"26. Bölüm - Benim küçük cesur sevgilim."

3.7K 281 120
                                    


 Duyduğu bu ses O'na aitti. Gözlerini yavaşça aralayıp, bakışları onu bulduğunda, kalbinin atışı hızlanmıştı. O'ndan başka bir şey göremiyordu. Gözleri çoktan dolmuştu. Derin bir nefes alıp elinin tersiyle gözyaşlarını silip O'na doğru koştu. Boynuna sımsıkı sarılmasıyla beraber parmak ucuna yükselmişti. O'na sarıldığında bir iki adım gerilemek zorunda kalmıştı. Korhan'ın elleri belindeki yerini almıştı. Öyle sımsıkı sarılıyorlardı ki tüm özlemleri o anda son buluyordu. Korhan'ı içine hapsediyordu. Kalbinin en derininde ki hücreye hapsediyordu.

"Korhan."

 Sesi bir mırıltı gibi çıkmıştı. Kokusunu içine çekti. O kadar çok özlemişti ki.

"Toprak."

 Kollarını boynundan çekip bir iki adım geriledi ve yüzüne baktı. Alnından ve dudağının kenarından kan sızıyordu. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Elini yanağına koydu.

"İyi misin?"

 Gözleri kızarmıştı.

"Bunu benim sana sormam gerekirken sen mi bana soruyorsun?"

"Evet. Ben çok iyiyim. Şu an çok ama çok iyiyim. Fakat sen iyi görünmüyorsun."

 Eli, açılmış olan kaşına doğru gittiğinde acıyla yüzünü buruşturmuştu.

"İyiyim. Ufak tefek şeyler bunlar. Gidelim mi artık bebeğim?"

 Gözleri yeniden dolmuştu. Dudaklarını birbirine bastırıp, başını sallayarak onayladığında Korhan elini yanağına koyup başparmağıyla hafiften okşamaya başlamıştı. Birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.

"Korhan."

"Hı."

"Buradan çıkmak istiyorum artık lütfen, hadi gidelim."

 Gözlerinden ayrılmayı başardığında onu iyice bir süzmüştü.

"Toprak bu halin ne?"

"Bunları şimdi konuşmalı mıyız?"

"Evet. Eğer o şerefsiz sana bir şey yapmaya kalktıysa ve ya yaptıysa onun şu anda burada işini bitirmek istiyorum."

"Sakin ol. Ben gayet iyiyim."

"Sakin mi olmalıyım? Halini görmüyor musun? İçliğinlesin ve bacaklarında sıyrıklar, kurumuş kanlar var. Nasıl sakin olmamı bekliyorsun. Söyler misin?"

 Gözlerini kocaman açmış, sinirden deliye dönmüş halini tebessümle izliyordu. Açıkçası çok tatlı görünüyordu.

"Toprak cevap versene!"

"Korhan o herif bana dokunmaya kalkmadı. Eğer kalksaydı ona haddini bildirirdim ama böyle bir şey olmadı. Ayrıca sen o adamı öldürmediysen eğer buradan çıksak iyi olur artık."

"Bu konuyu konuşacağız."

 Elini tutup yürümeye başladılar. Hızlı adımlarla holden çıkıp merdivenlere yöneldiklerinde merdivenlerin ucunda yatan o adamı gördü. İçini bir ürperti kaplamıştı.

 Koşar adım merdivenleri inip hareketsiz şekilde yerde yatan adamın üzerinden atlayıp evden çıktılar. Kapıda duran siyah bir kısrak vardı. Hiç aksatmadan onu kısrağa bindirip kendi de arkasına geçtiğinde yeniden bu kolların arasında olmaktan dolayı güven duyuyordu. Sırtını göğsüne yasladığında çenesini omzuna yerleştirmişti. Elleriyle dizginleri tutarken elleriyle, ellerini tutmuştu Toprak.

"Deeeehhh!"

 Siyah kısrak aldığı komutla beraber harekete geçmişti. Masmavi gökyüzünün altında siyah kısrakla beraber mutluluğa doğru koşuyorlardı. Rüzgâr tenine çarptığında içini huzur kaplıyordu. Korhan yanındaydı. Biliyordu ki o yanındaysa Toprak güvendeydi. Korhan'ın benim için yapamayacağı şey yok diye düşünüyordu. Aynı şekilde benim de onun için yapamayacağım şey yok.

BilinçaltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin