Keyifli okumalar !
Elimdeki şortuda ikinci valize koydum. Karşımda ki tekli berjerde dikkatlice bana bakan ve koyduğum her kıyafete bir laf söyleyen müstakbel kocama baktım.
"Ara adamlarını abimi bıraksınlar! "
Yaslandığı berjerde toplandı ve öne doğru eğildi. Gözlerini kıstı ve dudakları alayla kıvrıldı.
"O kadar kolay değil. Bayan çok bilmiş. "
Bende onun gibi gözlerimi kıstım. Çok bilmiş demesine sinirlenmeden (!) Sağ elimi saçlarıma geçirdim.
"Ne demek o kadar kolay değil! Evlenicem işte seninle daha ne istiyorsun! ?"
Oturduğu pembe berjerden kalkıp karşımda durdu. Sağ elimi saçlarımdan aldı ve avuçlarının içine aldı.
Yanan ellerimi onun elinden kurtardım.
"Nerden bilebilirim yalan söylemediğini çok bilmiş. "
Bana yalancı mı demişti şimdi ? Ya da ben öyle mi anlamıştım?
"Ben yalan söylemem."
"Onu zaman gösterecek ."
Tekrar pembe berjera kendini attı. Kafamı sağa sola sallayıp dolabın önünde durdum. Elime siyah - beyaz kalın askılı elbisemi aldım.
"Onu almayı düşünmüyorsun değil mi Elif?"
Gayette düşünüyordum. Madem Mardin'e gidiyordum bir daha İstanbul'a dönmeyecektim. Burada elbisemin kalması saçmalıktı.
"Düşünmeseydim valize koymazdım." Deyip elimde ki elbiseyi valize koydum.
Arkamı dönmemle onu burnumun dibinde bulmam bir oldu. Kaşlarım çatılırken sağa doğru bir adım attım. Dolaba doğru ilerlerken bileğimde ki eller buna mani oldu.
"Ne yapıyorsun sen!" Omuzumun hemen altında biten saçlarımı sağ omzumdan çektim ve çatık kaşlarla ona baktım.
"O şortlar ve kısa elbiseler derhal o valizden çıkacak. Hemde hemen!"
Bileğimde ki eli çekmek için yeniden bir hamle yaptım.
"Çıkmayacak! Hem sanane benim kıyafetlerimden ! "
Kapkara olan gözleri kısılırken bileğimde ki elleri daha fazla sıklaştı.
"Sen Mardin'de onları giyebileceğini mi sanıyorsun? Ya da benim bunları giydireceğimi?"
Tabi ki bunları Mardin'de giymezdim. Ama ikinci valize koyduklarım şirketin bana verdiği kıyafetlerdi. Onlarla fotoğraf çektirmem ve şirkete yollamam lazımdı.
"Onlar şirketin bana fotograf çektirmem için verdikleri kıyafetler. Bende biliyorum Mardin'de onları giyemeyeceğimi! Şimdi bırak bileğimi canımı yakıyorsun! "
Bileğimi bırakmasıyla odadan çıkması ve kapımın çarpılması bir oldu.
"Defol! Öküz! , manda! " odamda homurdanırken camın kenarına geldim ve açık olan perdemden ona baktım. Arabasına biniyordu.
Camın kenarından çekildim ve tekrar dolabıma gelip kalan elbiselerimi ve ayakkabılarımı da valizlere koydum.
Sonunda odamda ki tüm eşyalar toplanmış bir şekilde kapının kenarında duruyordu. Derin bir 'of ' çekip kendimi yatağa attım. Tüm herşeyi toplayım derken saat sekiz olmuştu bile.
Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Hayatım değişmişti resmen. Sırf abim için burada ki düzenli hayatımı bırakıp doğduğum yere gidiyordum. Oradaki hayatım nasıl olacaktı hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLEDE SEN
General FictionSemih hızla salondan çıkarken gözleri müptelası olduğu o yüzü arıyordu. Merdivenlere yöneldi ve usul usul tırmandı tüm basamakları. Merdivenleri tırmandıkça kulağına gelen seslerle kaşları kalkarken merakı daha da arttı ve müzik seslerinin geldiği o...