**Şarkıya da bakın çünkü sözleri oldukça uyumlu... İyi okumalar ^^
****
Sehun'un ortaya attığı fikir üzerine otele bir taksiyle gitmek yerine yürüyerek gitmeyi seçmiştik. Çünkü hem hava güzeldi hem de otel bulunduğumuz yere yakındı. Üstelik bir de arabayla giderken göremeyeceğimiz yerleri böyle daha güzel inceleyebilme şansına sahiptik.
Yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşün ardından otelin karşısındaki parka geldiğimizde gün batmak üzereydi ve tam da buradan bakınca inanılmaz güzel bir manzarayla karşı karşıya kalıyorduk. Ama tabii ki böyle bir manzarada Sehun ile el ele yürüyor olmak burayı en özel ve güzel kılan etkendi.
"Luhan..." Benim tam da manzaranın güzelliğine daldığım sırada Sehun bana seslenip durmama neden olmuştu. Ona gülümsememi bozmadan dönüp baktığımdaysa elini cebine sokup bir şeyler aradı ve bulduğunda şok olmama sebep olacak o nesneyi gösterip, kilit kelimeleri kullandı.
"Benimle evlenir misin?"
"Ne?" Şaşkınlıktan ne dediğimi bilmez bir tepki verdikten sonra Sehun kapağı açık olan kutuya kısa bir an baktı ve ardından bakışlarını gözlerime dikip konuşmaya başlamıştı.
"Evlen benimle, Luhan..."
"S-Sehun..." hala girdiğim şoktan çıkamadığım için herhangi bir şey diyememiş, sadece adını söylemekle yetinmiştim. Çünkü kalbim bu kadar hızlı atıp, beynim işlev yitirdiğinden dolayı kelimeleri toparlamam imkansız gibiydi. Nutkum tutulmuştu sanki?
"Biliyorum, henüz biz birlikte olmaya başlayalı 2 ay kadar bir süre oldu hatta tanışmamızın üzerinden bile 3 ay falan geçti. Ama ben seni ne kadar sevdiğimden ve seninle geçirmek istediğim hayattan eminim. 2 ay ya da 2 yıl da olsa değişen hiçbir şey olmayacak... Ve yine biliyorum ki çoğu insana göre 2 ay evlenmek ve birbirini tanımak için fazla erken gelir ama benim için değil. Çünkü ben, senin ruh eşim olduğunu en içten bir şekilde hissediyorum. Hayatımdaki doğru insan olduğunu da..." Hafifçe esen rüzgar saçlarımızı uçuştururken Sehun önce saçımı düzeltmiş ardından da avucunun içinde tuttuğu elimin üstüne öpücük kondurup öyle devam etmişti. "Daha önce aklında canlandırdığın ya da beklediğin evlilik teklifi bu kadar sade ve basit değildi, farkındayım ama emin ol ki benim de sana yaşatmak istediğim evlenme teklifi anı böyle değildi. Yine de bazen doğru anın geldiğini hissedersin, tam da bu anda yapmalıyım dersin ya... İşte ben o doğru zamanın geldiğini bugün hissettim, Luhan. Hayatımın sonuna kadar yanımda yalnızca seni istediğimden bir kez daha emin oldum."
"Sehun... Ben..."
"Sabah ilk seni görmek, gece en son senin kollarımda olduğunu hissederek uyumak başıma gelen en güzel şeylerden biri... Sen benim hayatıma girmiş en güzel şeysin ve... Eğer sen de istiyorsan benimle burada, birkaç gün içinde evlenmeni istiyorum." Bir şeyler söylemek istiyordum. Onun bana söylediği bunca şeye karşılık bir şeyler dile getirmek, sorduğu soruya cevap vermek istiyordum. Ama sevgilimin içindekiler dile dökülmeyi uzun zamandır bekliyor olmalı ki bana cevap verme fırsatı dahi tanımadan tekrar tekrar konuşmuştu.
"Ama tabii hemen cevap vermek zorunda değilsin. Yani... Bu çok ani oldu, farkındayım. Üstelik ikimiz de oldukça genciz ve bu durumu erken olarak düşünüp daha sonraya erteleyebilirsin. Emin ol ki bunu anlayışla karşılarım. Sana kızmam, kırılmam ya da sevgimde bir azalma olmaz. Düşünmek istiyorum dersen de istediğin kadar zamanı sana verebilirim. Kendini tam olarak hazır hissettiğinde evet de. Yani... Tabii... Hayır da diyebil-" Sehun ona evet diye bağırmama, iyi ya da kötü herhangi bir cevap vermeme açılan çenesi yüzünden izin vermezken tek çare onu öperek susturmak olur gibi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfiction**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...