"9. Bölüm - Korhan..."

7.8K 480 162
                                    

 Yeni bir gün başlıyordu.

 Yavaş yavaş insanlar sığınaktan dışarıya çıkmaya başlıyorlardı. Çocuklar annelerinin ellerinden sımsıkı tutuyor kimisi de annesinin yakasına paçasına yapışıyordu. Etrafına bakıyordu. Öylece gelip geçenlere...

 Çadırları yeniden kurmaya başlıyordular. İnsanlara yardım etmeye başladı. İşin ucundan o da tuttu. En azından ortada sap gibi durmaktan iyidir düşüncesiyle. Bir çadırın başındayken o çocuğu gördü.

"Hey."

 Dönüp Toprak'a baktı.

"Hey?"

 Gayet soğuktu.

"Ben Toprak. Ya sen?"

"Memnun oldum Toprak. Şimdi susarsan işimi yapayım."

 Tersleyip arkasını dönüp gitti. Ne olduğunu dahi anlamamıştı. Sanki kötü bir şey söylemişti. Önüne dönüp elindekileri yapmaya çalışıyordu. Aslında pek de başarılı olduğu söylenemezdi.

 Yardımını yaptıktan sonra arkasını döndü. Yürümeye başladı. Etrafına bakıyordu. Her şey eski haline dönüyordu. Sedat adamları toplamış hararetli bir şekilde konuşuyordu. Konuşmasını bitirdikten sonra yanına gitti.

"Sedat."

 Arkasını dönüp ona baktı.

"Toprak."

"Sedat ben şey yani eeee plan ne?"

 Sormak istediği bu muydu bilemiyordu.

"Plan sizi korumak, gidip oraya onlarla savaşmak, artık kim kaldıysa, Lucy'nin intikamını almak..."

"Güzel bende savaşmayı öğrenmek istiyorum."

"Saçmalama. Seni de kaybedemem."

"Bu seni ilgilendirmez Sedat. Ben savaşmak istiyorum."

"Hayır, sen kampı korumalısın. Burada ki insanlara sahip çıkmalısın."

"Bana sormuyorsun Sedat. Her zaman ki gibi kendi kararların."

"Toprak daha önceden tanışıyor olabiliriz ama artık iki yabancı insanlarız. Bana sürekli olarak geçmişteki beni hatırlatmana gerek yok ki zaten hatırlamıyorum."

 Kalbi çok kırılmıştı.

"Aaaa evet yeniden tartışıyoruz tıpkı o günkü gibi. Ama dur zaten hatırlamıyorsun."

 Bu sefer de Toprak sinirlenmişti. Gerçekten çok sinirlenmişti. Çünkü son görüştükleri gün kavga ettikleri gündü ve o gün ayrılmıştılar.

"Dediğinden inan bir şey anlamıyorum."

"Sedat bana savaşmayı öğret. Sen öğretmezsen şuradaki iri kıyımdan isteyeceğim bunu."

 Sedat dönüp baktı. Ve güldü. Başını iki yana salladı.

"Asla ve asla o sana öğretmez."

"Neden?"

"Sevdiği kızı o bu yolda kaybetti. Aynı benim gibi. O da senin gibi inatçıydı. Laf dinlemezdi. Savaşmayı öğrenmeyi istedi. Ve bir gün savaşta öldü."

"Zaten siz sevdiklerinizi akrabalarınızı savaşta kaybetmişsiniz. Bundan en doğal başka ne olabilirdi ki?"

"Her neyse Toprak. O asla sana öğretmeyecek."

"Neden o? Adı yok mu?"

"Var. Ama belli ki sana söylememiş."

"Ahhhh nasıl anladın?"

BilinçaltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin