** Şarkının vaktiniz varsa sözlerine de bakın derim bence çok güzel yani ve şarkının adı Madilyn Bailey - mirrors. Normalde bu Justin timberlake şarkısı ama o hareketli olduğu için bu coverı daha uygundu.
Ve iyi okumalar. **
Salonda bir süre ikimizde sessizce birbirimize sarılarak oturduktan sonra aramızdaki sessizliği bozan yine Sehun'un sesi olmuştu.
"Luhan?" başım omzumdayken seslendiğinde bakışlarımı ona çevirdim.
"Evet, sevgilim?"
"Sanırım ben kararımı verdim. Biraz erken verdiğim bir karar oldu, biliyorum ama ne istediğimden daha eminim artık. Ben... Babama bir şans daha vereceğim."
"Sehun, bu harika bir haber..." Doğrulup yüzüne bakarak söylediğimde başıyla beni onayladı. Sevgilim sonunda doğru kararı vermişti ki ondan bu konuda hiç şüphem olmamıştı zaten...
"Sence erken verdiğim bir karar mı oldu yani biraz daha düşünmem gerekir miydi?" Sehun emin olmak adına bana sorduğunda yüzünü ellerim arasına aldım.
"Eğer gerçekten istediğin şey bu olmasaydı zaten bu kadar çabuk karar veremezdin, kafan karışırdı. Ve benim fikrimi soruyorsan da ben en başından beri bu yolu seçmeni istemiştim. Çünkü baban garip bir şekilde bana samimi geliyordu..." Sehun'a yumuşak bir tonda itirafımı yaparken o da bana gözlerini kısarak bakmakla meşguldü.
"Demek samimi geliyordu, ha?"
"Yani... Şey sanırım benim de babam sayıldığı için birden ısındım kendisine. Aniden ama yani..." Kendimce ellerini yüzünden çekip jestlerimi kullanarak durumu açıklarken Sehun beni çatık kaşlı ama gülmemek için kendini kasan bir ifadeyle izliyordu.
"Demek baban sayılıyordu?" Sehun tekrar alayla söylediğinde daha fazla dayanamamış ve kendimi geri çekip ona çemkirmiştim.
"Ya şöyle konuşma... Çok tuhaf hissediyorum!"
"Kendisine ısınıvermişsin ama..." Sehun konuşurken bir yandan da üstüme doğru eğilmeye başlamıştı. Ben ise ondan kaçmak adına oturduğum yerde geriye doğru kendimi bırakıyordum.
"Biraz ya... Azıcık, ucundan sadece... Hem ben her zaman senin tarafındayım! Fighting Sehunnie!" elimi yumruk yapıp sevimli olmaya çalıştığımda Sehun'un benden söylediğim kelime yüzünden uzaklaşmasını falan beklemiştim. Yani, neden bunu yapınca uzaklaşması gerektiğine dair bir fikrim yoktu ama beklemiştim işte.
Ve tabii ki de beklentim çok güzel bir şekilde geri tepmişti çünkü Sehun üstüme daha fazla eğiliyordu. Hatta öyle çok eğilmişti ki sırtımın koltukla buluşmasını engelleyememiştim.
"Sehunnie mi?"
"Neden soru sormadan cümle kuramıyorsun?" Sehun sonunda tamamen üstümde durduğunda pozisyonumuz hoşuma gitse de söylenmeden edemiyordum.
"Hoşuma gidiyor." İtirafının ardından kollarımı boynuna dolayıp yüzlerimizi birbirine yakınlaştırmıştım.
"Öyle mi? Benim de hoşuma giden şeyler var."
"Mesela?" Sehun tek kaşını kaldırıp sorduğunda başımı hafifçe kaldırıp dudaklarına uzandım ve birkaç minik öpücük kondurdum.
"Mesela bunun gibi..." Sevgilim yaptığıma karşılık olarak hoşlandığını belli edercesine gülümsedikten sonra burnunu burnuma sürtmüştü. Ardından gözlerini gözlerime dikip bir süre sakince baktı. Aramızdaki bakış temasını kestiğindeyse dudaklarını kulağıma doğru yaklaştırıp tatlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfiction**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...