**Medya Sehun ve Luhan temsili dlgbln**
"Ufaklık..." yanına yaklaşıp yüzüne doğru eğildiğimde nefesini tuttuğunu hissetmiştim. Gülümseyip biraz daha yaklaştım.
"Hazırlan akşam bara gidiyoruz." Luhan söylediğim şey ile yüzüme bir süre baktı ve ciddi olup olmadığımı anlamak için beni baştan aşağıya süzdü. O sırada ben çoktan geri çekilerek karşısında dikilir bir vaziyet almıştım.
"Dalga mı geçiyorsun?" Luhan bana inanmamış olmalı ki göz devirip öyle söylemişti.
"Hayır, oldukça ciddiyim." Ama söylediğim şeyde son derece ciddiydim ve bunda inanmayacak ne vardı bilmiyordum.
"Gece geç saatte eve dönersem eğer... Annemin söyleyeceklerini düşünmek istemiyorum. Gitmeyi isterdim ama şu an koşullar buna izin vermiyor." Sona doğru düşen yüzü içimde bir acı hissetmeme sebep olmuştu.
Onun neşeli ve gülen yüzlü hali en sevdiğim haliydi. Yüzünü asınca bir şeyler yapma gereği hissediyordum ve onu, daha fazla üzgün görmeyi kabullenemiyordum. Luhan hep mutlu olmalıydı. Ona en çok yakışan buydu...
Diğer bir yandan onu en çok mutsuz edecek kişi de ben olacaktım muhtemelen. O bana her gün daha fazla bağlanırken ben onu kendimden uzaklaştırmak için en ufak bir eylemde bulunmuyor, bulunmak da istemiyordum.
Yapmam gerekenin Luhan'a bu şekilde, onu etkileyecek, davranışlarda bulunmak olmadığını bilsem de elimde değildi işte. Tamamen kontrolüm dışındaydı.
Ondan uzak durmak değildi kastım, çünkü istesem de bunu yapmak için fazla geç kalmıştım ve artık o güce sahip değildim. Luhan gitmek isterse bile onu ben engellerdim, hissediyordum.
İstediğim şey aslında sadece bana daha çok bağlanmasını etkileyecek davranışlarımı bırakmaktı. Ona sarılmak, iyi hissedeceği şeyler söylemek, iltifat etmek ve hatta ona özel olduğunu hissettirerek daha fazlasını istemesini sağlamak...
Bunları yapmadan sadece sıradan iki arkadaş olmamız gerekiyordu ama dediğim gibi Luhan yanımdayken kendime bir şeylerde hakim olmam çok zordu. İçimden geçeni yapıyordum sadece...
Ve tüm bunlar Luhan'ın umutlanmasına sebep oluyordu, farkındaydım. Böyle olmasını istemesem de durumu artık değiştirebileceğimi sanmıyordum. Çünkü bir şeyleri daha farklı bir yola sokmak için çok geç kalmıştım...
Dışarıdan bakılınca tavırlarım yüzünden bunun için bir uğraşım yok gibi görünebilirdi. Ama farklı bir yola girmek için çabalamıyor değil, çabalayamıyordum. Ben kendime ilk defa böylesine engel olamadığım bir durumdaydım.
Luhan umarım bana aşık olmazsın... Ve hissettiğin şey küçük bir hoşlanma ile geçer gider...
Daha fazla bu durumu düşünmek yerine her zaman yaptığım gibi akışına bırakıp Luhan'ın yanına oturmuştum.
"İzin alamaz mısın?" geçen uzun sürenin ardından konuşunca, Luhan başta anlamasa da daha sonra neyden bahsettiğimi anlayarak omuz silkti.
"İzin almak değil sorun, annem eve gidene kadar beni bekleyecektir ve gittiğimde ne yaptığıma dair sürekli soru soracaktır."
"Sen de eve gitmezsin." Söylediğim şey ile Luhan bana göz devirmişti ama aklımdan geçen şeye dair en ufak fikri yoktu.
"Sehun, peki eve gitmeyeceksem nereye gideceğim?"
"Benim evime..." Luhan algıladığı şey ile şaşkınca bana bakmaya başladı. Bunu beklemediği açıktı.
"Se-senin evine mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfiction**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...