19. Bölüm

8.4K 654 370
                                    

** Luhan'ın bana buram buram Sehun'u hissettiği ve hissettirdiği bu şarkısı da bu bölüme gelsin o zaman u.u Sözler her zamanki gibi uyumlu  fbjfddf**

Buraya kadardı! Yeterince seyirci kalmıştım ve daha fazlasına göz yumamazdım.

Luhan'a kimsenin zorbalık etmesine katlanmak istemediğim için elimdeki gitarı yere atıp, sahneden adeta adamın üstüne atladım. İğrenç ellerini Luhan'ın yakasından çektikten sonra kendime döndürüp adamın yüzüne kafa atmıştım.

Biraz önce var olan tüm o gereksiz gürültü şimdi gitmişti ve herkes susarak bizi izliyordu.

Ah, Tanrım! Luhan ile olaysız bir günüm bile geçmiyordu!

Adam geriye sendeleyip poposunun üstüne düştüğünde, çoktan burnundan kanlar akmaya başlamıştı bile. Sanırım, şu saatten sonra iyi bir estetik cerrahına ihtiyacı olacaktı.

Luhan önce yerdeki adama ve sonra bana sırasıyla baktığında, incinmemesi adına kenara çekmek için elini tutmuştum. Ama adamın yerden kalkıp üzerime yürümeye başlamasıyla anında geri bıraktım.

Adam üzerime gelip bir yumruk savurduğunda kaçamamış ve kaşıma denk gelmesine sebep oldum. İyi yönden bakarsak eli biraz boşa geldiği için darbe şiddetli değildi.

Yine de ikinci hamlesinden çevik bir hareketle kurtulmuş ve bu sefer çenesine yumruğumu geçiren ben olmuştum.

Yumruğum yüzünden adamın geriye çekilmesini fırsat bilen Luhan, karşısına geçip tam da cinsel bölgesine sağlam bir tekme attı. Etraftan sesler gelmeye başlarken ben şok içinde yaptığına bakıyordum. Luhan sırıtarak adama baktıktan sonra benim elimi tutarak koşmaya başlamıştı.

İlk defa Luhan tarafından bir yerlere sürüklenen ben oluyordum. Üstelik Luhan şu benim yüzümden koşuyordu. Ve bu hoşuma gitmişti.

Arkamı dönüp kısa bir an baktığımda, adamın Luhan'dan tekme yediği bölgesini tutarak ayağa kalkmaya çalıştığını gördüm. Hızımızı kesmeden kapıya geldiğimizde, Luhan bir anda durup yavaş yürümeye başladı. Ve tüm bu süre boyunca elimi hiç bırakmamıştı.

Acaba ben onun elini tutup bir yerlere sürüklerken o da mı böyle hissediyordu? Çünkü ben bakışlarımı birbirine sıkı sıkı kenetlenmiş ellerimizden ayırmakta zorlanıyordum. Oranın yaydığı sahiplenme hissine çabuk alışmıştım.

Kapıdan içerideki olayların sebebi değilmişiz gibi sakince çıktığımızda, Luhan'ın aniden durmasıyla ben de durmak zorunda kaldım. Luhan elimi bırakıp korumalardan tartıştığına yaklaşmıştı ve ben bugün onun ne yapmaya çalıştığını anlamak için çok çabalıyordum.

"Biraz eğilir misin, kulağına bir şey söyleyeceğim. Diğer taraftaki şişkonun duymasını istemiyorum." Adam önce yanındaki korumaya bakıp sonra Luhan'a doğru eğilmişti. İyi de Luhan o korumaya ne diyebilirdi ki? Diğerinin duymaması gereken konu neydi?

Luhan bacağını kırıp eğilen korumanın da kasıklarına kuvvetlice diz kapağıyla vurduğunda, istemsizce yüzümü benim canım acımış gibi buruşturmuştum.

Ne olduğunu anlamayan koruma eğilip acıyla küfür ederken arkadaşı salaklık edip onun yanına gitmişti. Luhan da bunu fırsat bilip yanıma geldi ve yeniden elimi tutarak koşmaya başladı.

Yapabildiğim tek şey yüzümde kocaman sırıtma ile ona ayak uydurmak olmuştu. El ele tutuşup tüm gücümüzle yan yana koşarken, diğerine göre biraz kilolu olan koruma da sonunda akıl edip peşimizden gelmeye başlamıştı.

Ben her ne kadar hızımı arttırsam da yavaşlamamızdan Luhan'ın yorulduğunu anlayabiliyordum. Bu yüzden de güç verircesine elini sıktığımda bana bakmıştı.

TATSTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin