30.Bölüm

5.8K 305 192
                                    

Keyifli Okumalar!

Gecenin sessizliğini bıçak gibi delen ezan sesiyle irkilmişti Elif. Oturduğu sandalyede dikleşmiş ve hafif esen rüzgarın etkisiyle üşümüş kollarını sarmıştı yere düşen pikeyle.

Kulağına dolan ilahi cümleler kalbini huzurla doldururken darda olan benliğini bir nebze rahatlatabilmişti.

Güneş geceyi silmeye hazırlanırken hafifçe titremişti Elif.

Sımsıkı sarılmıştı omuzlarında ki pikeye.

Sabah ezanı bitmiş yerini yine müthiş bir sessizlik almıştı.

Üşüdüğünü hissettiği halde içeri girmek içinden gelmiyordu Elif'in.

Darlanıyordu. Bunalıyordu. O kadar sıkılmıştı ki dört duvar arasında olmaktan.

Herşeyin rutin bir şekilde gelişmesinden.

Son bir hafta özellikle bu balkonda geçmişti neredeyse tüm vakti.

Ne Semih ile bir çift kelime etmişti ne de yüzüne bakmıştı.

Öyle sakinleşe biliyor , dilindeki zehirli dikenleri öyle imha ediyordu. Yoksa olmayacaktı biliyordu.

Kendini tanıyordu Elif. Sınırları zorluyordu Semih. 

Elif'in ona ne cevap verecek  enerjisi vardı ne de ruh hali.

Garip bir değişiklik vardı Elif'de. Hiçbir şey yiyesi gelmiyor , en ufak bir yemek kokusunda midesi ağzına geliyordu.

Mesela artık bazı şeylere tahammülü yoktu. O yüzdendi Semih'e cevap vermeyişi.

Gerekmediği sürece konuşmuyor , Semih gittikten sonra ise odadan dışarı çıkmıyordu.

"Elif bırak inadı geç artık içeri. Üşütüp hasta olacaksın."

Elif daldığı yerden Semih'in kalın sesiyle kendine gelmişti.

Semih'in ise içi içini yiyordu tam bir haftadır. Kalbini ateşiyle yaktığı Elif'i ne yüzüne bakıyor , ne aynı yatağa baş koyuyordu.

Odadaki uzun koltukta yatıyordu Semih.

Konaktakiler ise bu durumun elbet farkındaydılar.

Asmin hanım içten içe Elif'e gönül koymaya başlamıştı bile . Bu konağa gelin olarak kendisi de gelmişti ama kimse Elif gibi olmamıştı.

Her sabah kahvaltı masasında bir sandalye boş kalıyordu mesela.

Aslan oğlu Semih'in yüzünden düşen bin parçaydı.

Gökçe ise farkındaydı Asmin hanımın Elif'e karşı olan tutumundan.

Semih'in asık suratından.

Selma ise hamileliğinin son günlerini yaşıyordu artık. Heyecanlıydı.

Elif'in yanında olamıyordu o yüzden. Aklı ondaydı ama.

Yağız kendine gelememişti bir türlü. Hep bir yanı eksik hep bir yanı hüzünlüydü.

Eroğlu konağında neşe kalmamıştı son bir haftadır.

Allah'tan Hüseyin Ağa Mardin'de değildi de görmüyordu bu günleri.

İstanbul'a gitmişti Hüseyin Ağa. Askerlik arkadaşının oğlunun düğününe katılmak için.

Semih balkon kapısının kolunu sıkmaya başlamıştı. Elif'in kendisini yokmuş gibi davranmasından sıkılmıştı artık.

"Elif." Demişti her bir harfin üzerine basa basa .

İLLEDE SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin