çalışmak için debelenirken sonunda yanlarına varmıştım. Luhan'ın kolunu tutan adamı ensesinden kavrayıp çekerek yere düşmesini sağladım.

"Hey sen de kimsin?" diğeri bağırıp üzerime yürüdüğünde suratına indirdiğim yumruk ile o da asfalt zemindeki yerini, sert bir şekilde buluşarak, almıştı. O sırada Luhan'ın üstünden çekip yere düşürdüğüm adam bana doğru gelmeye başladı. Karnına geçirdiğim sert tekmeden sonra tekrar ayakta durabilmek için sendelerken Luhan'ın elini tuttum.

Öne adım atıp çekiştirdiğimde Luhan'ın bir şey yapmadan bana bakıyor oluşundan sonra konuşma gereği hissetmiştim.

"Luhan, koş!" söylediğim şeyi yeni idrak etmişti ve benim uzun adımlar atan ayaklarıma onun ayakları hemen uyum sağlamıştı. Adamlar peşimizden gelmeye çalışırken amacım sokağın sonundaki motoruma yetişmekti.

Arada dönüp arkamdaki adamlarla aramızdaki mesafeye bakıyordum. Sarhoş oldukları için koşarken yalpalamaları işimize geliyor ve bu yüzden aramızda bize yetecek kadar fazla mesafe kalıyordu.

Motorun yanına geldiğimizde ben zaman kaybetmeden binerken Luhan nefes nefese bana bakıyordu. Neden şu anda zekâsını kullanıp anlamak yerine açıklamamı bekliyordu ki?

"Luhan, bin!" söylediğimden sonra arkama atladığında motoru çalıştırdım. Ellerini belime sardığında içimde oluşan tuhaf hissi görmezden gelmeye çalıştım o an için. Sarhoş herifler tam bize yetiştiklerinde çalıştırmış ve sürmeye başlamıştım.

Bizi yakalayamayacaklarını bilsem de Lucy'i tedbir amaçlı Tatstar'a dolanarak sürdüm. Arka taraftaki çıkmaz sokağa girip kapının önüne geldiğinde durdurup Luhan'ın inmesini bekledim.

İndiğimde neredeyse karanlık olan loş sokakta Luhan'a baktım. Yüzü zoraki seçiliyordu. Kaşları çatıktı ve durumdan hoşnut gözükmüyordu. Üstelik gözleri de kızarıklığıyla ben ağladım diyordu resmen.

TATSTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin