"Görsel de Sedat"
----
Yürüdüğü zaman boyunca nerelerden geçtiler hiç farkında değildi Toprak. Vardıklarında tarif edilmesi imkânsız bir yere gelmişti. Burası sanki eski bir yeri hatırlatıyordu. Yırtık çadırlar, yanan ocaklar, ilkel bir ortam. Sanki savaş zamanından önce bir yerdi. Her yanan ateşlerden dumanlar tütüyordu.
"Hadi gel Toprak."
Adıyla seslendiğinde bütün vücudunu bir sıcaklık kaplamıştı. Sedat'ın ona seslenişini hatırladı. Oysaki dün gibi hatırlıyordu. Sedat o gün Toprak'lara gelmişti. Tam da bütün inatçılığının asiliğinin üstünde olduğu günlerden biriydi. Toprak'ı yanaklarından öperek uyandırmıştı.
"Toprak."
Sesiyle irkilmişti. Baktığında bir çadırın önünden sesleniyordu. Yürümeye devam etti. Çadırın, bezden olan kapısını araladı ve içeri girdi. İçerisi çok farklıydı. Yastıklar, yorganlar, kanlı giysiler, bıçak ve benzeri eşyalar vardı.
'Bu çocuğun bunlarla ne gibi bir işi olabilirdi. Ne yapıyordu? Ne olmuştu?', kendi kendine düşünmeye başlamıştı. Yine sessizliğin içerisine gömülmüştü.
"Sedat sen-"
"Ben bir avcıyım. Bu dünyada bir tür var. Ve onların elebaşını yok etmekle hükümlüyüz. Belki sana bunları anlatmamalıydım ama bilmiyorum seni kendime çok yakın hissediyorum."
Eskiden olsa lafını kesti diye kavga ederdi ama o an her şeyi hatırlaması için ve bu anı bozmamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
"Önemli değil bana her şeyi anlatabilirsin."
Gözlerini gözlerine dikmiş derin düşüncelere dalmıştı. Tam o an da bir esintinin gelmesiyle irkildi. Çadırın kapısı açılmıştı ve içeriye hoş alımlı bir bayan girdi. Anlamaya çalışarak bakıyordu.
'Acaba bu kız kimdi?', ve hiç beklemediği bir an da onu sarsacak bir olay gerçekleşti. Onun aşkı onun erkeği o bayanı bileğinden tutup dudaklarından öpmüştü. Hem de gözlerinin önünde utanmadan ve çekinmeden. Aldatılmış olarak sayabilir miydi bu durumu? Belki. Soru sorar bakışlarla yüzlerine baktı.
"Lucy bak bu kızı yeni buldum adı Toprak'mış ve buralara yabancı. Toprak bu kız benim dünyada tek eşim Lucy."
'Dünyada tek eşin mi? Buna inanamıyorum. Sen ciddi misin? Ne yani, ben anlam veremiyorum.', Aklı o kadar karışmıştı ki bir an cevap vermeyi unutmuştu.
"Memnun oldum Lucy."
Bakışları aşağılar gibiydi. 'Acaba kendini ne zannediyordu. Neydi yani...'
"Sedat, Toprak'ı da alıp toplantı alanına gider misin?"
"Tamam. Hadi gel Toprak."
İlk Lucy olmak üzere hep beraber çadırdan çıktılar ve Sedat önde toplantı alanına doğru yürümeye başladılar. Büyük ve geniş bir alana geldiklerinde durdular ve beklemeye başladılar. Lucy elinde bir kılıçla gelip en önde durdu ve yüzünü oradakilere doğru döndü. Etrafına baktığında birçok insan toplanmıştı.
'Ne kadar çabuk geldiler. Hiç farkında değilim. Eee şimdi ne olacak?'
Lucy konuşmaya başladı:
"Arkadaşlar biliyorum birçok kayıp verdik. Birçoğumuz sakatlandı. Birçoğumuz aç ve bitik durumda ama bunların hepsi geçecek. Çok az bir zaman kaldı. Kazanmamıza ve kendi düzenimizi kurmaya. Artık vazgeçemeyiz. Artık son veremeyiz. Artık bu savaş bizim için ya ölüm ya zaferle sonuçlanacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinçaltı
Science Fiction#3 Bilim Kurgu * Bilim Kurgu alanında Öne Çıkanlarda... ...Bilinçaltı... 1 Kız ve 4 Dünya... ------------------ 1 Dünya'nın içinde var olan 2. bir Dünya ve bundan ayrı olan 3. bir Dünya. 2. Dünya ne kadar gerçekse 1. Dünya o kadar gerçekti. 3. Dünya...