Gözlerimin bir süre odağını bulmasını umarak etrafıma baktım. Buğulu görüyordum önce sonra görüntü netleşti. Raven tam karşımda beni izliyordu. Gülümsediğini gördüm içtendi. Sanırım. Sonra gözlerimi başka yöne çevirdiğimde güzel yüzlü esmer bir kız gördüm. Onu tanımadığıma emindim ama sanki daha önce görmüşüm gibi bir hisse kapıldım.
"Uyandın. Sonunda uyandın." dedi Raven mutlulukla. Şaşkındım. Bana hep mesafeli ve soğuk davranan Raven beni umursamış gibi görünüyordu. Sonra onu kurtarmış olduğum anı hatırladım. Onu iyileştirmiştim. Gayet sağlıklı bir şekilde karşımdaydı.
"Evet!" dedim doğrulmaya çalışarak ama vücudumdaki tüm kaslar sanki uyuşmuş gibiydi. Raven zorlandığımı görünce oturmama yardım etti. Çölde kalmışçasına susuzluk çekiyordum. Uzandım ve komidinin üzerinde duran su dolu bardağı alıp tüm suyu içtim.
"Ne kadar zamandır baygınım?"dedim. Raven yanındaki kıza baktı önce sonra bana döndü.
"Uzun zamandır."dedi. "O malum günden beri..." yüzü asıldı. Raven'ı kurtarmak için harcadığım enerji bedenimi tüketmiş olmalıydı.
"Ruhun bedeninden ayrılmış olduğu için uyanamadın."dedi esmer kız.
"Bu nasıl olur?" şaşkındım.
"Ruh belli durumlarda bedenden ayrılır ama tekrar geri döner. Bunu rüyalardan anlayabilirsin. Rüya ruhun özgür bir şekilde gezme olayıdır aslında. Ama senin ruhun geri dönememiş ve bir büyüyle bunu sağladık. "
"Peki bunca zaman ruhum neredeydi?"
"Bunu biz bilemeyiz. Ama bu evin içinde olmasaydın yaptığım büyü işe yaramazdı."
"Ben hiç bir şey hatırlamıyorum. Sanki o olaydan sonra uyumuş ve ardından uyanmışım gibi hissediyorum."
"Bazen hatırlamayabilirsin." Neler yaptığım bu zaman içinde neler yaşadığımı merak ediyordum aslında.
"Önemli olan şu anda uyanmış olman."dedi Raven. Bana karşı fazla mı iyiydi bugün yoksa onu kurtardığım için minnet duygusu muydu? Raven her zaman Raven'dı işte bir gün farklı birgün daha farklı. Buna alışmıştım o yüzden pek bu haline alışmayı planlamıyordum.
Kapı çaldı ve içeri önde John ve Barlas, arkadan diğerleri girdi. Barlas koşarak sarıldı.
"İyiyim."dedim gülümseyerek.
"Bizi çok korkuttun."dedi ve tekrar ayağa kalktı. Herkes mutlu görünüyordu.
"Kendini nasıl hissediyorsun?"dedi John saçlarıma dokunurken.
"İyiyim ama vücudum uyuşmuş gibi."
"Kaç gündür hareket etmedin bu yüzden bunlar normal."dedi.
Neden bu durumda olduğumla ilgili küçük bir konuşmalar başladı. Tam on gündür kendimde olmadan yattığımı öğrendim. Tüm zaman boyunca Raven'ın başımda beklediğini söylediklerinde Raven'a baktım. Fazla umursamadım bunca yaptıklarından sonra ona güvenmemi bekleyemezdi benden.
Raven'ın ilk kez gülümsediğini görüyordum. Yüzünü incelemekten alı koyamadım kendimi. Gülümsemek yakışıyordu ona. Belki de zamanla onunla da aramı düzeltebilirdim. Sonra bu düşünceyi rafa kaldırdım. O dengesiz biriydi sonuçta şimdi böyleyse yarın farklı olabilirdi. Temkinli davranmalıydım.
Banyo yapıp kendime gelmek istediğimi söyledim. Kızlar dışında herkes odadan çıktı. Alie önceden tanıdığı esmer kızla resmi olarak tanıştırdı beni. Adı Yasmen ve bir şifacı. İlk izlenimlerime göre gayet sıcak ve sempatik. Onlar sohbet ederken banyoya gittim. Aynaya yansıyan çökmüş yüzüme baktım. Yanaklarım kemikten ibaretti sanki gözlerimin ışığı yok olmuştu. Kendimde olmadığım süre içinde sadece serumlarla beslendiğim için zayıflamıştım. Berbat görünüyordum. Hemen ılık suyun altına girdim. Suyun vücudumdan aktığını hissettim. Sonra bir an başım döndü. Annemi gördüm mezarlıktaydık. Sonra her şey bir anda kayboldu. Bir anımı hatırlamak gibiydi.Ama net bir şey bilmiyordum. Banyomu bitirip bornozumu giydim ve odaya geçtim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHAFIZLAR Cehennem Lordu
FantasyTanrı'nın en sevdiği Lucifer diğer melekler gibi insanın önünde diz çökmedi. Ona göre kendisi topraktan yaratılmış bir varlıktan daha üstündü. Sonunda kibrine yenik düştü ve cennetten kovuldu. Kendi için hazırlanmış olan cehenneme sürgün edildi. Ama...