Öncelikle herkese selamlar.Bu bölüm biraz kısa oldu bu kısa zamanda devamı gelicek demek oluyo.Umarım beğenirsiniz.Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim ayrıca belirtmek isterim sessiz okuyucularım yorumlarınızı merak ediyorum :D Düşünceleriniz önemli.İyi okumalar.
Sabah kalktığımda Tibet yoktu.Nereye gittiği hakkında en ufak bir fikrim de yoktu.Sağa sola bakındım ama camlarda demir parmaklıklar vardı ve kapı kilitliydi.Tabi ki öyle olacaktı.Ne olabilirdi ki?Kaçacak yerim yoktu ama en azından aileme iyi olduğumu söyleyebilseydim keşke.
Mutfağa gittim.Tezgahın arkasında küçük bir cam vardı ve parmaklık yoktu.Ama o camdan sığabileceğimi zannetmiyordum.Yine de denemekten zarar gelmez diye düşündüm.Tezgahın üstüne çıkıp pencereyi açtım.Pencerenin kenarlarından tutarak kendimi çektim.Daha sonra dizimden destek alarak kendimi dışarı attım.Zor olsa da artık dışarıdaydım.Ama nereye gideceğimi bilmiyordum.
Nasıl olsa bir yol bulurum diye düşündüm.Kaybolup,kurtlara kuşlara yem olmak da bu pis sapığa yem olmaktan daha iyidir bence.Ağaçları takip ederek koşmaya başladım.Ne kadar uzaklaşırsam benim için o kadar iyi olur.Hatta keşke kaybolsam da beni bulamasa.En kötü ihtimalle soğukan donarım.En fazla ölürüm.Öleceksem de bu pislik öldürmesin.
Gücümün yettiği kadar koşacaktım.Ölme derecesine gelirsem duracaktım.Yaklaşık on dakika koştuktan sonra dümdüz bir araziye çıktım.İleride bir ev vardı.Küçük bir ev.Belki işime yarayan bir şeyler ya da bana yardım edebilecek birileri vardır diye düşündüm ve eve doğru koşmaya başladım.Eve ulaştığımda tüm gücümle kapıya vurmaya başladım ve "Kimse yok mu?" diye bağırdım.Kapıyı açanın Tibet olduğunu görünce ne yapacağımı bilemedim.
"Biz de seni bekliyorduk prenses." dedi küstah bir şekilde.
"Sen.Na...Nasıl?"
"Bizi hafife almaman gerektiğini söylemiş miydim?"
"A...Ama..."
"İçeri gel." dedi.
Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu.İçeri geçtim.İçeride siyah takım elbiseli bir adam oturuyordu.Heybetli biriydi.Çok asil duruyordu.
"Hoşgeldin küçük prenses." dedi beni görünce.
"Seni tanıdığımı sanmıyorum." dedim olabildiğince ukala davranarak.
"Tanıyorsun.Kısmen."
"Öyle mi?"
"Bana Özcan Abi diyebilirsin."
Annemin eşi.Ne işi var ki burada?Benimle bağlantısı ne?
"Bende ne istediğini söyle ve beni serbest bırak."
"Başka emriniz var mı prenses?"
"Dalga geçme."
"Küstahlaşma."
"Ne istiyorsun?"
"Otur." dedi.Dediğini yaptım.Karşısındaki koltuğa geçtim.
"Bak.Annenin eşi olduğumu biliyorsun.Annen yapmaması gereken şeyler yaptı.Özet bu."
"Annem ne yapmış olabilir ki?"
"Sana ne dedi?Yıllar sonra karşına çıkmasının mazereti neymiş?"
"Bana ulaşmak istiyormuş zaten çok uzun zamandır.Zor zamanlar geçirmiş.Ben onu affettim."
"O zor zamanlarında annenin yanında ben vardım.Onu o dönemden ben kurtardım Ceylin."
![](https://img.wattpad.com/cover/48453809-288-k671031.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ HAYRAN
Teen FictionHer şey o notla başlamıştı.İlk önce beni mutlu etse de,sonradan hayatımın kabusu oldu.Ondan kurtulamıyordum.Her an peşimdeydi.Aldığım nefesten bile haberdardı.Her adımımı takip ediyordu.Bu beni gerçekten korkutuyordu.