Keyifli Okumalar !
Yüreğin tam orta yerine düşmüştu geri dönüşü olmayan acımasız duygular. Sinsi bir yılan gibi sarmıştı düştüğü bedenin benliğini. Geri dönüşü olmayan , silinmez izler bırakmış ardından yuva edinmişti bir zamanlar sevda ateşi ile yanıp tutuşan yüreği. Bir an olsun rahat bırakmamıştı , tek bir saniye defolup gitmemişti yaralı bedenden. Ruhu acımasız eller tarafından parça pincik olurken hiçbir şey hissetmemişti , hissetmiyordu. Kendine ne yaparsa yapsın , ne zarar verirse versin yüreğinde ki o acının yeri bir türlü dolmuyordu. Her zaman hayat dolu bakan ela gözlerinden bir an olsun gitmiyordu o boş bakışlar. Ok gibi olan kirpiklerinin ıslaklığı kurumuyor , ciğerlerine sürekli dolu dolu nefesler gönderiyordu. Nefes almakta güçlük çekiyordu Elif Eroğlu. Yaşamak istemiyordu artık. Gözüne tek bir dakika uyku girmiyordu. Yanıyordu Elif. Şu dünya üzerinde tadabileceği en güç acıyı layıkıyla tadıyor ve o acının içinde kendi ruhunu da Semih'in ruhunu da beraberinde cayır cayır yakıyordu.
Beşiğin üzerinde duran mavi oyuncağı almıştı eline Elif. Ela gözlerinden düşen yaş hıçkırmasına sebep olmuştu. Eli karnına giderken bebeğini orada hissetmek o kadar çok istemişti ki .. Yoktu Tuğtekin. Kopmuştu anne rahminden. Melek olmuştu. Elif usulca yere çökmüştü. Gözleri bebekleri için döşedikleri odanın her bir kısmında gezinirken bir kez daha ateşlerin ortasında alev alev yanıyordu. Ne yapsa çare etmiyordu. Bir an olsun çıkmıyordu bu odadan. Yandıkça yakıyordu gözünün değdiği her bir köşeyi.
Omuzları sarsılırken , hıçkırıkları haykırışlara dönüşmüştü Elif'in. Elinde tuttuğu oyuncağı karşındaki aynaya atarken yerden destek alarak kalkmıştı ayağa. Hırsla Perdelere asılmış , önüne gelen ne varsa yerle bir etmişti. Ayaklarına batan cam kırıkları bile Elif'i durdurmaya yetmemişti.
Ruhu bir kez daha çekiliyordu bedeninden.
Ne hayaller kurarak seçtiği mavi - beyaz dolabın kapaklarını açtığı an büyük bir dehşetle girmişti içeri Semih. Hızla Elif'i belinden yakalamış ve kollarına hapsetmişti. Elif kendini kaybetmiş bir şekilde güçlü kolların arasında debelenirken Semih tek bir çift laf edememişti. Sanki koca bir yumru oturmuştu boğazına. Kulaklarına Elif'in hırçın ve çaresiz sözcükleri çarpmıştı.
"Yalvarırım bırak beni Semih. Bırak. Dokunma bana . Bırak. "
O kadar güçsüz çıkmıştı ki Elif'in sesi. Semih'in gözünden bir damla yaş süzülmüştü Elif'in saçlarına doğru. Kapının önünde olan Asmin hanım ağlarken , Selma dudaklarını kederle titretmişti.
"Bırakmam Elif. Bırakamam. "
Elif elinde tuttuğu sarı tulumu tüm gücüyle sıkarken deli gibi sarsılıyordu. Gözünün önüne iki ay önceki berbat anılar doluşurken aklını yitirecek gibi oluyordu.
"Nerede benim bebeğim Semih !? Tuğtekin nerede !? Daha dünyaya gelemeden öldü benim yavrum ! Kokusunu bir kez olsun içime doyasıya çekemedim , o küçücük elini tutamadım ben ! "
Elif hızla Semih'in kollarından çıkmıştı . Öfke dolu gözlerini Semih'in yaşarmış siyah gözlerine dikmiş ardından Semih'in yüreğine ağzından çıkan dikenleri bir kez daha saplamıştı.
"... Senin yüzünden anlıyor musun ! Bebeğim senin yüzünden yok ! Lanet olsun sana Semih ! Yaşıyorum da ne oluyor ha? Ne oluyor! Yaşamıyorum ki ben Semih! "
Elleri ile karnını tutmuştu Elif. Karşısında her bir lafı ile daha çok yıkılan Semih'e aldırmadan bağırmaya devam etmişti.
"Benim bebeğimin katili sensin Semih Eroğlu. O lanet olası hastanede bebeğimin yerine beni yaşattığın için benim bebeğimin katili sensin! Bunu sakın unutma ! "
![](https://img.wattpad.com/cover/52912493-288-k66746.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLEDE SEN
General FictionSemih hızla salondan çıkarken gözleri müptelası olduğu o yüzü arıyordu. Merdivenlere yöneldi ve usul usul tırmandı tüm basamakları. Merdivenleri tırmandıkça kulağına gelen seslerle kaşları kalkarken merakı daha da arttı ve müzik seslerinin geldiği o...