** Bu bölüm var olabilecek en güzel, en samimi grubuma... Hunhanland'e gelsin. Hepinizi çok seviyorum. ♥♥
-7.11 ♣
"Luhan? Seni görmek ne güzel. Epeydir yoktun ortalıkta." Sehun'un ardından ben de Tatstar'dan içeriye girdiğimde Kyungsoo beni gördüğü için gülümseyerek söylemişti.
"Eh, biliyorsun ben popüler bir doktorum. Boş vakit her zaman bulamıyorum." Ona aynı şekilde gülerek karşılık verdikten sonra yeni tasarıma sahip yuvamızın bekleme kısmında olan koltuğa oturdum.
"Evet, namını fazlasıyla duyar oldum. Yine de seni uzunca bir aradan sonra görebilmek güzel. Uğramadığın için iyi misin diye merak ediyordum hatta geçen gün Sehun'a da sormuştum."
"Bebeğim gelemiyor çünkü işinde son derece başarılı bir doktor." Sehun da bana doğru yanaşıp söylediğinde yüzümdeki gülümsemeyi silip derin bir nefes aldım. Ona hala tavırlıydım ve bir şeyleri düzeltmeden bana yanaşmasını istememiştim. Sehun da bunun bilincinde olup tam konuşmak için ağzını açtığında randevusu olan müşterisinin gelmesiyle bakışlarımızı ona döndürdük.
"Merhaba." Adam tebessümle içeriye girdiğinde Sehun'un ayağa kalkıp onunla konuşmaya başlamasından fırsat bularak iç taraftaki odaya geçmeye kalkmıştım. Kendime bir kahve yapmaya belki de varsa tatlı bir şeyler aşırmaya ihtiyacım vardı. Çünkü bilirsiniz biraz kötü hissediyordum.
Normal adımlarla içeriye doğru ilerlemeye başladığımda Sehun'un gittiğimi fark edip Kyungsoo'ya seslendiğini duyduğum için adım hızlarımı da değiştirdim.
"Soo, sen ön işlemleri hallet. Bizim Luhan ile biraz konuşmamız gerekiyor." Sehun'un dediğini duymamla beraber adımlarımı hızlandırıp ondan önce odaya girdim çünkü itiraf etmem gerekirse benden sonra peşimden gelmesi hoşuma gidiyordu. Yani hatasının farkında olan bir Sehun her zamanki halinden daha mükemmeldi.
Bu yüzden de odaya girdiğimde ilk işim onu duymamış gibi gözükmek adına masanın üstünde duran ısıtıcıyı çalıştırmak olmuştu. Bir yandan da raftan aldığım kupalardan birine kahve doldururken beklediğim adam sonunda içeriye girip bana arkadan sımsıkı sarıldı. Ve ben yeniden onu hissedip kokusunu burnuma doldurduğu için ona belli etmeden içten bir şekilde gülümsedim.
"Luhan?"
"Hmm?" Bu durum hoşuma gitse bile ciddi bir konu konuşacağımız için yüzümdeki gülümsemeyi silip mırıldandığımda o da çenesini omzuma yaslayıp bana daha çok sokulmuştu. Bana bu şekilde sokulmasıyla beraber bakışlarımı kendisine çevirdiğimde bu sefer o dudaklarını büzerek mırıldandı.
"Sana sesimi yükselttiğim için özür dilerim, bir tanem." Sesi her zamanki gibi yine öyle içten ve doğaldı ki kendime hakim olamayıp tüm gardımı düşürmem an meselesiydi. Zaten Sehun'a ne zaman kıyabildiğim görülmüştü ki şimdi tavırlı kalacaktım.
"Bana karşı sesini yükselttiğinde enerjim düşüyor ve bundan hoşlanmıyorum, biliyorsun."
"Biliyorum, bu yüzden özür diliyorum ya zaten. Bu konuda ne söylesen haklısın çünkü sana sesimi yükseltmemem gerekirdi. Sadece... Beni de anla, Luhan. Korkuyorum. Gözümün önünden motorla düştüğün o an gitmezken sana izin veremezdim. Benim korkularıma rağmen sen de çok inatçı ve istediğini almayı seven birisin. Bu yüzden de bir anda oldu her şey. Yoksa sana sesimi yükseltmekten ben de nefret ediyorum." Sehun çaresiz bir ses tonuyla mırıldandığında yüzünde sanki o anı yeniden yaşıyor gibi bir ifade vardı. Tüm bunları konuşurken yüzü zaten o anları hatırlamasının etkisiyle buruşmuştu ki bir de bakışlarındaki o ifade daha fazla dayanamayıp vücudumu kolları arasında ona döndürmeme sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fiksi Penggemar**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...