6. Bölüm ^Buz Kütlesi^

9.7K 513 261
                                    


~~6. Bölüm~~

Telefonumun yüksek çalan alarmıyla yatakta sıçradım. Yüzüme vuran güneş yüzünden tek gözümü açıp, gözlerimi etrafta gezdirdim. Oda arkadaşım, Emel, uyuyordu. Bu geri uyuma isteğimi artırdığından inleyerek yüzümü yastığa bastırdım. Uyanmak zorunda olduğum için  oflayarak yataktan kalktım. Uyuşuk bir şekilde hazırlandım ve kahvaltı yapmadan yurttan çıktım. 

Kulaklığımı kulağıma takıp rastgele bir şarkı açtım ve yürümeye başladım. Sonbahar rüzgarı hafifçe yüzüme vuruyor, kumral saçlarımı  dalgalandırıyordu.

Yürümeyi seviyordum. Okula da yürüyerek gitmeye karar verdim. Fazla uzak değildi ve yetişebileceğimi düşündüm. Ne kadar yürüdüğümün farkında değildim ama yurttan epeyce uzaklaşmıştım.

Dün geceyi düşündüm. Erdem'in bana bağırışını, arabadan inmemi söylerken ki ifadesini... Içime çöken hüzün bulutları kulağımda çalan şarkının sesini duymamı engelliyordu. Yanlış bir şey sormamıştım ki, neden öyle çıkışmıştı anlam veremedim.

Içime dolan hüzün sıkıntıyla nefesimi dışarı bırakmamı sağlarken Erdem'in kahverengi gözleri zihnimde belirdi. O kadar güzeldi ki.. Önce dudaklarım güzel bir tebessümle kıvrılsa da daha sonra kaşlarımı çattım. 

Erdem ve gözleri beni neden ilgilendiriyordu ki? Boş hayallere kapılmaktan vazgeçmeliydim. O fazla ihtişamlıydı ve yakışıklı. Ben ise onun yanında oldukça sönük kalıyordum.

Hayal kırıklığıyla okulun bahçesinden içeriye girdiğimde yoğun düşüncelerim nedeniyle sert bir şeye çarpmamla afalladım.

"Afedersiniz!" dedim mahçup olduğumu belirten bir sesle. Kulaklığımın tekini kulağımdan çıkarıp çarptığım çocuğa baktım.  Bana bakan yeşil gözlerin sahibi mahçup ifademe karşın omuz silkti.

"Önemli değil." dedi ve gitmeden önce yakışıklılığını ön plana çıkaran gamzeleriyle gülümseyerek göz kırptı.

"Daha dikkatli olmalısın. Fazla düşünme!"

Arkasından şaşkınlıkla bakakalırken gülümsediğimi fark ettim. Aslında haklıydı. Fazla düşünmemem gerekliydi ama elimde olmadan kendimi düşüncelerin arasında kaybolmuşken buluyordum. Bu huyumdan nefret etsemde henüz bir çözüm bulamamıştım.

Bende yeşil gözlü çocuk gibi omuz silkerek okul binasından içeri girdim. Kahvaltı yapmamış olsam da acıkmamıştım. Derslikten içeri girdiğimde sessizce ilk gün oturduğum arka taraftaki sıralara oturdum. Insanlardan uzak olmak bana hep çekici geliyordu.

Başımı sıraya yaslayıp gözlerimi kapattım. Sanırım kahverengi gözleri görmek için ilk ders arasında kantine inecektim. Düşündüğüm şeyle gülümseyerek omuz silktim. Tamam ondan uzak durmaya çalıştığım doğruydu ama bu onu görmeme engel olacak bir sebep değildi.

"Ah, Tanrım! Sanırım evren seninle arkadaş olmam konusunda fazla ısrarcı."

Duyduğum gür ve neşeli sesle yerimden sıçrayarak doğruldum. Biraz önce kapıda çarpıştığım çocuk garip bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Anlamadım?"

Gözlerini devirerek yanıma oturdu. "Yerimde birini görmek oldukça şaşırtıcı."

BENDEN ÖNCE ÖLMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin