On Dokuzuncu Bölüm

80 25 4
                                    

Gözümü açtığımda, karşımda postacıyı gördüm. Ama daha da garip olan şey, etraf bembeyaz karlarla kaplanmıştı. Kışın ortasında bulmuştum kendimi. Ne kadar uzun bir uykuya daldığımı fark ettim hayretle. Aylardır uyuyor olmalıydım. Çünkü hatırladığım son şey, ırmağın kenarına uzanıp başımı koluma yaslayarak uykuya daldığımdı. Irmağın kenarına geldiğimde mevsim yazdı. Şimdi ise kışın ortasında bulmuştum kendimi. Aylardır uyuyordum. Irmak buz tutmuştu.

Ayağa kalktığımda ise, çok tuhaf bir şey fark ettim. Benim yattığım yerde bir tek kar tanesi bile yoktu. Yemyeşil çimenler vardı altımda. Üzerime de kar yağmamıştı. Benim yattığım yer dışında her yer bembeyazdı. Ağaçlar yapraklarını dökmüşlerdi. Irmağın donduğunu görünce çok şaşırmıştım.

Postacıya döndüm ve "Beni nasıl bulabildin?" diye sordum. "Sen ayrıldıktan kısa bir süre sonra, mendilini düşürdüğünü fark ettim ve onu sana vermek için yola çıktım. Saatlerdir seni arıyorum" dedi.

"Nasıl yani?" diye sordum. "Ben aylarca süren bir uykudayken, sen hep beni mi arıyordun?" dedim.

"Aylarca süren bir uyku mu?" dedi. "Sen benim yanımdan sadece birkaç saat önce ayrılmadın mı?"

"Hayır" dedim. "Ben buraya geldiğimde mevsim yazdı ve ırmak gürül gürül akıyordu. Sonra derin bir uykuya daldım. Uyandığımda kendimi kışın ortasında buldum."

"Zamanın aldatmacalarına kanıyorsun" dedi postacı, "Bütün bunlar birer yanılsama. Eğer zihninde kış varsa, mevsim kıştır. Seninle birkaç saat önce vedalaştık ve şimdi sana mendilini verip tekrar gidiyorum."

"O mendili nerede buldun?" diye sordum. "Onu ben yaralı bir yılanın kuyruğuna sarmıştım. Sen beni uyandırdığında ise, rüyamda bir yılan görüyordum. Beni büyük bir kuyunun içinden kurtardı. Giderken de mendili bana verdi."

Mendili giderken düşürdüğümü söyledi. Ben ayrıldıktan kısa bir süre sonra da, mendili bana vermek için yola çıkmıştı. Bütün bunlar inanılır gibi değildi. Aylardır süren bir uykuya dalmıştım, uyandığımda mevsimler değişmişti, ırmak buz tutmuştu ama bütün bunların birkaç saat içerisinde olduğunu öğrenmiştim. Akıl alır gibi değildi bütün bu yaşananlar.

Mendili aldım postacıdan ve sonra ayrıldık onunla. Kısa sürede gözden kayboldu. Ben buz tutmuş ırmağın karşısında, elimde mendil, eski kıyafetlerim ve çıplak ayaklarımla bekliyordum. Etraf karla kaplıydı ve hava dayanılmaz derecede soğuktu.

Mendile baktım hayretle. Rüyalarımda bile peşimi bırakmamıştı. Onu postacıdan ayrılırken düşürmüş olamazdım. Yılanın kuyruğuna kendi ellerimle sarmıştım o mendili. Büyük ihtimalle yılan benim postacıdan ayrıldığım yere geldiğinde mendili kuyruğundan düşürmüştü.

Onunla paylaştığımız garip dostluk, hayatım boyunca unutamayacağım bir hediyeydi benim için. En büyük korkuların, tertemiz bir sevgiye dönüşmesine şahit olmuştum. Bütün korkuların içinden, ne muhteşem güzellikler çıkabileceğini öğrenmiştim.

Yeniden rüyamı hatırladım. Beni derin bir kuyudan kurtarmıştı ve giderken de bana mendilimi geri vermişti.

Mendili açtım. İçinden güzel bir koku geliyordu. Yosun menekşesinin kokusuydu bu. Yılanın yarasına dair hiçbir iz kalmamıştı mendilde. Yaşadığım olayların hangisinin gerçek, hangisinin rüya olduğunu kavrayamıyordum artık. Sadece yaşıyordum, olan biten her şeyi kabulleniyordum.

Sanırım yılanın derisi dökülmüş ve kabukları mendilin içinde kalmıştı. Kâğıt gibi sarılmış ve kurumuş bir yaprağı andırıyordu. Kabuğun üzerinde belli belirsiz yazılar görüyordum. Bunlar oldukça küçük yazılardı. Daha yakından baktığımda, derinin üzerine ustaca işlenmiş bir şiir olduğunu gördüm...

Rüzgârı hissetmiyorsan eğer saçlarında

Unutmuşsan bir çiçeğin kokusunu

Tanımıyorsan aşkı ve paylaşmayı

Kalbinin atıp atmadığından şüphelenmelisin

Onun sesine kulak vermeden yaşadım diyemezsin

Yaşamak kalbinin çığlıklarını duyabilmektir

Zaman sadece var olduğun süredir

Işığın aydınlatmıyorsa tüm dünyayı

Sadece var olmuşsun demektir

Neden var olduğunu bile anlayamadan

Aydınlığa kavuşmadan gideceksin demektir

Karanlık aydınlığın maske takmış halidir

Maskelerini çıkarmadığın sürece

İçindeki güzelliği asla fark edemezsin...


Kanatsız Uçan Kuşlar (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin