47. Bölüm

6.1K 372 121
                                    

**Bu şarkı HunHan'a en çok yakıştırdığım şarkıdır.

Gif de Sehun'u ikna etmek için çabalayan Luhan'ın ve karşılık veren Sehun'un tepkisinin temsili fvfdnj**

Başımı göğsünden kaldırıp Sehun'a baktığımda yüzündeki kusursuz tebessüm bana da geçmişti. O anda bana öyle güzel gülüyordu ki daha fazla dayanamayıp gülümsemesini öptüm. Kondurduğum ufak öpücükten sonra geri çekilmek için hamle yaptığımdaysa Sehun beni durdurmuş ve dudaklarımızı tamamıyla birleştirmişti.

Ardından ise nasıl olduğunu ikimizin de anlamadığı bir şekilde kendimizi yatakta çıplak bir halde bulmuştuk.

Ne ara eve girmiştik ya da ne ara soyunmuştuk bilmiyordum. Tek bildiğim Sehun'a sarılıp kendime daha çok bastırdığımdı.

"Dövmelerine... Aşığım biliyorsun, değil mi?" Boynunu öptükten sonra söylediğim şey ile Sehun seksice gülümsemişti. Sanki terli, dağınık ve sarı saçlı hali yeterince seksi değilmiş gibi bir de gülümsüyordu. Hissettiğim zevke gülümsemesi de eklenince kendimi daha fazla kaybetmemem için hiçbir sebep kalmamıştı resmen.

"Biliyorum... Dövmemi öpmene aşığım... Sen de bunu biliyorsun, değil mi?" İnlemeleri arasından söylediğinde tek elimi ona bambaşka hava katan sarı saçları arasından geçirip, dudaklarımızı açlıkla birleştirdim. Diğer elim de göğsündeki dövmesinde gezinirken sınırıma geldiğimi hissediyordum. Sehun'un da benden farklı olmadığı içimdeki parçasının titremesinden anlayabilmiştim.

"Geleceğim..." ellerimi yüzüne yerleştirip dudaklarımızı ayırdıktan sonra söylediğimde Sehun eliyle alnımdaki sarı saçlarımı gözümün önünden çekmişti.

"Birlikte, güzelim." Sehun konuşup burnumu öptükten sonra daha da hızlanmış ve fazla geçmeden içime geldi. Ben de Sehun'un hemen ardından ikimizin karnını batıracak şekilde boşalmıştım.

Sehun içimden çıkmadan kendini üzerime bıraktığında kollarımı etrafıma dolayıp ona sıkıca sarıldım. Onun ise başı direk boyun girintime yerleşmiş ve ardından kıkırdamaya başlamıştı.

"Neden gülüyorsun?" dudaklarım kulağının yakınında olduğu için sakince söylediğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı.

"Sonunda evimin laneti kırdık, ha?" sevişmemiz boyunca aklımın ucuna dahi gelmeyen şeyi söylediğinde başını tutarak boynumdan kaldırdım ve öyle yüzüne baktım.

"Zor olsa da... Galiba başardık." Gülümsemeye devam ederken Sehun içimden çıkmış ve vücudunu yanıma atarak beni de rahatça sarılabileceği şekilde kendine döndürmüştü.

"Yatağın içinde savaş verdin resmen, Sehun." Beni ve kendisini düzgün pozisyona sokabilmek için yaptığı kıpırdanmalara huysuzluk ettiğimde burnumu iki parmağı arasında sıkıştırıp öyle konuşmuştu.

"Huysuzlanma bir kere de..."

"Doğamda var ne yapabilirim? Hem altta olan bendim. Poponun içinde bir şeyler hareket etseydi seni de görürdüm huysuzlanıyor musun huysuzlanmıyor musun?" Yüzümü buruşturduğumda Sehun burnumu bırakmış ve tuhaf çıkan sesimin de düzelmesini sağlamıştı.

"Ben gayet naziktim bir kere hem içindeyken hem de sana sarılırken. Ama yine de... Çok mu acıyor." Sehun ilgiyle sorduğunda omuz silktim.

"Acımıyor ki... Yani en azından şimdilik." Cevabım karşısında aldığım tepki koca bir göz devirmesi olmuştu.

"Ee, Luhan? O zaman neden huysuzlanıyorsun?"

"Dedim ya doğamda var. Bir de... Huysuzlandığımda benimle daha başka ilgileniyorsun. Hoşuma gidiyor." Gözlerimi kaçırarak söylediğim şeye Sehun kaşlarını kaldırarak baktı.

TATSTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin