18. Bölüm

10.4K 434 108
                                    

Keyifli Okumalar!

Hani bazı anlar olurdu ya...

Ne yapacağını bilmezdin. Sanki seni karmakarışık bir labirentin içine tıkmışlarda inadına senden imkansız olanı isterlerdi.

Ne kadar uğraşsan da , didinsende , hatta bazı zamanlar ağlamaktan helak olsanda ne çıkışı bulabilirdin ne de derdine derman olanı.

Zaman gelir bir mucize oluverirdi. Olmaz dediğin ne varsa olur , olur dediklerin inanılmaz bir şekilde seni hüsrana uğratırdı. Gün gelir seni içine hapseden o labirentten çıkardın.

Çıkardın çıkmasına ama hayatına yine aynı şekilde devam edebilir miydin?

Edemezdin elbet. Çünkü o labirentte aslında kendi bilinmez duygularını yeşertirdi insan.

Bilmediği huyları , asla yapmam dediği şeyleri , hayatı boyunca hiç hissetmediği duyguları gün yüzüne çıkarırdı.

Sorgulatırdı hayatın kader adını verdiği oyunu.

Sabretmeyi öğretirdi. Beklemeyi , uzaktan da olsa sevmeyi.

Elif'in labirenti Mardin'di.

Bilmediği huylarını , asla yapmam dediği şeyleri ve en önemlisi hayatı boyunca tatmadığı duyguları tattırmıştı bu ihtişamlı şehir Elif'e.

Elif'in labirenti kendi duvarlarıydı aslında.

Dilinin içinde taşıdı diken gibi sözleri , herşeye herkese baş kaldıracak güçte olan cesareti ve hırçınlığı onu etrafında ki insanları görmekten men etmişti.

Elif'in labirenti karakteriyle çelişen duygularıydı belki de.

İnsanları kırmayı sevmezdi ama gözünün önünde ona yanıp biten Semih'i binbir parçaya ayırmıştı her seferinde.

Elif'in kalbi derman arıyordu şu sıralar labirentten yeni çıkmaya başlamış kalbine.

Peki derman kim olacaktı ?

Semih Eroğlu mu yoksa ansızın karşısına çıkan bir başkası mı?

Sahi seviyor muydu Elif Semih'i?

Yanıyor muydu kalbi Semih'in kalbine.

Ela gözleri sadece ona bakınca mı güzel duruyordu yoksa tüm herkese mi?

Derman Semih'ti.

Semih yıllar önce başarmıştı o labirentten çıkmayı .

Çıkmış ve öğrenmişti.

Sabretmeyi , çok sevmeyi , sevdalanmayı , aşık olmayı , çoktan çok sevmeyi , sevdiği uzakta da olsa sevmeyi bilmişti Semih.

O Elif'in ateşiyle yanan kalbine tek bir kadın almamıştı.

Tek bir kadını yanına Elif'i yakıştırdığı kadar yakıştırmamıştı.

Temiz sevmişti Semih.

Güzel sevmişti , seviyordu.

Elif yüzünden sinirlense bile ona bakarak sakinleşiyordu.

Bunun sözlükte anlamı , lügatı neydi?

Sevda mı , aşk mı , saplantı mı?

Sevdaydı bunun anlamı hiçbir zaman saplantı olmamıştı.

Gerçi şu beş harf mi anlatacaktı Elif'e olan duygularını?

Ya da üç harflik bir kelime mi kapsıyordu tüm bu gönül yarasını.

İLLEDE SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin