YGS'ye son 6 gün diyorum başkada birşey demiyorum-gözdevirenvesalyasümükağlayanemoji-
YGS'ye girecek olan bebek pandalarımıza başarılar diliyoruz.YGS'nin gireceği bebek pandalarada şimdiden geçmiş olsun ehehe.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
RUMEYSA
Sabah yine erkenden kalktım. Her zamanki gibi. Ya ben anlamıyorum. Tuğba'yla Büşra nasıl o kadar saat uyuyabiliyor ya. Neyse. Kısa bir duş alıp üzerimi giydikten sonra aşağı indim. Salona kısa bir bakış attığımda Ebru ve Liam'ın koyu bir sohbette olduğunu görünce gülümsedim. Kaç gündür somurtmasının bittiğini görmek güzeldi. Onları rahatsız etmeyip mutfağa girdim. Masada sadece Harry vardı. Ona gülümseyip "Günaydın." Dediğimde çayındaki bakışları bana döndü ve gülümseyip "Günaydın." Dedi.
Dolaptan mısır gevreğini ve sütü alıp kasenin birine boşalttım ve çekmeceden kaşık alıp Harry'nin karşısına oturdum. Onları Ayşe'den sonra en sevmeyen bendim ve normalde Harry'nin böyle düşünceli görünmesini umursamazdım ama vicdanım sağolsun beni rahat bırakmadı.
"Harry?" dedim sorar gibi. Geldiğimden beri içmek yerine çayına bakan yeşil gözleri kahverenginin en koyu gözlerimle buluştu. Tuğba'nın o gözlere nasıl baktığını buraya geldiğimizden beri defalarca görmüştüm. İstediği kadar inkar etsin, onu seviyordu. Onu görünce parıldayan gözlerinden biliyordum sevdiğini. Öylesine hayranlıkla ve sevgiyle bakıyordu ki gözlerine bazen bu aptal rapunzeli kıskanıyordum. Ne yapayım yani?! Çok güzel bakıyor ya. Bu salağa bakacağına bana baksın öyle! Okey. Sakinim.
"Evet?" dediğinde "Bir şeyin mi var?" diye sorduğumda gülümsedi. Yine o arada kalmış gözlerini gördüm. Bir şey söylemek istiyor, ama söyleyemiyor gibiydi. En son onu böyle gördüğümde Ayşe'yle bir şey konuşuyorlardı.
"Tuğba'nın neden sevgilisi yok?" diye sorunca bir an kalakaldım. Tuğba her ne kadar inkar ederse etsin Harry'den vazgeçemiyordu ve ben bunu tabi ki de Harry'e söyleyemezdim. Bu yüzden omuz silkip "Onun düşünceleri bize göre biraz farklı. O kalıcı ve ciddi bir ilişki istiyor ve bazen sevgilisi olsun istese bile bizim ilişkilerimizdeki sorunları görünce vazgeçiyor. Bilmiyorum. Tuğba biraz farklıdır. Deli doludur ama aynı zamanda üzgündür. Bazen ruh hali çok çabuk değişir ve anı yaşamayı sever ama sürekli geleceği düşünür." deyip kendi kendime güldüm.
"Birini severse sevgili olur mu?" diye sorduğunda başımı salladım. "Gerçekten çok, çok fazla severse olur." Dediğimde Harry başını salladıktan sonra biraz durdu ve yeniden konuşmaya başladı.
"Geçen gece. Sarhoş olduğu zaman." Dedikten sonra sustu. "Evet?" dedim devam etmesi için.
"Beni sevdiğini söyledi."
Harry'nin söylediği şeyden sonra yediğim gevrek boğazımda kaldı ve birkaç defa öksürüp "Ne dedi?" diye sordum zar zor. Sonra derin bir nefes alıp verdim.
"Tam olarak ne söyledi?" diye sorduğumda "Liseden beri beni sevdiğini söyledi." Dediğinde ağzım açık kalmıştı. İnanmıyorum! Bu gerçek mi? Başımı iki yana salladım.
"Ben.." diye başladım ama ne söylesem bilemediğim için sustum.
"Onu stüdyoya getirdiğim gün bana hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Ama benden sürekli kaçıyor." Dediğinde "Demek ki hatırlıyor." Dedim ve dediğim an pişman oldum. Bunu içimden söylemem gerekiyordu!
"Nasıl?"
Harry kaşlarını çatıp bana baktığında derin bir nefes alıp verdim. "Lise boyunca seni sevdi ama sonra senden vazgeçmeye karar verdi. Çok fazla erkek arkadaşı oldu ama hiçbiri sevgilisi olamadı. Sonra seni bu şekilde unutamayacağına karar verince zamana bıraktı ve şarkı sözleri yazmaya ve beste yapmaya başladı. Arada bazı cümlelerinde senden bahsettiğini fark ederdim ama bir şey demezdim. Eğer seni gerçekten seviyorsa en sonunda sana bunu söyler ama o korkaktır. Bunu söylemesi için uzun bir süre bekler çünkü senin onu üzüp üzmeyeceğinden emin olur. Biz arada çok şiddetli kavga ederiz sevgililerimizle ve Tuğba bizi teselli eder. O sıralar sevgilisi olsun istese de bizi öyle görünce vazgeçer ve uzun bir süre onun için 'sevgili' konusu kapanır. Mesela şu anda olduğu gibi. Ebru'nun o halini gördükten sonra kimseyle sevgili olacağını sanmıyorum." Dediğimde hızlı bi nefes verip güldüm. "Ne uzun konuştum." Dediğimde o da gülümsedi. Birkaç saniye sonra merakıma yeni düşüp "Ona karşı bir şeyler mi hissediyorsun?" diye sordum.