"31. Bölüm - Bay ve Bayan Karahan."

4.3K 267 310
                                    

"Media da bölüm müziğimiz. Bu bölüme kadar hikaye içine görsel eklemedim ve son bölüme yaklaştığımız için de artık eklemeyi, bu durumu bozmayı düşünmüyorum.Herkese iyi okumalar dilerim."

-----------------------------



 Bugün balo günüydü. Akşam saat 21.00 da balo vardı.

 4 gün boyunca hiçbir şey olmamıştı. Toprak amcanın yanına gidip çalışmıştı ve Korhan da ona eşlik etmişti. Zamanlaını geçirmek için güzel yollardan biriydi. Yemekleri de bedavaya getiriyorlardı. Kar iyice yağmış ve tüm yolları kapatmıştı. Her yer beyaza bürünmüştü. Soğuk hissedilir derecedeydi. Bu olağan bir şey miydi yoksa olağan dışı mıydı bilmiyorlardı. Olağan dışı olduğu kesindi.

 Yine tek kişilik yataktan beraber kalkmışlardı. Birbirlerine dokunmadan da aşk yaşanabiliyordu.

"Günaydın Korhan."

"Günaydın hayatım."

 Yanağından öpüp usulca yataktan kaçtığında arkasından sırıtarak bakıyordu. Bilmesinin nedeni 4 sabah boyunca aynı şey olmasıydı. Elbisesini alıp banyoya geçti ve giyindikten sonra çıktı.

"Ooooo Korhan Bey bu ne yakışıklılık?"

 Üzerinde beyaz bir takım vardı. Bu çağdan farklı bir giyim tarzıydı. Beyaz bir yelek tarzı ceket ve ceketin cebinde pembe tonlarında bir mendil, içinde beyaz bir gömlek ama diz kapaklarına kadar uzundu. Altında beyaz pantolon ve siyah ayakkabılar vardı. Açıkçası o siyah ayakkabılar her ne kadar uygun olmasa da denecek bir şey yoktu. 4 gündür tıraş olmamış ve olsa da düzeltmek amaçlı kullanmıştı bu durumu. Hafif kirli sakal ve buna hafif bir bıyık vardı. Saçlarını baya kısaltmıştı. İnanılmaz derecede yakışıklı görünüyordu.

"Güzel değil mi? Keşke sende sana aldığım elbiseyi giyseydin de dükkândan oraya geçerdik."

"Tamam, yanımıza alalım dükkânda değiştiririm."

"Tamam hayatım."

 Yüzünde kocaman gülümseme oluşuyordu her defasında.

 Elbisesni alıp kolunu uzattığında gitmeye hazırlardı. Koluna girdi ve evden çıktılar. Merdivenlerden inip aynı yolda, amcanın dükkâna geçtiler.

 Korhan'dan elbisesini alıp yukarıya çıktı. Elbisesini dolabın kapağına asıp aşağıya indiğinde Korhan masalardan birine geçmiş onu bekliyordu. Ufak çaplı olarak kahvaltılarını hazırlayıp Korhan'ın karşısına geçti. Beraber kahvaltılarını yaparken ve gayet mutluyken mutsuzlukları olabilecek kişi olan Pars sandalyeyi çekip oturdu.

"Afiyet olsun. Ah ne kadar da kabayım. Oturabilirim öyle değil mi?"

 Gözlerini kocaman açmış sırıtıyordu. Korku filmi kılıklı herif!

"Hayır dersem kalkacak mısın Pars?"

"Ne kadar da ayıp Korhan. Hem de şu güzel sevgilinin yanında. Hala benle gelmek istemediğine emin misin Toprak?"

 Ters bakışlar eşliğinde cevap verdi.

"Hala sen bu soruyu bana sormaya cüret ediyor musun?"

"Neden olmasın. Belki Korhan'dan sıkılmışsındır."

 Korhan'ın eli yumruk olup aynı hızda Pars'ın yakasında yerini almıştı.

"Biz de senden sıkıldık ama hala sen bizim yanımızdasın Pars. Gitmeye ne dersin?"

"Cık cık cık cık. Ne kadar da ayıp."

 Pars aynı hızda Korhan'ın elini yakalamıştı. Elini çekmesi için ne kadar uğraşsa da Korhan öyle sıkı tutuyordu ki Pars bir türlü Korhan'ın elini yakasından ayırmayı başaramamıştı. Korhan ayağa kalkıp Pars'ı da ayağa kaldırdı ve yakasından çekiştirerek dükkândan dışarı attığında korkuyla bakıyordu. Kavga etmelerini istemiyordu Toprak.

BilinçaltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin