"Hadi ama Barlas! Kımılda biraz."Barlas'la çalışmalarımız daha da hareketlenmişti yani ben eskisi gibi savunmasız değildim. Ataklarımı kuvvetlendirmiş,savunmamı geliştirmiştim. En azından vücuduma darbe almadan her şeyi iyi idare ediyordum. Barlas'ta bunun farkındaydı. Her atağını savuşturarak kendine çeviriyordum. Bu da bana onunla dalga geçme imkanı sunuyordu. Tabi ki ben de keyfini çıkarıyordum.
Barlas dizlerinin üzerine çöktü ve pes ettiğini itiraf etti nefes nefese. Bense hiç yorulmamış sanki hiç hareket etmemiş gibi enerjik hissediyordum. Aslında uyandığımdan beri kendime daha da fazla güvenmeye başlamıştım. Barlas'ın yanına çöktüm. Aklımda uzanıp parlak gökyüzünü izlemek vardı ama Raven gelerek John'un bizi ofisinde beklediği haberini verdiği zamana kadar. Hemen John'un ofisine gidip koltuklara oturduk.
John önce benim durumumun nasıl olduğunu sordu Barlas'a. Barlas gayet iyi olduğumu söyleyince John asıl konuya hızlı bir giriş yaptı.
"Michigan Tawas city'de üç gün içinde 10 kişinin esrarengiz bir şekilde kaybolduğu haberini aldık merkezden. Ve dört kişilik bir grup bu gece görev için yola çıkacak. Kayıp kişilere ne olduğu bilinmiyor o yüzden zebani saldırısı olabilir. Yine de her şeye hazırlıklı olmalıyız. Raven, Kavin, Yasmen ve All bu görev sizin." John beni ilk görevime gönderiyordu peki ben hazır mıydım işte bunu bilmiyordum. İçimde korku ve heyecan boy göstermeye başladığında
"Ben de onlarla gitmek istiyorum."dedi Barlas.
"Sen başka bir göreve gideceksin."dedi John ve konuyu hemen kapattı. Barlas morali bozulmuş görünüyordu. Ama benim ondan daha büyük bir problemim vardı. Gerçekten hazır mıydım bu göreve?
"Ben görev için hazır olduğuma emin değilim John."dedim. Sesim tedirginliğimi fazlasıyla gözler önüne seriyordu. Gitmek istiyordum ama aynı zaman diğerlerine yük olmaktan korkuyordum.
"Bu senin için bir başlangıç. Eğitimlerin gayet iyiydi. Hem tedirgin olacak bir durum yok yalnız olmayacaksın."
"Yine de...."
"Göreve gideceksin Kavin ve ben çok başarılı bir muhafız olacağına eminim." sözümü bile tamamlama izin vermeyen John bana güvendiğini de vurgulamıştı. Bana da itiraz etme şansı bırakmamıştı.
"Bundan emin misin?"dedi Raven. "Yani Yasmen konusunda." Yasmen ses çıkarmadı. Sadece masum gözlerle John'un tepkisini izliyordu.
"Yasmen daha önce yalnız başına zebanilerle savaşmış ne yapması gerektiğini ve silah kullanmayı biliyor merak etme. Bunu bizzat kendim gördüm." Yasmen hafifçe gülümsedi. Yani bu demek oluyordu ki aralarındaki tek tecrübesiz bendim. Tabi bu da beni daha da korkutuyordu.
*******************
Kabinler sadece New york içinde kullanıldığından birliğe ait bir helikopterle gece 2 de yola çıkacaktık.
Kullanacağımız tüm silahlar bir çantada toplandı. Yanımıza bir kaç parça eşya da aldık. Görevin kaç gün sürece belirsizdi. Gitme vakti geldiğinde helikopterin yanında buluştuk. Ben ne kadar tedirginsem Yasmen benim aksime sakin görünüyordu. Cesareti hayranlık uyandırıcıydı doğrusu.Raven ve All helikopteri kullanmak için ön tarafa geçtiler. Ben ve Yasmen'de arkada oturduk. Emniyet için kemerleri takmamızı söyledi All. Arkama yaslandım ve helikopterin yerden yükselmesini izledim. Heyecanlıydı ama biraz sarsıntılıydı. Daha önce hiç helikopter yolculuğu yapmamıştım. Zaten bütün ilklerimi bu birlikte yaşıyor olmam kaçınılmazdı artık.
Yarım saatlik bir uçuştan sonra Tawas city'e inişe geçtik. İniş yaptığımız alan boş bir araziydi. Etrafında ağaçlık alandan başka bir şey olmayan eski bir çiftliğin yanı başındaydı. Helikopterden indiğimizde bir araba çiftlik arazisine giriş yaparak yanımıza kadar geldi ve durdu. İçinden yaşlı uzun boylu bir adam indi ve bize doğru geldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHAFIZLAR Cehennem Lordu
FantasyTanrı'nın en sevdiği Lucifer diğer melekler gibi insanın önünde diz çökmedi. Ona göre kendisi topraktan yaratılmış bir varlıktan daha üstündü. Sonunda kibrine yenik düştü ve cennetten kovuldu. Kendi için hazırlanmış olan cehenneme sürgün edildi. Ama...