38. Bölüm

8.1K 456 411
                                    

** Şarkıda Sehun'un rap kısmı bu ficteki değişimi için baya uygun bir söz hkj

Medyadaki gif de Luhan'ın Şüphen olmasın Sehun derken ki hali ve iyi okumalar u.u**

"LUHAN!" Tanrı aşkına burada neler oluyordu? Neden sabahın erken saatinde önce adımla bağırılıp, sonra popoma atılan tokatla uyandırılıyordum?

Oturduğum yerde, gözlerimi odağı netleşene kadar ovuşturduktan sonra bana bunu yapan kişiye baktım. Nihayet seçebildiğim yüzle şaşkınlıktan ağzım ve gözlerim aynı oranda büyürken, dudaklarımdan dökülen şey ilk önce bu kelimeler olmuştu.

"Senin burada ne işin var?"

**** (SEHUN)

Aklımdaki şeyler için kurduğum alarm çalar çalmaz ayaklanmıştım. Benim için bugün Luhan ile uzun süredir ara verdiğimiz –aslında tam olarak başladık mı ondan da emin değildim ama neyse- spora tekrar devam etme günüydü.

Yani dediğim gibi bu en azından benim planımdı ve Luhan'ın da başka işi olmadığını bildiğim için bana uymak zorunda olduğunu da biliyordum.

Ona önceden haber verme gereği de hissetmemiştim çünkü önceden haber verirsem beni vazgeçirmek için çabalayacaktı. Evet, kabul ediyorum bu şekilde de mızmızlanacak, söylenecek hatta reddedecekti ama kimin umurundaydı? Benim değil.

Üstelik değişmeyi benim tersine olan tüm düşüncelerime rağmen isteyen kendisiydi ve bu durumda bunlara katlanması gerekliydi. Ne kadar huysuzluk da yapsa spor yapacaktık. Çünkü bu onun değişmesinden ziyade, sağlığı için de iyi gelecekti. Aslında bu da benim kendimi avutma yöntemimdi ve istemediğim değişim olayında tutunduğum en büyük noktaydı.

Çünkü onu her haliyle sevecek olsam da tanıdığım hali en doğalıydı, en kendisi gibi olandı. Yine de, bu onun için önemliyken yapmayacağımı söyleyerek artık geri çeviremezdim.

Düşünmeyi bir kenara bırakıp altıma siyah bir eşofman, üstüme de siyah kolsuz bir atlet giyip yanıma da hırkamı almıştım. Hava sıcaktı evet ama sabahları biraz serin olabiliyordu ki bu durumda Luhan üşüyebilirdi. Yani benimkisi sadece tedbirdi.

Son olarak sırt çantamı da yanıma alıp evden çıktım.

****

Luhan'ın evinin önüne geleli neredeyse yarım saatten fazla olmasına rağmen hala ondan cevap alamayışım beni delirtmeye başlamıştı.

Şu an resmen daha önce olan şeylerin aynısını yaşıyordum. Bu çocukta uyurken çalan telefonu açıp, küfür ederek geri kapatmak huy haline falan mı geldi? Çünkü yaptığım sayısız çağrının çoğunda, açıp küfür etmişti bazılarında ise direk reddetmişti.

Tanrım! Şu an tam olarak görünmez bir işkence yaşıyordum. Luhan'ı uyandırmak ölüm gibiydi resmen...

Derin bir nefes alıp elimde sıktırarak tuttuğum telefonda yeniden 'ufaklığım' yazısına dokundum. Bu sefer açmak zorundaydı yoksa ben delirecektim! Ben umutla telefonun açılmasını beklerken, bunun yerine tam tersi olup bir anda telesekreter aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor zırvalığını söylemeye başlamıştı.

Cidden aramalarımdan rahatsız olup telefonu mu kapatmıştı sonunda? O zaman artık rahatlıkla delirebilirdim demektir.

Elimdeki telefona ters ters bakıp sinirle soludum. Bu son noktaydı gerçekten. O uyumak konusunda inatçı olabilirdi ama ben de uyandırmak konusunda son derece inatçıydım! Bu yüzden de olduğum yerde dikilmeyi bırakıp Luhan'ın evine doğru hızlı adımlarla ilerledim. Elbette uyanık olup, bana kapıyı açacak birileri olacaktı çünkü minik sevgilimi bizzat kendi ellerimle uyandırmam gerekiyordu.

TATSTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin