Medya da Ahmet Batman'a ait bir söz var.. Kendilerini çok severim ve en çok da sözlerini.. 😉 Sizce de çok anlamlı değil mi?😇
Merhabalar canlarım... 🖐 Ben geldim. Size güzel bir bölüm getirdim. Umarım beğenirsiniz. Güzel yorumlarınızı eksik etmeyin.. Keyifli Okumalar.. 😙
|31.Bölüm|
Mutluluk; üç hece, sekiz harf.. Tanımı yok.. Kalbimde taht kuran bu adam benim mutluluğum. Sanırım en güzel tanım bu. Bugün mutluluğu tattım ben, bugün ben dünyaya yeniden geldim. Hani hep demiştim ya hayat neden acımasız, neden bu kadar adaletsiz diye. Yuttum bütün o kelimeleri. Hayat acımasız olabilir ama adaletsiz değilmiş. Bunu şu an yanımda yürüyen ve elimi tutan adam sayesinde anladım.
Bir zamanlar yerinden söktüğü kalbimi öyle bir yerleştirmişti ki yerine herkes hayran kalmıştı. Bir zamanlar aşkımı öldürdüğünü sandığım adam beni öyle bir sevdi ki benim aşkım zaten ölüymüş dedim. Geleceğe dair umutlarım gökkuşağı kadar renkli artık. Hayatım bir avuca sığınmış güvende. İçimdeki bütün boşluklar dolu. Daha ne isterim ki? Hayatım da kalbimde mavi hayallerine kavuştu.
Okulun kapısına geldiğimizde bir kez daha baktım yüzündeki tebessüme , kahve harelerin yıldızlara ev sahipliği yapışına.. 'iyiki benimsin' dedim içimden, iyiki tarçın kokulu ömrümsün. İyiki kahvelerindeki yıldızlar, dudağındaki tebessüm bana ait. Teşekkürler Allah'ım.. Bana bu mutluluğu yaşattığın için sonsuz teşekkürler...
Okuldan içeri el ele girdiğimizde bizi bekleyen Sena ve Ufuk hemen yanımıza geldi. Sena bana sarılıp "İyi misin?" dediğinde yüzümde gülücükler saçarak "İyiyim" dedim. Şu an o kadar mutluydum ki tarif edemezdim. Gökyüzünde yürüyor aşağıdaki insanları izledikçe mutlu oluyor gibiydim. Her şey yoluna girecekti artık. Can'la evlenmeyecektim daha mutlusu ne olabilirdi ki?
Erdem'in uzattığı eline tekrar elimi bırakıp hep birlikte yürümeye başladık. Kantine gelip boş bir masaya oturduğumuzda Ufuk bize kahve getirmeye gitti. Erdem avucundaki elimle oynuyordu. Parmaklarını parmaklarımda gezdiriyor yüzüğüme dokunuyordu. Yüzüne baktığımda sırıttığını gördüm. Sırıtması bile ayrı güzeldi. Kalbim havalanmış uçmuştu. Ömrüm, ömrüm dediğim adamla birleşmiş , kaderin kırmızı ipliği parmaklarımıza dolanmıştı. Mutluyduk. Mutluluğu arayıp bulmamıştık , inşa etmiştik. Umarım sağlam attığımız temelin üzerine kurulu bir yuvamız olurdu.
Şimdi geriye şu olmaz olasıca bekaret testi kalmıştı. Abimi inandırmalıydım. Bu test olmak zorundaydı ailemi kaybetmek istemiyordum.
Ne kadar utanç verici olsada bu sınavı da tamamlayacak ve tamamen huzura erişektim ve bunu Erdem elbette bilmeyecekti. Sonradan öğrendiğinde bana çok kızacaktı ama başka çarem yoktu. Ne ailemden vazgeçerdim ne de ömrümden. Sadece bir güne ihtiyacım vardı. Yarın gece başımı yastığa koyduğumda her şey bitecekti ve ben ertesi gün artık evli bir kız olarak kocamın yanında olacaktım.
Gülümseyerek yüzüğümle oynayan adama baktım. Benim kocama. Ne kadarda yabancıydı dudaklarıma bu kelime. Sevmiştim bu yabancılığı.. Sevmiştim dudağıma eğreti duran huzurlu kelimeyi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN ÖNCE ÖLME
Romance"Benden önce ölme, dayanamam!" demiştim. Beni dayanmak zorunda bıraktı.. 🌸🌸 "Neden buradasın?" Üzerimde eğreti duran gelinliği avuçladım ve usulca pencerenin kenarına doğru yürüdüm. "Yapamadım." Kulaklarımı tırmalayan bir kelime çıktı dudaklarında...