İLLEDE SEN

14. Bölüm

Bölüm şarkısı : Ebru Gündeş - Yazık

Keyifli Okumalar!

Elif büyük bir neşeyle uyanmıştı güneşli Mardin sabahına.

Kalkar kalkmaz aklına dün gece gelmişti.

Eli istemsizce dudaklarına gidince istemsiz bir şekilde dudakları kıvrıldı.

Hızla yatağından kalkıp masanın üzerinde duran diz üstü bilgisayarını açtı.

Dün dans ettikleri şarkıyı bulup odasının içerisine dolmasına izin verdi.

Şarkı iyi olan moralini zirveye çıkarmıştı.

Hızla rutin işlerini halledip üzerini giydi.

Odasından çıkmadan önce asistanı Aslı'yı aradı.

Ahisenin karşı tarafından gelen özlediği sese odaklandı.

"Elif Hanım?"

Yüzünde sabahtan beri eksik olmayan gülümsemeseyle konuştu Elif.

"Aslıcığım sana güzel bir haberim var ."

Aslı Elif Hanımın sesini ilk defa böyle duyuyordu.

Aslı cevap vermek için hazırlanırken karşı taraftan gelen sesle sustu.

"... Çekimleri yapacağız. Burada Mardin'de."

İki kız çekimler hakkında konuşurken Aslı'nın iki gün sonra Mardin'e gelmesini kararlaştırdılar.

Çekimde kullanılacak kıyafetleri beraberinde getirecekti Aslı.

"Peki Elif hanım. Çekimlerinizi kim yapacak?"

Elif odasında ki balkona doğru adım attı.

"Yağız. Semih'ın kardeşi."

Elif Aslı'ya tüm detayları anlatıp telefonu kapadı.

Hala kısık seste çalan müziği kapatıp odasından çıktı.

Altına giydiği eşofmanı , üzerindeki tişörtü ile o kadar rahattı ki.

Ayağına hemen spor ayakkabılarını geçirip avluda kahvaltı masasının yanında duran biricik annesinin yanına gitti.

Arkasında durup yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.

Sultan hanım aniden gelen hareketle korkarak arkasını döndü ve baş parmağını damağına götürdü.

Kaç yaşında olursa olsun bu kız hiç uslanmayacak galiba diye geçirdi içinden.

"Ah! Yüreğime indiriyordun Elif'im."

Elif tekrar annesinin yanağına öpücük kondurdu ve gözlerini kısarak boynunu kaşıdı.

"Annem. Ben yürüyüşe çıkıyorum. Kahvaltınızı yapın siz olur mu?"

Sultan hanım hemen yüzündeki gülümsemeyi sildi.

"Olur mu öyle şey kızım? Kahvaltını et öyle git. Hem Semih'ın haberi var mı yürüyüşe gideceğinden?"

Elif Hatice'nin sofraya getirdiği kızarmış ekmekten bir dilim alıp ağzına attı.

Annesi Semih demişti değil mı daha demin?

Karnı tuhaf olurken eliyle telefonunu gösterdi Elif.

Sanki Semih'ın adını duyunca karnında oluşan tuhaf değişimlerden annesinin haberi varmış gibi telaşlandı biran.