29. Bölüm

5.9K 285 119
                                    

Keyifli Okumalar!

Simsiyah döşeli muhteşem odanın içerisinde beş çift göz siyah yatağın üzerinde hala baygın yatan Elif'in üzerindeydi. Asmin hanım yatağın köşesinde Elif'in elini tutmuş otururken konak çalışanları Lale hanım ve Hatice ise Elif'in bileklerini kolonya ile ovuyorlardı.

Selma eli belinde ayakta beklerken endişeli bir şekilde patlamaya hazır bir bomba gibi odada volta atan Semih'e bakıyordu. Hafifçe yutkundu Selma. Beline giren hafif sancılar yüzünü eksitmesine sebep olmuştu.

Yatağın diğer tarafinada Selma çökmüştü.

Gökçe ise ellerini önünde birleştirmiş göz ucu ile odada volta atan Semih'e bakıyordu.

Semih'in siyah gözleri gözlerine değdiği an korkuyla çekmişti bakışlarını.

Çok sinirli ve tedirgindi Semih. Avluda son anda tutmuştu Elif'i. Kalbi korku ile çarpmış , güçlü kolları taşıyamaz olmuştu sevdiğini.

Hemen çıkarılmıştı konaktan Ceyhun ağa ve karısı. Konağın kapıları kapanmış ve büyük bir sessizlik çökmüştü Eroğlu konağına.

Şimdi ise yüreğinin orta yerine düşen ateş yakıp kavuruyordu Semih'in sabır taşlarını.

Kolunda olan saate bakmış ve hiddetle anasına dönmüştü Semih.

"Bekir gideli 10 dakika olmuştur ana ! Nerede kalmıştır bu doktor!"

Asmin hanım karşısında aslan gibi kükreyen oğluna bakmış ve Elif'in yanından kalkıp Semih'in yanına gitmişti.

"Sakin olasın oğul. Gelirler şimdi."

Semih yüzünü sıvazlayıp dönmüştü arkasını. Üzerinde olan siyah ceketini çıkarmış ve siyah berjerin üzerine fırlatırcasına atmıştı.

Gökçe ise gözleri ile odanın her bir karışını inceliyordu. Dikkatini yanında durduğu makyaj masasının üzerinde olan siyah çerçeve çekerken Elif'in gelinliğinin yaşadığı bu topraklara ne kadar aykırı olduğunu idrak etmişti. 

Her hali ile Elif buraya ait olmadığını haykırırken Semih'in bunu görmemesi kıskançlık duygularını yine gün yüzüne çıkarmıştı. Bilmiyordu Gökçe. Elif'in​ doğup büyüdüğü bu şehre aşık olduğunu. Aslında tam da ait olduğu yerde , ait olduğu adamla olduğunu.

Fotoğraf o kadar büyülüydü ki aslında. Gökçe gözlerini bürüyen nefret ve kıskançlıktan o büyüyü dahi görmüyordu.

Ela ve siyahın birbirlerine kenetlendiği anda basmıştı fotoğraf makinesinin flaşına Yağız.

Hüseyin Ağa ellerini arkasında birleştirmiş ve avluda volta atıp duruyordu.

Kızı bildiği Elif gözlerinin önünde kendini yere bırakırken ne kadar çaresiz hissetmişti kendini dağ gibi heybetli Hüseyin Ağa.

Avluda ki sedirde oturan Savaşa bir bakış atmış ve elindeki tesbihi çekmeye devam etmişti.

Hüseyin Ağa ve Savaş Elif ve Semih'in odasına çıkmak yerine avluda kalmayı tercih etmişlerdi.

Konağın açılan büyük kapısı ile Hüseyin Ağa yüzünü kapıya dönmüştü. Savaş da ayağa kalkmış ve Bekir'in yanında getirdiği uzun zamandır tanıdıkları doktor ile tokalaşmıştı.

"Hemen çıkarasın hekimi Bekir !"

Bekir Hüseyin Ağasindan gelen emir ile hemen konağın en üst katına gelmiş ve siyah kapıyı çalmıştı.

İLLEDE SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin