**Şarkıyı dinledikten sonra bir de anlamına bakın bence çünkü çok güzel ve yine Tatstar ile uyumlu u.u
Adı Ronan Keating – When you say nothing at all
Medyada Luhan'ın bahsi geçen hali var.
Ve iyi okumalar :*
"Luhan, onları bırakır mısın, hadi güzelim." Ağzımdan bilinçsizce çıkan kelimeyle ikimizde birbirimize bakmıştık. Ve çekiştirdiğimiz kıyafetler ikimizin de aynı anda bırakmasıyla yere düşmüştü.
Düşünmeden ağzıma ne gelirse söylemek pek benlik bir durum değilken bu söylediğim de neyin nesiydi şimdi?
Ah, Luhan... Bana neler yapıyorsun, böyle?
"Güzelim mi? Sensin güzel! Erkeksiyim ben!" Luhan eğilip yerdeki kıyafetleri alırken bana da çemkirmeyi unutmamıştı.
"Luhan, kabul et, sen güzelsin. En azından... Daha çok güzel, daha az erkeksisin..." Benim sırıtarak söylediğim şeye Luhan kaşlarını çatarak baktı. Ardından elindeki kıyafetleri yan taraftaki rafa bırakmış ve tekrar bana dönmüştü.
"Kabul etmiyorum!" kollarını bağlayıp başını başka tarafa çevirdiğinde göz devirdim ve Luhan'ı omuzlarından tutarak biraz sağa doğru iteklemiştim.
Büyük bir boy aynasının önüne geldiğimizde, Luhan'ın arkasında durup ellerimle yüzünü aynaya doğru bakması için çevirmiştim.
"Luhan, bak... Sen güzelsin... Bir erkeğin, hatta bir kızın olması gerekenden çok daha fazla... Her ne söylersen söyle bu değişmeyecek." Luhan söylediğim şey ile görüntüsünü bir süre incelemiş ve sonra gözleri aynadan benimkileri bulmuştu.
"Sen de mi beni güzel buluyorsun?" Luhan yavaş bir şekilde bana dönüp mırıldanarak sormuştu.
"Aksini düşünen yanılıyordur." Gözlerim yüzünü inceleyip söylediğim şeyin doğruluğundan bir kez daha emin olmuştu.
"Bu, yani güzel olmam, iyi bir şey değil mi?" Bana böyle masum bir şekilde bakarak konuştuğunda ne söylemem gerek unutabiliyordum. Bunun yanı sıra bir de kırılmaması için, kelimeleri doğru bir şekilde seçmeye özen gösteriyordum.
"Sana yakışıyor." O an için en uygun cümleyi kurduğumda, Luhan masum bakmayı bırakıp bir anda munzur bir şekilde sırıtmaya başladı.
"Bu söylediklerini unutmayacağım, biliyorsun değil mi?"
"Unutmanı isteseydim söylemezdim, biliyorsun değil mi?" ondan daha fazla sırıtarak söylediğimde cevap vermek yerine yine dil çıkarmıştı. Bana cevap yetiştiremeyip bu şekilde dil çıkarmasını seviyordum.
Daha fazla oyalanmamak için Luhan'ı kolundan tutup almak istediğim kıyafetlerin olduğu yere doğru çekiştirmiştim.
"Beni bir yerlere doğru çekiştirmekten keyif alıyorsun değil mi, itiraf et!"
"Çok mu belli oluyor?" ben önden giderken, Luhan ise tuttuğum kolu sayesinde arkamdan geliyordu.
"Hayır, tabii ki sen kim bunu belli etmek kim..." alayla konuştuğunda gözlerimi devirmeden edememiştim.
"Söylenme de yürü, ufaklık!" Luhan söylediğim şey ile huysuzlanmayı bırakmış ve onu, kendi tarzım olan kıyafetlerin olduğu yere, götürmeme izin vermişti.
Tişörtlerin yanına geldiğimizde, biraz önce elimde olup bıraktığım birkaç parça şeyi Luhan'a gösterdim.
"Bunlar nasıl?" Kendi zevkime güvensem de Luhan'ın beğenip beğenmeyeceğinden endişeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATSTAR
Fanfic**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güç...