22. Bölüm "Eyvah, yakalandık!"

6.7K 342 99
                                    

"Herkese selam, sana hasret..!"

Keyifli okumalar :) :)

Multimedya : Erdem

~~22. Bölüm~~

Araba evin biraz gerisinde durduğunda sesli bir nefes alıp Erdem'e baktım. Bir eliyle ağzını kapatmış esnemekle meşguldu. Bu hâline gülümsemeden edemedim.

Uyandığımda saatin 15:57 olduğunu görmemle hiç istemememe rağmen kalkmış Erdem'i de zorla kaldırmıştım. Bütün ısrarlarımı geri çevirmiş, beni eve getirmiş ve yol boyunca esnemişti. Uyku mahmurluğuyla üzerini bile doğru düzgün giyinememişti. Üzerinde eşofman ve tişört vardı. Benim de ondan bir farkım yoktu. Üzerimde bana elbise gibi olan buz mavisi bir tişört ve içine benden iki tane daha girecek kadar bol bir eşofman vardı.

Erdem yol boyunca elimi esir almış ve arabayı tek eliyle kullanmıştı. Onu hala affetmemiştim ama yanında olmak huzur veriyordu. Elimi kurtarmak istedim ama başarılı olamadım. Elimi iki eliyle kavrayıp küçük bir öpücük kondurdu.

"Erdem artık gitmem gerekiyor.!" dedim elimi bırakmasını umarak. Aslında hep onun yanında kalıp onu doya doya sevmek istiyordum. Ama gitmeliydim. Daha işitilecek bir ton azarım ve anneme verilecek hesabım vardı. Bir de kimseye görünmeden bu kıyafetlerle eve nasıl gireceğim...

"Hiç bırakasım gelmiyor." dedi Erdem gözlerime bakarken. Benimde gelmiyordu ama içimde duygularımla ve kararlarımla yüzleşirken onunla daha fazla yan yana kalmak akıl karı değildi.

Elimi usulca ellerinin arasından çekip "Görüşürüz"dedim. Emniyet kemerine uzanmıştım ki ellerimin çekilmesi bir oldu. Erdem üzerime eğildi. Sıcak nefesi yüzüme çarparken yutkundum. Kendi tabularımı böyle bir anda yıkmak istemiyordum. Bu benim sonum olurdu.

Gözlerimin içine bakarak ellerini emniyet kemerine götürdü. Saniyeler dakikalar gibi geliyor bu yakınlık aklımı başımdan alıyordu. Gözlerimi kapatıp o oyunu da iğrenç konuşmalarıda unutmaya çalıştım ama olmuyordu. Her şey anbean zihnime paslı bir raptiyeyle tutturulmuştu. Her bir anı da büyük bir acı olarak beynime saplanıyor, beraberinde kalbimi de ağır bir yıkıma sürüklüyordu.

Yüzüme değen nefes kaybolunca gözlerimi açtım. Emniyet kemerim çıkmış, Erdem yerine geçmişti. Erdem'in yüzü acıyla harmanlanmış ve sağ eli yumruk olmuştu. Başımı üzgünce yere çevirdim. Bunları unutmak hiç de kolay olmayacaktı.

"Üzgünüm olanları bir çırpıda silip atamıyorum aklımdan" dedim acı dolu bir sesle. Unutmak isterdim ama yapamıyordum işte. Kolay değildi her şeyi silip atmak.

Erdem'in elleri yüzümü kavrarken alnımda dudaklarının sıcaklığını hissettim. "Biliyorum. Merak etme her şey yoluna girecek. Yaptığım hayvanlıkları sana unutturmak için elimden geleni yapacağım.. " dedi. Anlayışla gülümsedi ve ekledi. " Bir hafta da."

"Peki ya bir hafta sonra? Bir hafta bittiğinde ne olacak?" diye sordum. Vereceği tek bir cevap beni ürkütüyordu. Gitmek. Ona kızgındım, kırgındım. Kalbimde ona ait derin yaralar taşıyordum ama gitmesini kaldıramazdım. Ondan uzak durabilir, uzaktan sevebilirdim ama gitmesine dayanamazdım.

Elleri yüzümden kayarken geri çekildi. Yüzü ruhsuz bir ifadeye bürünürken sessiz kaldı. Bu benim için çok büyük bir yanıttı.

BENDEN ÖNCE ÖLMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin