7. Bölüm

9.7K 757 400
                                    

"Sehun?" şaşkınca söylediğimde ikisi de bana döndüler. Sehun yüzüne hoş bir gülümseme takınıp sağ elini havaya kaldırmıştı.

"Selam." Benim ona yaptığım tarzda söylediği kelime ile şaşkınlığım daha da büyüyordu.

Onun burada ne işi vardı? Chanyeol ile neden kavga etmek üzereydi ve daha da önemlisi neden bu okuldan birini arıyordu?

Ona her ne kadar kızgın olsam da birbiriyle her an kavga edecek gibi duran ikilinin yanına ilerledim.

"Burada neler oluyor?" İkisinin ortasına denk gelecek şekilde yanlarında dururken sırasıyla yüzlerine bakmıştım.

"Tam da bu herifi pataklamak üzereydim." Sehun'un söylediği şey ile gözlerim onda sabitlendi.

"Ne? Saçmalama! Neden bunu yapıyorsun?" Şu an sırası değildi belki ama itiraf etmeliyim ki ondan yayılan kokuyu dahi özlemiştim.

"Sebebini ben de merak ettim bak şimdi, gerçekleştiremeyeceğin bu eylemin." Chanyeol alayla sırıtarak söylediğinde göz devirdim. Sersemin Sehun'un gücünden haberi yoktu elbette. Olsa şu anki cesareti olur muydu, emin değilim. Onun korkak biri olduğunu düşünmüyordum ama yine de kıyasladığımda Sehun daha baskın bir güce sahip gibi geliyordu.

"Sebebi senin için bu kadar önemli mi? Sadece gerçekleştirsem daha çok hoşuna gider bence?" Sehun da karşılık verdiğinde ikisi de birer adım daha yaklaşmıştı. Sehun Chanyeol'ün yakasından tuttuğunda aralarına girdim. Yüzüm Sehun'a sırtım Chanyeol'e dönüktü ve aralarına girdiğim için Sehun'un elleri devin yakasından kurtulmuştu. Bunu fırsat bilerek Sehun'u biraz ittirdim.

Chanyeol'ün ona da zarar vermesini istemiyordum.

Onu ittirdiğim için Sehun ve ben Chanyeol'den biraz uzakta kalmıştık.

"Burada ne işin var?" Dişlerimin arasından sadece ikimizin duyabileceği bir şekilde sormuştum.

"Birini bulmaya geldim ve-" merakıma yenilip daha bitiremeden sözünü kesmiştim.

"Kim o biri? Ben tanıyor muyum?" Salak Luhan! Neden bunu soruyorsun ki? Sana ne! Ben kendi kendime kızarken Sehun yarım ağız bir gülücük sunmuştu.

"Birini bulmaya geldim ve buldum. O kişi şu an tam karşımda..." Söylediği şeyden sonra arkama dönüp baktım. Chanyeol'ü mü aramaya gelmişti yani?

"Chanyeol'ü tanıyor musun?" Sehun bana göz devirdikten sonra parmağıyla omzuma dokunarak beni işaret etmişti.

"Onu değil, ufaklık. Seni arıyordum." Kafamı karıştırıyordu bu çocuk, ya da ben onun yanında düşünme ile olan işlevlerimi aza indiriyor da olabilirdim.

"Beni mi?" Sehun sorduğum sorudan sonra etrafına bakınmaya başladı. Onun gözlerini benden ayırması sonucu bende nereye baktığını inceliyordum.

Ve gördüğüm manzara hiçte iç açıcı değildi. Herkes sanki bakılması gereken bir şey yapıyormuşuz gibi hayretle bizi izliyordu. Bakılması gerekenden kastım... Her neyse işte... Sadece bizi izliyorlardı.

Tüm bunların sonucunda utanmış ve başımı yere eğmiştim. Ama kolumda hissettiğim bir baskı ile başımı koluma doğru çevirdim.

Sehun kolumdan tutmuş ve beni gittiği yöne doğru çekiştiriyordu. İtiraz etmeden ona ayak uydurmuştum, ta ki diğer kolumdan da bir el tutana kadar.

Başımı bu sefer de diğer kolumdan tutana doğru çevirdim. Chanyeol kolumu sıkarken bir yandan da Sehun'a alev saçan bakışlar gönderiyordu. Ve kolumu sıkma işini ikisi de şu an farkında olmadan abartmış durumdaydı, haliyle benim de canım yanmıştı.

TATSTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin