Merhaba :) ben geldim. Öncelikle sizlere çok teşekkür etmek istiyorum. Sizin kadar güzel insanların benim yanımda olduğunu bilmek, sizin bana olan destekleriniz ve güzel düşünceleriniz beni zor zamanlarımda ayakta tuttu. Ve bende sizlere yeni bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm diğer bölümlerden farklı. Çünkü Gerçek Ezra Erdemi tanıyacağız. Ayrıca bazı saklı şeyler var. Bakalım neler olacak.
Bölüm şarkısı en sevdiklerimden biri ❤️
İyi OKUMALAR...
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••"Geçmişinin sana selamı var ! Herşeyini alacaklar Erdem ! Herşeyini !" Son kelime kulağımın dibinde söylemişti.
'Herşey'den kastı ben miydim ?
Ezranın dişlerini sıkıp, silahını daha sıkı kavradığını gördüm.
"Götü yiyen gelsin, alsın herşeyimi ! Verirsem tabi !"
"Çok yakında Erdem ! Çok yakında."
Ardından herşey çok hızlı gelişti. Öne doğru fırlatılmam ve bir el silah sesini duymam bir oldu.
Sert zemin ile buluşmama ramak kala bir çift kol tarafından yakalanıp, sert bir gövdeye yaslandım. Hızlı nefes alış verişlerim yüzünden, hızla inip kalkan göğüs kafesim, kollarını bana sıkıca dolamış olan bedene çarpıyordu. Tüm duyularım algıladıkları, tanıdık olan sert kokuyla kendilerine geldiler. Göz yaşlarım arsızca yanaklarımdan süzülürken, titreyen bedenime hakim olamıyordum. Sesler kulağıma uğultu şeklinde gelirken, kapadığım gözlerim yüzünden görüntü yoktu.
Saniyeler birbirini kovalarken, bedenime dolanan kollardan biri bacaklarıma da dolandı ve yerden havalandığımı hissettim. Gözlerimi kırpıştırarak açarken, beni kendine hapseden adamın omzundan arkaya baktım.
O an kanımın çekildiğini hissettim. Yere uzanmış ve şakağından oluk oluk kan akan bir beden görüş alanıma girdi. Beni esir alan adam, daha sonra kendini imha mı etmişti ?
Gördüklerimi ve yaşadıklarımı daha fazla kaldıramayacağımı hissedip kendimi boş karanlığa bıraktım.
🔫 EZRA ERDEM 🔫
Kucağımda baygın yatan Hira ile hızla arabaya bindim. Hirayı esir alan şerefsiz, kendi kafasına kendisi sıkmıştı. Halbuki onunla ilgili çok güzel planlarım vardı !
Benim olana birileri göz dikmişti ! Ama anlaşılan benim olana el uzatılmayacağını öğrenememiş ki, böyle bir aptallığa cesaret edebilmiş !
Eve geldiğimizi duran araba ile anlayıp, şoförün açtığı kapıdan kucağımda Hira ile indim. Hızla odasına yönelirken, "Oktay ! Hemen buraya gel !" Dedim.
Kucağımdaki bedeni yatağa bırakırken Oktay da odaya girmişti.
"Baygın. Kontrol et ! Bir şey yap !" Dişlerimi sıkmaktan çenem ağrımıştı.
"Abi sakin ol !" Oktayın sakin sesi ile sinirim artarken ağzımı açmıştım ki içeri elinde küçük bir çantayla Eda girdi.
Oktay hızlıca çantayı alıp, içinden bir kaç alet çıkardı. Göz muayenesi için kullanılan aletle gözlerini inceledi. Ardından otoskop ile kulak muayenesini de yaptıktan sonra geri çekildi.
"Gayet iyi durumu. Birazdan uyanır, merak etme abi." Yüzümü sıvazlayıp geri çekildim.
"Emin misin ? Hastaneye götürsek mi ?" Oktay eşyalarını topladı ve çantaya koyup bana döndü.
"Abi, tıp okuyorum. Hemde dereceli olarak girdiğim bir okulda." Dedi alınmış gibi yaparak.
"Tamam lan. Kız gibi tavır yapma hemen." Oktay sırıtarak odadan çıkacakken ardından seslendim, "Oktay, Mira nasıl ? O şerefsiz kendi kafasına sıkarken görmedi demi ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şebefruz
General FictionEzra Erdem, karanlığın adamı değildi. O tam olarak karanlığın kendisiydi. Bizim hikayemiz toz pembe değil, grinin en sisli haliyle başlamıştı. Babamın borcuna karşılık, Türkiyenin gelmiş geçmiş en acımasız mafyasına verilmekti kaderim. Çok ilkel...