Arkadaşlar herkese merhaba :) vote sayısı okunma sayısına göre çok güzel. Ama yorum için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Lütfen yorum yapın ve düşüncelerinizi bana iletin. İyi okumalar.
Multimedya ; Hiranın akşam yemeğine giydiği kıyafet.
--------------------
Hani bir şey içerken bir arkadaşınız komik bir şey söyler. Gülmeniz gerekir ama ağzınız dolu olduğu için gülemezsiniz ve içtiğiniz şey burnunuzdan gelir ya. Hah! İşte aynen o durumdayım şu anda. Faruk'un yaptığı komikliklere ve esprilere kahkahalarla gülmek isterken genzime kaçan kahve ile öksürmeye başladım."Güldürmek isterken, öldürüyordum resmen" Sırtıma vurmayı bırakıp yerine oturan Faruka baktım.
"Biraz öyle oluyordu." Gülerek kaldığımız yerden devam ettik. Kokteylden sonra ki hafta tüm günümü Faruk ile gezip eğlenerek geçirmiştim. Gerçekten iyi, kibar ve komik biriydi. Arkadaşım pek olmadığı göz önüne alındığında Faruk konuşup görüştüğüm ve en iyi anlaştığım insandı. Tabi bunda bana çok benzemesi de büyük bir etkendi. Bir çok ortak noktamız vardı. Mesela ikimizinde favori filmi 'Aşk ve Gurur' du.
"Akşam müsaitsen yemeğe çıkalım mı?" Faruk utangaç bir kişiliğe sahip değildi. Fakat nedense benimle konuşurken bir şeylerden veya 'benden' çekindiği için tekliflerini hep çekinerek yapıyordu.
"Müsaitim." Dedim gülerek. O da derin bir nefes vererek gülümsedi. Biraz daha oyalandıktan sonra bir haftadır favori mekanımız olan Sahil kafeden çıkıp eve geldik. Bir kez daha Faruk'a gün için teşekkür edip akşam için sözleştik. Bahçeyi geçip eve girdim. Mira okulda annem ise dernekteydi. Evin boş olmasını fırsat bilerek biraz dinlenmek için odama çıkma kararı aldım. Babamın çalışma odasının önünden geçerken içeriden konuşma seslerini duydum. Kaşlarımı çatarak odaya girdiğimde babam deri koltuğuna oturmuş, başını elleri arasına almıştı. Siyah tekli koltukta ise saçları beyazlamaya başlamış ama vücudu bunu inkar edercesine fit olan siyah takım elbiseli bir adam duruyordu.
Babam beni görünce yerinden kalkarak yanıma geldi.
"Hira, sen dışarıda değil miydin?" Göz ucuyla adama baktığımda bacak bacak üstüne atmış, ellerini de kucağında birleştirmiş bizi izliyordu.
"Dışarıdaydım ama geldim. Sen neden şirkette değilsin ? Bir sorun mu var?" Şüpheyi bariz bir şekilde ortaya koyan ses tonuma babam gülümsedi ama bu gülüşte samimiyet veya mutluluk aramak saçma olurdu. Zoraki bir gülümsemeydi.
"Bir sorun yok tatlım. Bir görüşme yapmam lazımdı. O da bitti. Beyefendi de gidiyordu" adam kendinden bahsedildiğini anlayınca ayaklandı.
"Cevabınızı en kısa zamanda bekliyoruz. İyi günler Haldun Bey..." Babamla tokalaştıktan sonra sessizce odadan çıkan adama baktım bir süre. Ne değişik insanlar var.
"Babacığım kim o adam? Ne cevabından bahsediyordu ?" babam kalktığı deri koltuğuna tekrar oturdu.
"Önemli bir şey değil tatlım. İş güç işte." Daha fazla irdelemeden babamı öpüp odadan çıktım. Sadece iş olmadığı kesindi ama bu durumda kurcalamak babamı pek memnun edecek gibi görünmüyordu.
Odama çıkıp çalışma masama oturdum. Dinlenmekten vazgeçtiğim için hazırlayacağım araştırma ödevinin ön planını yapmaya karar verdim. Konumu internet ve ansiklopedilerden araştırıp. Kısa bilgileri daha sonra araştırmak için not tuttum. Kaba taslak bir sunum planı hazırlayıp masadan kalktım. Gerinerek komodinin üzerindeki saate baktım. Vakit ne ara bu kadar geç oldu ? Koşturarak banyoya gidip hızlı bir duş aldım. Siyah iç çamaşırlarımı giyip maşayı fişe taktım. Dolabımdan her zaman hazır duran kombinlerimden birini çıkarıp giyindim. Saçlarıma maşa ile şekil verip topladım. Telefonum, cüzdanım ve kimliğimi de alıp çantaya koydum. Parfümümü de sıktıktan sonra hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şebefruz
Ficción GeneralEzra Erdem, karanlığın adamı değildi. O tam olarak karanlığın kendisiydi. Bizim hikayemiz toz pembe değil, grinin en sisli haliyle başlamıştı. Babamın borcuna karşılık, Türkiyenin gelmiş geçmiş en acımasız mafyasına verilmekti kaderim. Çok ilkel...