**** (1 ay sonra)
"Önemli olan belgeleri ve şartları eksiksiz yerine getirmiş olmanız. Geri kalan şeylerde siz gibi çocuklarımı zaman zaman hediyeleriyle mutlu eden birine yardımcı olurum elbette." Yetimhanenin müdürü bize –daha çok çocuklar için buraya sık sık hediyeler ve ilgi getiren Sehun'a- evlatlık almak için gerekli olan son işlemlerden bahsederken benim gözüm neredeyse tamamen bahçedeydi. Çünkü dışarıda oynayan çocukları camdan izlerken bile onlardan bir tanesinin bizim çocuğumuz olabileceği düşüncesiyle heyecandan yerimde duramıyordum.
Bundan bir ay önce, Sehun benden 10 yıldan beri neredeyse ilk kez çocuk sahibi olmak hakkında bir istekte bulunduğunda onu düşünmeden kabul etmiştim. Çünkü evliliğimizin ilk yıllarında bu sorumluluğu alabilmekten uzak olduğumu düşünsem de 30'lu yaşlara geldiğimizde nihayet ben de kendimi bunun için yeterince hazır hissediyordum. Hem her ne kadar çocuğumuz gibi olan sevimli bir köpeğimiz olsa da evde bir çocuğun yaratacağı sese ve enerjiye fazlasıyla ihtiyacımız vardı. Yoğun hayatımızda akşamları eve geldiğimizde ilgilenebileceğimiz sevimli bir çocuk bize kesinlikle iyi gelecekti.
Bu yüzden de Sehun'un aslında uzun zamandır aklında olup bana karşı dile getiremediği bu isteği öğrenmemle beraber gerekli araştırmalara başlamıştık bile. Çünkü ikimiz de birbirimize karşı dillendirmemiş olsak da bir çocuğumuz olmasını fazlasıyla istiyorduk.
"İnternette yazan belgelerin ve koşulların hepsi tamam. Ama yine de kontrol edip son işlemlere öyle başlarsak daha iyi olur sanırım. Bir aksilik çıksın istemeyiz."
"Elbette, kontrol edelim."
"Sehun?" Bakışlarımı bahçeden ayırıp sevdiğim adama doğru döndürdüğümde bana ilgiyle bakmıştı.
"Kalan detayları sen konuşsan olur mu? Ben dışarıya çıkıp onları izlemek hatta birkaçıyla konuşmak istiyorum." Sehun isteğim üzerine bana başıyla onay verdiğinde kendimi ilk iş olarak hızlıca bahçeye atmıştım. Burada görebileceğim çok güzel minik varlıklar vardı.
Kapıdan çıkar çıkmaz ılık havada gözlerimi etrafta gezindirdiğimde yüzümde engelleyemediğim bir gülümseme hakimdi. Sonuçta beraber koşuşturan, oyunlar oynayan, sevimli sesler çıkaran bu masum küçük varlıkları görünce kim gülümsemezdi ki? Bence bunu başaramayacak, gülümsemeden izleyebilecek insanla karşılaşmak epey zordu.
Etrafa bakınmaya devam ettiğim sırada bazı kızların evcilik oynadığını, bazılarının etrafta koşturup gülüştüğünü, erkeklerin de büyük bir çoğunluğunun top ile kendi çaplarında futbol oynadıklarını görmüştüm. Hepsi deliler gibi eğlenerek oyun oynuyor gözüküyorlardı. Fakat biri hariç.
Bankın birinde, onlardan yeteri kadar uzakta, elindeki küçük bir arabayla oyun oynayanlara bakan bir çocuk vardı. Yüzünde sahip olduğu sakin bir ifadeyle sadece onları izliyor arada ise iç çekip, umursamıyor gibi bankın tahtalarında arabasını sürmeye çalışıyordu. Fakat belli ki aklı onların oynadığı oyundaydı ve araba sürmeye yeteri kadar odaklanamıyordu.
Ben ise onun neden orada tek başına durduğunu merak ettiğim için yavaş adımlarla yanına ilerlemeye başladım. Merak ediyordum çünkü bu tavrı, aralarına girmeme sebebi çok dikkatimi çekmişti. Bu yüzden de bankın yanına geldiğimde beni görse de tepki vermeyen çocuğa nazik bir şekilde seslendim.
"Oturabilir miyim?" Babam her zaman eğer çocuklarla iyi anlaşabilmek istiyorsan onlara saygı duyduğunu anlamalarına izin ver derdi. Bu yüzden ben de dediğini yapıp ufaklığın rızasını almak istiyordum. Başarılı olduğumdaysa çocuk bana bakıp gülümseyerek başını sallamış ve sonrasında gözlerini yeniden onların oyunlarına çevirmişti. Onun sessizliğine karşın ben ise onunla konuşma merakıma yenik düşerek devam ettim. "Tanışalım mı? Benim adım Luhan, seninki ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfic**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...