Keyifli okumalar!
Kolumdaki saate bakıp odamdan çıktım. Aşağı salona indim. Üstümde boydan yazlık kahverengi bir elbise vardı. Sofrada oturanlarla omuzlarım düşerken anneme baktım.
"Otursana kızım. " Asmin hanımın mesafeli çıkan sesi odayı doldururken ona cevap verdim.
"Yok. Teşekkürler. Abimin yanına gidiyorum. " Asmin hanım cevabımla kafasını kahvaltı yapan Semih'e çevirince az çok vereceği cevabı anladım.
"Semih seni götürür yavrum." Abimin nerde olduğunu bilmediğinden kafamı sallayıp avluya çıktım.
Avluda olan divana oturup kollarımı göğsümde birleştirdim. Yaklaşık on dakika sonra gelen Semih beyle(!) yerimden kalkarken yüzüne bakmadan arabaya doğru yürüdüm. Arabanın kiliti açılınca arka kapıyı açıp oturdum. Dikiz aynasından bana bakan Semih'i takmadan kafamı cama yasladım. Araba taşlı yollarda giderken heyecanlıydım abimi görecektim.
Arabanın durmasıyla elimi kapıyı açmak için uzattığımda kapılar kilitlendi. Kafamı Semih'e çevirirken konuştum.
"Aç kapıyı." Oturduğu koltuktan arkasına döndü.
"Bana emir verme Elif. Şimdi kapıları açıcam ve 10 dakika içinde abinle konuşup gidicez."
Duyduklarımla kaşlarım kalkarken şaka mı yapıyor diye düşünmedim değil.
"Pardon da buna sen karar veremezsin ağam."
Bile bile ona ağam diyecektim ismiyle hitap etmeyecektim.
"Dediğimi yap ve bana bir daha ağam deme!" Kapıların kiliti açılınca arabadan indim. Karşımda bizim konaktan çok daha büyük bir konak vardı. Galiba Semih'lerin konağıydı. Kapının önünde duran izbandut gibi adamlar Semih'e baş selamı verirken yüzümü buruşturdum. Yanıma gelen Semih kolunu belime dolarken konuştu.
"Bir şey dersen abinle görüşemezsin!"
Abim için buna katlanırken adamların açtığı koca kapıdan içeri girdik. Bu konak bizimkinden kat be kat büyüktü. Kiler olduğunu düşündüğüm yerden çıkan iki kız bizi görünce dururken bunların çalışanlar olduğunu anladım. Herkes bize bakarken nedensiz bir şekilde utanmıştım. Koca avluda yankılanan Semih'in sesiyle herkes işini bırakırken benim gözlerim dolmuştu bile. Burada yaşayacaktım ben. Tanımadığım insanlarla. Bana yabancı olan insanlarla.
"Hasan! " Orta yaşlı adam önümüze gelirken ellerini önünde birleştirdi. Sağ gözümden akan yaşı elimin tersiyle silerken Semih'ten uzaklaştım.
Konak kapısının kapanma sesiyle arkamı dönerken Savaş abi ve Yağız'ın geldiğini gördüm.
Elimden tutulmasıyla kafamı tekrar Semih' e çevirirken ifadesizce önüme bakıyordum.
Nasıl haldeydi acaba abim? Dayanamaz ağlardım.
"Hasan anahtarlar sende mi?" Hasan elini cebine atıp bir anahtar çıkardı
"Buyur ağam. " Semih anahtarı alıp kesin sesiyle yine bağırdı.
"Kimseyi biz çıkana kadar oraya almıyorsun! " gözümden akan yaşı tekrar silerken titrek bir nefes aldım Içime.
Arkasına dönüp Savaş abi ve Yağız'a bakıp kafasını sağa oynattı. Onlarda bizim peşimizden gelirken konağın en arka tarafına gelmiştik. Atların sesleri kulağıma gelirken rüzgarla savrulan elbisemi umursamıyordum bile. Abime odaklanmıştım sadece. Ahırdan içeri girince yavaş yavaş kaşlarım çatılmıştı. Abim burda olmazdı değil mi? Ahırın içinde olan kulübe gibi bir yerin önüne geldiğimizde Yağız bana bakıyordu. Kilit sesi gelince gözlerimi kapattım. Abimi nasıl bir şekilde göreceğimi bilmiyordum herşeye kendimi hazırlıyordum şimdi. Gözlerimi tekrar açtığımda içeriye adımımı attım. Gözümün önüne gelen abimle ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Semih'in elinde olan elimi çekip ağzımı kapattım. Gözlerim buğulanırken ağzımdan tek bir kelime çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLEDE SEN
General FictionSemih hızla salondan çıkarken gözleri müptelası olduğu o yüzü arıyordu. Merdivenlere yöneldi ve usul usul tırmandı tüm basamakları. Merdivenleri tırmandıkça kulağına gelen seslerle kaşları kalkarken merakı daha da arttı ve müzik seslerinin geldiği o...