Bugün yaşadığımız güzel andan sonra aslında bir şeyi daha iyi anlamıştım. Luhan'a karşı doyumsuzdum. Her konuda...
Ve ona olan aşkım hiç bitmeyecekti. Her daim ilk günkü gibi bir şiddetle içimde olacaktı... Çünkü tamamen gerçekti.
****
Luhan yan bir şekilde yatarken başı göğsümün üstündeydi ve vücutlarımızın yarısı yapışık şekilde duruyorduk. Başını yukarıya doğru kaldırıp bana bakarken bir yandan da parmağı yüzümde gezdiriyordu. Parmağı yüzümdeki kısa gezintisinden sonra çıkmaya başlayan sakallarım üzerinde durdu.
"Sakalların çıkmış." Mırıldandığında farkında olmadan elim yüzüme gitmişti. Batıp batmadığını kontrol ettikten sonra Luhan'a baktım.
"Rahatsız etti mi?" kaşlarımı kaldırarak sorduğum sorudan sonra, gülümseyip elinin tersiyle üstünde tekrar gezindi.
"Hayır, sadece bir şeyler söylemek istedim." Kıkırdadıktan sonra göz devirmeden edememiştim. Ama bu göz devirmem sevimliliği yüzündendi kesinlikle.
Luhan yanağımdaki elini burnuma götürüp, işaret parmağı ile burnumun ucuyla oynamaya başladığında benim elim hala saçlarının arasında dolaşıyordu. Ve görünen o ki ikimiz de sessizce birbirimizle temas halinde bulunarak oynamayı seçmiştik.
"Sehun?" Luhan gözlerini bana dikip ciddi bir şekilde baktığında devamında ne söyleyeceğini merak etmiştim. Çünkü her zaman böylesine ciddi bakmazdı.
"Efendim, güzelim?"
"Aklıma takılan bir şey var..." benim de Luhan'ın aklına takılan şey hakkında bazı fikirlerim vardı. Sanırım ne söyleyeceğini az çok tahmin edebiliyordum ama yine de bekleyip Luhan'dan duymak istemiştim.
"Nedir o?"
"Şey... Biraz tuhaf bir soru olabilir ama... Benden önce de hayatında birileri oldu, değil mi?" Tam da tahmin ettiğim soruyu sorduğunda hafifçe tebessüm ettim.
"Doğrular mı yoksa duymak istediklerin mi?" onu kırmamak adına en doğru kelimeleri seçmek istiyordum. Çünkü Luhan'ın üzülmesi isteyeceğim son şey bile olamazdı.
"Duymak istediğim şekilde doğruları söyle."
"İlk olmanı isterdim ama... Üzgünüm." Üzgün bir şekilde mırıldandığımda, Luhan burnumu sıktırıp gülümsedi.
"İlk olmak kimin umurunda? Benden sonrası olursa asıl o zaman kork, Oh Sehun!" Luhan az önce nazikçe sıktırdığı burnuma bu sefer parmağını tehditkâr biçimde dayarken kahkaha attım.
"Gülme! Ben çok ciddiyim." Kaşlarını çatıp ciddi olmaya çalışırken beni daha da güldürdüğünden haberi yoktu, sanırım.
"Bebeğim, bilmen gereken büyük bir detay var. Daha önce kız ya da erkek birileriyle birlikte oldum evet ama onların hiçbirine aşık değildim. Aramızda geçen şey sadece zevkti. Ama seninle olan... Bu hepsinden farklıydı çünkü bunu aşk ile yaptık. Hissettiğim şey daha önce hiç yaşamadığım bir duyguydu." Luhan'ın çattığı kaşları bu söylediğimle yavaşça düzelmiş ve sonunda sıcak gülümsemesini bana yeniden sunmuştu.
"Pekala, kabul etmeliyim ki her zamanki gibi yine ikna edici konuştun." Söylediği karşısında omuz silktim. Ne yapabilirdim ki? İkna etme özelliğim yüksekti ve olumsuz koşulları bile olumlu gibi gösterebilmek konusunda iyiydim.
"Yine de bana onların hepsiyle ilişki yaşamadığını söylemene ihtiyacım var." Luhan başını tekrar yerleştirdiği göğsümden hızla kaldırıp, bir anda söylemiş ve sonrasında eliyle ağzını kapatmıştı. Bunu da ağzından kaçırdığı cümleler arasına ekleyebilirdik bu durumda. Her ne kadar şu an söylediğinde benim etkim olmasa da, ağzından kaçırmıştı bir kere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfiction**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...