19. Bölüm

10.3K 430 131
                                    

Keyifli Okumalar!

O olayın üzerinden bir hafta geçmiş tüm sular durulmuştu.

Elif kafasındaki düşünceleri bir köşeye atsa da içinde bir yerlerde hala besliyordu o korkak düşüncelerini .

Sonra kendine Faruk'un İstanbul'a geri döndüğünü hatırlatıyor ve öyle rahatlatıyordu bedenini.

Semih ise sineye çekiyordu tüm bu olanları.

Elif unuttuğunu ya da işin peşini bıraktığını düşünse de Semih Faruk'u takip ediyor ve en güzel anı bekliyordu.

Şimdi ise iki gün sonra olacak Hazal'ın kınası ve ardından yapılacak olan düğün için alışverişe gidiyordu iki genç.

Her ikisi de yataklarından büyük bir enerjiyle kalkmış ve müthiş moralleriyle karşılamıştı birbirlerini.

Bugün güzel geçecekti biliyorlardı.

Siyah arabanın bir AVM önünde durmasıyla Elif küçük çantasını eline almış ve arabadan inmişti.

Üzerine giydiği midi boy bebek mavisi elbisesi saçına bağladığı aynı renkte bandajıyla çok tatlı gözükmüştü Semih Ağa'nın gözüne.

Semih ise her zamanki şıklığıyla beyaz dar kalıp gömlek ve üzerine spor bir ceket geçirmişti.

Semih arabayı kitleyip kendisini bekleyen Elif'in yanına gitmişti hızla.

Elif ise kafasını kaldırmış AVM 'yi ve etrafını incelenmekle meşguldü.

"Ben buradayken yoktu bu AVM. Yeni mi yapıldı?"

Semih ile giriş kapısına doğru ilerlerken Semih ceketinin cebinden gözlüklerini çıkarmıştı.

"Fazla yeni sayılmaz. İhalesini biz almıştık buranın. Yani karşında bir Eroğlu yapıtı duruyor."

Elif şaşkınlıkla büyütmüştü gözlerini.

"Güzel iş çıkarmışsınız Semih Bey."

Dedi tüm samimiyetiyle.

Semih'te ona aynı samimiyetle güldü ve yürümeye devam ettiler.

"Semih! Az bekler misin?"

Semih Elif'in sesini duyar duymaz arkasına dönmüştü.

Tekrar Elif'in yanına gidip yüzüne baktı.

"Bir sorun mu var Elif'im?"

Elif çatık kaşlarıyla eliyle ayak bileğine taktığı ama şuan elinde olan halhalı gösterdi.

Pudra pembesi olan halhal ufak ufak yusufçuklar ve kelebeklerle süslenmişti.

"... Bileğimden çıkmış. Yardım eder misin tekrar takayım."

Semih ensesini kaşımıştı.

"İstersen ben takayım."

Elif bir an Semih'in yüzüne baksa da elimde olan halhalı Semih'in açık olan avucuna bırakmıştı.

Semih avucuna bırakılan halhalla Elif'in önünde diz çöküp yavaşça bileğine doğru hareket etmişti.

Elif'in bileğine değen eller huylanmasına neden olsa da zorluyordu kendini.

Kalbi küt küt atarken daha fazla dayanamadı ve kıkırdamaya başladı.

Elif'in müthiş sesini duyan Semih hızla işini bitirip ayağa kalkmıştı tekrar.

"Neden gülüyorsun?"

Diye sorarken Semih'te gülüyordu.

Tuhaftı bu kız.

İLLEDE SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin