Medya;
Hacı Hüsam'ın pikap aracı...
Uzun bir zamandan sonra herkese merhaba. Çok yoğun işlerim olduğundan dolayı uzun bir süre yeni bölüm yazamadım. Umarım beğenirsiniz. Hepinizden bu yüzden dolayı özür diliyorum.
Güvenin olduğu yerde, sevgi her daim yanında olur derler, umutsuzluk olunca gider mi kederler?
Kapı çalınca, Necati'ye seslendim. "Necatiiiiiiii... Sen anladın..." dedim. Necati kapıya doğru hunharca koştu. Bende çayları doldurup, çay keyfi için bacak bacağa attım. Necati mutfağa doğru girdi. "Kimdi o, kim gelmiş." diye sorduğumda, Necati'nin yüzünde gülücükler açıyordu. Necati, arkasına doğru dönüp, "Gel canım." dedi. Gelen Necati'nin sevgilisi yani yengemiz İrem. Necati ve yengemiz mutfağa doğru giriş yaptılar. İrem bize bakarak;
"Ooo afiyet olsun süpürmüşsünüz bakıyorum da." diye seslendi.
Harun ayağını diğer sandalyeye uzatıp;
"Yenge biz süpürmedik, şu yanında ki şahsiyet süpürdü." dedi.
Necati, suratını asarak Harun'un üzerine doğru koşmaya başladı. Sandalyeye takılıp, kafasını diğer sandalyeye çarparak yere yığıldı. Harun'la ikimiz yanına giderek, Necati'yi kaldırmaya çalıştık ama nafile bir türlü yerinden bile oynamıyordu. İrem, korkmuş bir vaziyette yanına gitti. Yanağına küçük bir öpücük kondurmasıyla birlikte, Necati ayağa kalktı. Ayağa kalkar kalkmaz, İrem'e sarılarak öpmeye başladı. Necati arkasına dönüp bize bakarak;
"Lan denyolar siz bile kaldıramadınız beni, ama sevgilim bir başka kaldırıyor." dedi.
Necati, İrem'i öpmeye devam ederken Necati'yi bozacak bir şey söylemek aklıma geldi. Mutfakta kendi kendime büyük bir kahkaha atarak;
"Yani biz mi öpseydik seni? Ulan biz öpsek, sen ayılıktan kurbağaya dönüşürsün. Yok yanlış söyledim, 2 kat daha ayı olursun diyecektim. Yani double double ayı olursun." dedim.
Bunu söyledikten sonra, Necati hariç herkes mutfakta kahkaha tufanına tutuldu. Necati'nin suratı birden yine asık bir hale dönüştü. Yüz mimikleri sürekli mutasyon geçiriyordu. Necati, önce Harun'dan intikam almak için, bacağını tutup sandalyeden düşürüp Amerikan güreşlerin de ki gibi üzerine atlayacak bir şekilde pozisyon aldı. Ben hemen arkasından gelerek sırtına atladım. Harun yerdeyken, Necati'nin bacaklarına tekme atıyordu. Necati bir yandan silkenirken, bir yandan da Harun'a tekme atmaya çalışıyordu. Kurbanlık inekler gibi debeleniyordu. Necati'yi devirmek, ejderhayı öldürmekten daha zor olsa gerek. Necati iyice sinirlenip, "Aaaa" diye bağırdı. Bütün gücüyle beni ön tarafa doğru takla açtırarak Harun'un üzerine attı. Harun'u gizlice dürtüp ikimizde birden ayağa kalktık, ayağından ben, diğer ayağından Harun tutup Necati'yi bu sefer yere düşürmeyi başardık. Üzerine hep birlikte çullandık. İrem, endişeli bir şekilde "Ne yapıyor bunlar?" düşüncesine dalmıştı. Necati yerde kıvranırken;
"Kalkın oğlum üzerimden kız var ayıp ben size böyle şeyler yapıyor muyum? Olmayan karizmamı da bitirdiniz. Yazıklar olsun sizi gibi dostluğa!" dedi.
Necati'nin üzerinden kalkıp, masa da kalanları da toparlamaya başladım. Necati'de yerden kalkarak, üzerini düzeltiyordu. İrem, Necati'yi öperek;
"Bir şeyin var mı hayatım?" diye seslendi.
Necati kendinden şaşkın bir halde;
"Ne ayakta mı duramıyorum? Bana bir şey olmaz mı?" dedi.
İrem, Necati'nin söylediklerine şaşkın bir şekilde bakarken. Necati, İrem'in elinden tutup;
"Kalk kız evleniyoruz. Ailenin haberi olmadan evleneceğiz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entrikalılar (Kitap Oldu)
ChickLitAz biraz üzgün, dertli, günü kötü geçen, ileri ki günleri için endişelenen, okul derdi olan, kafası karışık olan, umutları yıkılan, ağlayan, kendini yalnız hisseden, hasta olan, topluma kapanık, mutlu olan, sevinçten ağlayan kısacası bu hikaye hepim...